Medyayla birlikte okumayı unutmayın 😘
~~~~~
Yağmurlu bir akşamda, sokak lambasının asfalta vuran ışıklarını ince topuk darbeleri seslendiriyordu. Vakit geç olmak üzereydi. Genç kadının beline kadar inen karamel rengindeki belirgin bukleleri ay ışığının edepsiz danslarına ev sahipliği yapıyordu. Yüzünde son birkaç yılın getirdiği yorgunluğunu gizleyen maskesi ve üzerindeki etek ceket takımıyla tam bir İngiliz hanımefendisiydi. Yıllar sonra yine bu sokakta yaşanmışlıkları hiçe sayarcasına yürümek canını acıtıyordu genç kadının. Yüzünden hiçbirşey okunmuyordu. Buda son yıllarda geliştirdiği bir yeteneğiydi. Yavaşça kafasını kaldırıp kirpiklerinin arasından usulca baktı, eski bir apartmanın 4.katına. Yıllarını geçirdiği apartman dairesinin camlarında asılı olan simsiyah perdeler sıkı sıkıya kapatılmıştı.
Yavaş yavaş merdivenleri çıkarken -ki ayakları geri geri gidiyordu- zihnini bu evde ki son dakikalarının özeti doldurdu. Dolan gözlerini farketmeden, kafasını sağa sola salladı zihnindeki görüntüleri silmek istercesine. Sanki bir kafa sallama sevdiği adamın ihanetini silip atabilirmiş gibi. Tanıdık kapıyı gördüğünde heyecanını bastırmaya çalıştı, derin bir nefes alıp yutkundu ve parmaklarının zile dokunmasına izin verdi gönülsüzce.
Kapının arkasındaki genç adam zilin çalmasıyla beklediği kişinin geldiğini anladı. Yaptığı hatanın vicdan azabı omuzlarında taşıyamayacağı kadar fazla bir yük oluşturuyordu. O günden beri hiç görmemişti genç kadını, sesini hiç duymamıştı, teninin rahatlatan kokusunu hiç içine çekmemişti, gözlerini kapattı içinden beşe kadar saydı. Sakinleşmek için yaptığı birşeydi bu. Kapının diğer tarafındaki bir zamanlar bu dünyada tek zaafı olan kadın öğretmişti. İşe yarayacağını hiç düşünmemişti ama şimdi anlıyordu. Genç kadın hiç yanılmamıştı bugüne kadar. Son sözleri hala ilk günkü gibi aklındaydı. Pişman olacaksın demişti kadın gözlerinden akan bir kaç damla yaşı silerken ellerinin tersiyle, pişman olacaksın ve herşey için çok geç olacak. Sessizce kapıyı açtı genç adam ve mavi-gri gözlerini bir saniye bile kırpmadan karşısındaki kadına kitledi.
Onu görmenin bu kadar zor olacağını hiç düşünmemişti genç kadın. Insanın gözlerini alan sarı saçları, başka bir yere baktırmayan mavi-gri gözleri, uzun düzgün bir silüet ve gören herkesi kadın erkek ayırmadan kendine hayran bırakan gülümsemesiyle karşısındaydı bir zamanlar herşeyim dediği adam. Genç adam dudaklarını oynattığında onu duyamamaktan korktu. Çünkü kulaklarındaki tek ses kalp atışlarıydı. Kadife gibi sesiyle tekrarladı sözlerini pişmanlığı gözlerinden okunan adam. zoraki bir gülümseme emri vererek dudaklarına.
- Iyi görünüyorsun.
- Teşekkür ederim, sende öyle.
- içeri gel.
Bir zamanlar kendi elleriyle adeta bir dişi kuşmuşçasına yaptığı yuvasına baktı. Herşey aynıydı. Lanet olası bir tozun bile yeri değişmemişti. Beraber objektiflere poz verdikleri resimleri, Paris gezisinden aldığı küçük biblolar, evin koltuklarıyla uyumlu renkteki mumları bile aynıydı geçen yıllara inat. Tuttuğunu bile farketmediği nefesini verdi ve iki kadeh viskiyle kendisine gelen adama baktı. Kadehini eline aldığında istemsizce gülümsedi. Adam onun iki buzla içtiğini unutmamıştı. Genç adamın kadına dair bildiği çok fazla ayrıntı vardı.
- Unutmamışsın.
- Sana dair hiçbirşeyi unutmadım. Gittiğin günden beri hergün aynı günü yaşa..
- Bu konuda konuşmayacağına söz vermiştin.
Derin bir iç çekti adam. Bu kadar kolay olmayacağının oda farkındaydı. Ama genç kadının buraya gelmesi bile bir gelişmeydi. Hiçbir telefonunu açmasa da mesajları okuduğunu biliyordu, ve ortak arkadaşları onlara gerçekten minnettardı. Sevdiği kadını buraya gelmeye onlar ikna etmişlerdi. Başını salladı ve gözleri de saç renginin tonlarında olan kadına baktı. Onu ne kadar da özlemişti.
Genç kadın sessizlikle geçen bir kaç dakikada yavaş yavaş kendine geldi ve nerde oturduğunu farketti. Eskiden hep oturduğu koltuğundan hızlıca kalktı ve kalkış hızıyla dengesini kaybetti. Tam düşmek üzereyken belinden güçlü bir kol sabitledi kadını. Yıllarını verdiği, ona ihanet eden, vicdan azabı çeken ve tek zaafı olan adamın bu kadar yakınında olmak derinden sarstı kadını. Bir kaç saniye ne yapacaklarını bilmeden gözleri konuştu sadece ve ardından hızla dudakları buluştu. Yılların açlığı ve birikmiş tutkusu ikisinin dudaklarından birbirlerine aktı yelkovan tam gece yarısını gösterirken.
![](https://img.wattpad.com/cover/64790478-288-k81276.jpg)