4

47 3 0
                                    

Hatırlatma.

Boynuma doğru yaklaştı, kokumu almaya çalışıyordu nefesini içine çekmesinden anlamıştım. Boynumu öpmeye başladı kusacam şimdi ama ben ya ıyy pistir şimdi bu. Yapacak bişey kalmadı son çare olarak bastım çığlığı. Daha ben tam çığlık atamadan oğlan boynumdan uzaklaştı ve güm! Yumruk sesi. Lan noluyor ? karanlıkta fazla da birşey göremiyorum. Gördüğüm tek şey boynumu öpen oğlanın sağlam bir dayak yemesiydi.
**
Yok artık bu gerçek olamaz ama. Oğlanı döven Luke muydu şimdi ? Yerdeki piçi bir güzel dövdükten sonra kollarımı tutanı da dövdü. Luke da öyle bir güç vardı ki - o kaslar boşuna değilmiş anladım- karşı taraf iki kişi olduğu halde bir yumruk bile atamadılar. Anlıyacağınız ikisi de çok güzel dayak yedi.

Ben şok olmuş bir şekilde onlara bakıyordum sadece, kolay değildi az kalsın tecavüze uğrayacaktım tabi Luke olmasaydı. Ben daha şoku üzerimden atamadan Luke yanıma geldi. Göğsü çok hızlı bir şekilde kalkıp iniyordu, yorulmuştu. Yüzümü avucunun içine aldı. Gözlerine baktığımda sinir, korku, endişe vardı. Bilmiyorum ama bu bende hobi gibi birşeydi. İnsanların gözüne baktığımda hissettiklerini anlardım.

- İyi misin, birşey yapmadılar demi sana? Hem sen bu saatte bu sokakta ne geziyosun lan.

Lan daha az önce sakince konuşuyordu, niye bağırdı ki bir anda böyle.

- İ-iyiyim birşeyim yok merak etme. Sadece yolda yürürken dalmışım isteyerek girmedim bu sokağa.

Sakinleşmeye çalışıyordu, bu her halinden belliydi. Nefesini sesli bir şekilde dışarı verdi ve kollarını boynuma dolayıp beni kendine çekti. Göğsüne kafamı koydum, kokusu harikaydı huzur veriyordu insana. Rahatlamıştım onun kolları altında bu beni iyi hissettirmişti. Gerçekten çok korkmuştum ama belli etmemeye çalışıyorum.

- Geçti artık korkmana gerek yok ben varım yanında. Hadi gel seni evine bırakayım.

Tamam anlamında kafamı salladım sadece. Kolunu omzuma attı, iyice yaklaştırdı kendine. Yürümeye başladık. Şaka gibi ama çok fazla sevmiştim bu oğlanı, güven veriyordu bana.

Sonunda eve geldik. Yolda hiç konuşmamıştık, işime de gelmişti çünkü konuşacak durumda değildim. Karşımda durdu, onu izliyorum şu an sadece. Mimiklerini, hareketlerini, yüzünün en ince ayrıntısını bile inceliyorum. Ben ona bakarken o yüzümü avuçlarının içine aldı. Aklına kazımaya çalışır gibi baktı bana, yüzümü ezberlemeye çalışıyordu sanki. Yavaşca alnıma yaklaşıp ufak bir öpücük bıraktı.

- Kendine dikkat et olur mu ? Birşey olursa da bana haber ver hemen. Yarın görüşürüz, iyi geceler güzellik.

- İyi geceler Luke.
Tebessüm etti ve arkasını dönüp yürümeye başladı.
- Luke her şey için teşekkür ederim.
Olduğu yerde durdu.
- Önemli değil Anna hadi evine gir artık.

Gülümseyip eve doğru yürümeye başladım, duş alsam iyi olacaktı. Eve girdiğimde ortalıkta kimse görünmüyordu. Umursamadım aslında, odama çıkıp hemen banyoya girdim. Deliği tıkayıp suyu açtım, küvet dolana kadar da üzerimi çıkardım. Çilekli duş jelimden de biraz döktüm içine, çilek kokusuna aşıktım resmen. Küvete girdiğim an gevşediğimi hissettim, ılık suyla çilek kokusu birleşince muhteşem oluyordu.

Ne kadar küvetin içinde kaldım bilmiyorum ama cildim kırışmıştı resmen ve uykum çok fazla gelmişti. Hemen küvetten çıkıp havluyu sardım vücuduma. Hızlı bir şekilde üzerimi de değiştirdim vee mutlu son, sonunda yataktaydım. Yavaş yavaş gözlerim kapandı.

Sabah yine alarm sesiyle uyandım. Okula hiç gidesim yoktu ama uyandığım zaman tekrar da uyuyamazdım. Öyle de salak saçma bir huyum vardı işte. Hızlıca kalkıp banyoya gittim ve her zaman ki rutin işlerimi hallettim. Giyinme odama gidip üzerime rastgele birşeyler geçirdim. Gerçekten bugün keyfimde değildim.
Aşağıya indiğimde annemi tek başına gördüm, babam neredeydi ki.

- Günaydın anne. Babam nerde o yok mu ?
- Erken çıktı o kızım işleri varmış.
- Öyle olsun bakalım. Neyse ben çıkıyorum sonra görüşürüz.

Annemi öptükten sonra hemen çıktım evden. Arabama atlayıp okula doğru sürmeye başladım.
Okula geldiğimde bizimkilerden sadece Amy ve Alice' i gördüm. Diğerleri nerdeydi ki acaba ?

- Günaydın. Bu kadar mısınız diğerleri nerde ?
- Erkeklerin işi varmış bugün gelmediler okula.
- Ne işleri varmış ?
- Bilmiyoruz söylemediler.
- Öyle olsun bakalım. Öğreniriz nasıl olsa.

Sınıftaydık ve hocayı bekliyorduk. Gelmese daha iyi olacaktı aslında, ders dinlemek istemiyorum çünkü. Erkekler de olmayınca daha sıkıcı olmaya başladı. Onlar olunca biraz da olsa gülüyordum şimdi o da yok amk.

Telefonum çalmaya başladı. Arayana baktığımda şaşırmıştım. Annem bu saatlerde aramazdı çünkü.
- Efendim anne
- Anna kızım
Annem ağlıyor muydu yoksa bana mı öyle geliyor ?
- Anne ne oldu söylesene ?
- Anna b-babanı vurmuşlar. Hastanedeyiz şimdi hemen gel.

Şaka mı yapıyordu lan şimdi bu. Ne demek babanı vurmuşlar benim babam lan o benim benim. Amy yüzümdeki ifade artık her neyse onu görünce meraklandı.
- Anna ne oldu ?
- B-babamı vurmuşlar hastanedeymiş.

Böyle birşeyi duymayı beklemiyorlardı. İkisi de gözüme salak salak bakıp kaldılar.
- Ben hastaneye gidiyorum.
- Bizde geliyoruz.

Çantaları alıp hemen sınıftan çıktık. Ne hissettiğimi bilmiyordum. Arabaya bindiğimizde annemden gelen mesaja baktım hastanenin adresi yazıyordu. Yol boyunca kimse konuşmadı.

Sonunda gelmiştik. Arabayı park edip hemen koşar adımlarla hastaneye girdim. Babamın olduğu kata geldiğimde duyduğum şeyle olduğum yerde kaldım.

Annem koridorda yere oturmuş bağırarak ağlıyordu, hemşireler de onu sakinleştirmeye çalışıyorlardı. Ama benim takıldığım nokta bu değildi. Annemin "yok mu artık o" diyerek ağlaması.

Yok muydu artık babam ? Duyduğum şeyle bacaklarım beni taşımadı resmen ve olduğum yere düştüm. Yanaklarımdaki ıslaklıkla ağladığımı anladım.

Kim yapmıştı bunu ? Sebebi neydi ? Ne istemişti babamdan ? Aklımdaki sorulara nasıl cevap verecektim ben.

Ama bir karar almıştım. Babamın intikamını alacaktım. Eski Anna yok artık babamı kim benden aldıysa bende onun canını alacağım.

MAFYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin