1. Bölüm

146 19 4
                                    

Sabah uyandığımda hem mutlu hem üzgündüm.

Bugün tatilinin ilk günüydü ama arkadaşlarımın hepsi tatile gittiği için yapa yanlız kalmıştım İstanbul da.

Annemlere çok yalvarmışdım 'bizde bir yere tatil yapmaya gidelim' diye ama yeterince paramız olmadığı için mümkün olmadı. Anlayışlı olmam gerekiyordu, biliyorum.

Yavaşca yataktan kalkıp etrafa bakındım. Odam çok dağınıktı heryerde ders kitapları ve not tuttuğum kağıtlar vardı.

Lise sonlu bir kızın dramı.

İkinci dönem sınavlarım bitmiş durumdalardı aynı benim gibi. Bir haftaya üç tane sınav koymak hangi akıllının fikriydi? Neyse ki iyi geçmişti hepsi.

Tamamen kalkıp odamı toparladım. Tek tek kitapları kaldırınca elime gelen İşletme kurmanın zorlu yolları adlı, 1800 sayfalı esere kendi kendime gülümsedim. Bazı insanlara saçma gelebilirdi ama benim hayalim üniversitede işletme bölümünü okumaktı ve şimdiden kendimi bu konuda geliştirmek hoşuma gidiyordu. İleride yaptığım işte iyi olmak istiyordum.

Kağıtları dosyalarıma koyunca geçen ay yazdığım 10 sayfalık kompozisyonu gördüm. Ögretmenim bu ödevi çok beğenip herkese bir fotokopisini vermişti ve bu beni çok gururlandırmıştı. İnek değildim ama bir çok öğrenciye göre iyi gidiyordu okul hayatım.

Ben düşüncelerime dalmış bir şekilde odamdayken annemin sesi beni gerçek hayata döndürdü.

"Buğlem hala uyanmadın mı kızım sen? Saat bir oldu bizim kız hala uyuyor." diye bağırdı yan odadan.

Tatildeyken bile uyumama izin verilmiyor. Üniversiteye başlayınca ayrı eve çıkabilsem keşke. Maalesef bu bir gecelik arkadaşımda kalmama bile izin vermeyen bir ailede pek mümkün değil. Mümkün olsa da zaten para durumumuz engel olurdu herhalde.

"Uyumuyorum anne. Odamı topluyordum." diyerek odadan çıktım.

2+1 olan dairemizde annemi bulmaya çalışırken mutfak da olduğunu fark ettim.

"Madem uyanıksın neden bana yardım etmiyorsun? Dünya kadar iş var." diye azarladı hemen beni annem.

"Bu sene 18 yaşıma giriyorum ve hala annemden azar işitiyorum." dedim sessizce.

"Sus. Anneye cevap verme." dedi. "Çabuk üstünü giyin markete gidiyorsun." diye ekledi.

"Anne hani diyorum emir vermek yerine rica da bulunsan? Markete gidermisin kızım desen daha mutlu olurum isteyerek yaparım dediğini." dedim masanın üzerinde olan bir elmayı elime alıp çeşmeye yönelerek.

"Gerek yok kibarlığa zaten dediklerimi yapmak zorundasın." diye cevap verince gözlerimi devirerek yıkadığım elmayla birlikte tekrar odama döndüm.

Üstüme giyecek herhangi birşeyler ararken oldukça sinirliydim. Bazen bu ailede hiç kimse benim ne düşündüğümü yada ne hissettiğimi umursamıyor gibi hissediyordum. Anca başıma emirler yağdırıp azarlıyorlardı beni.

Giyinmemin ardından elime telefonumu alıp Instagram'a girdim. Arkadaşlarım tatil fotoğraflarını internete koymaya başlamışlardı bile.Açıkçası kıskandım. Hemde çok. Tam üç senedir tatile gidemiyorduk ailemle.

Instagramda gezinirken birden telefonum titredi ve Azra arkadaşımın bana mesaj attığını gördüm.

Azra: Buğlem kurtar beni annem yakında gebertecek.

Ben: Ne yaptın yine?

Azra: No yopton yono. Hiç aklından geçmiyor mu benim hiçbir suçum olmadığını?

Ben: Hayır.

Azra: Buğlem biz neden kankayız?

Ben: Çünkü beni çok seviyorsun?

Azra: Maalesef. Gönül bu işte ota da konuyor sanada.

Tam birşey yazacaktım ki odamın kapısının hızlıca açılma sesiyle telefon elimden düştü.

"Ben sana demin çabuk hazırlan demedim mi kızım? Ne yapıyorsun sen burda iki saatdir?" derken gözü telefonuma kaydı.

"Anne Azra mesaj attı da ona dalmışım." dedim telefonu yerden alarak.

"Başlatma Azraya markete git. Liste yaptım sana alınacaklarla." diyerek odadan çıktı annem.

O çıktıktan sonra Azra ile olan konuşmama dönüş yaptım.

Azra: Kanka birazdan bizim Cafe de buluşalım mı?

Ben: Önce markete gitmem gerek. 1 saat sonra orada olurum.

Telefonumu, listeyi ve biraz para alarak markete doğru yola çıktım. Orada işlerimi hallettikden sonra alışveriş yaptığım poşetleri eve koyup anneme dışarıya çıktığımın haberini vererek yola koyuldum.

Bizim evin hemen yanında olan Cafe ye vardığımda Azrayı telefonunla uğraşır bir şekilde buldum.

"Senin derdin benimle buluşmak değil, telefonunla rahat rahat vakit geçirebilmek" diyerek karşısında olan sandalye ye oturdum.

"Ya saçmalama Buğlem sadece mesaj gelmiş mi diye kontrol ediyordum" diyerek sitem etti.

"Kimden gelecek ki? Özel birisi var da benim mi haberim yok?" diyip tek kaşımı kaldırdım.

"Özel. O bakımdan özel değil kanka olarak özel."

"Beynim error verdi. Bizim okuldan birisi falan mı? Cinsiyeti ne? Ne ara bu kadar yakın oldunuz?" diyip sipariş vermek icin garsona elimi kaldırdım. Ne yapayım kahvaltı etmemiştim ve karnımdan garip garip sesler çıkıyordu?.

"Yok bizim liseden değil ve erkek. Çok iyi birisi böyle tam abi olacak bir tip."

"Bana abilerden bahsetme Azra benim abim bana yetiyor, biliyorsun. Nerden tanıyorsun bu çocuğu? Kızım şu olayı bi başından sonuna kadar anlatsan?"

"Ben geçen ay bir siteye üye oldum kanka. Hiç sana anlatmaya fırsat olmadı. Böyle Facebook gibi bir yer ama ortam daha samimi. İstediğin kişiyle konuşabiliyorsun, tanışabiliyorsun, kimse garipsemiyor." diye anlattı Azra. Ses tonundan beni yaptığı şeyin iyi birşey olduğuna ikna etmeye çalıştığı çok belliydi. Biliyordu böyle şeylere karşı olduğumu.

"Azra kendine dikkat et. Sanal alemler sapık abaza dolu."

"Biliyorum Buğlem ama iyi kişiler de var. Bak mesela Uras."

"Uras?"

"Mesaj beklediğim çocuk. Bir ay içinde çok iyi arkadaş olduk onunla. Birbirimize bir çok konuda destek çıkıyoruz. Hatta şu anda Abitur sınavına girdi oradan çıkmasını bekliyorum. Nasıl geçti diye sorabilmek için."

"Abit-ney?" diyip yüzümü buruşturdum.

"Abitur kanka. Onun oturduğu yerde bizim YGS sınavına o ismi veriyorlarmış."

"Nerede oturuyor ki bu? Azra cidden gidip Gavur mu buldun başına?"

"Ya ne Gavuru? Almanya da yaşayan bir Türk. Gurbetci yani." diye savundu Urası.

Önüme gelen bir tabak çikolatalı kek ile Azrayla konuştuğumuzu unuttum. Yemek kadar güzel bir şey yok bu dünyada. Kendime geldiğimde arkadaşımın anlattıklarını dinlemediğimi farkettim ve konunun ortasında dinlemeye başladım.

".. yani demek istediğim gerçekten çok güzel bir uygulama. İstersen sende indir zaten yaz tatilinde ikimizin de başka işi yok?"

Dediklerini aklımdan geçirdim. Gerçekten de yaz tatili boyunca bana oyalanacak birşey lazım ve beğenmezsem geri silerim düşüncesiyle "Tamam" dedim Azraya.

Biraz daha havadan sudan konuştuktan ve hesabı ödedikten sonra ayrıldık ve evlerimize gittik. Bahsettiği ugulamayı akşam üzeri indirecektim.

2185 KilometreHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin