Sinema

8.1K 359 181
                                    

Marinette'in Ağzından
Cuma günü saat beşti ve Alya benim evimdeydi. Bana cesaret vermeye çalışıyordu. Alya:
-Marinette! Saçma birşey söylemeyeceksin! Güven bana!
-AHH! Tamam güveniyorum ama ya dersem?
-Çalıştıklarımızı hatırla!
-TAMAM. Peki ne giyeceğim?
-Her zaman giydiğini.
-HAKLISIN! AAA! Saçmalayacağım!
-Hayır! Güven kendine.
Pencerenin yanına gittim ve dışarı baktım. Yağmur yağıyordu.
-Yağmur yağıyor. Şemsiyen varmı?
Alya:
-Var. Senin?
-Bilemiyorum bakmalıyım.
Gereksiz eşyaların olduğu dolaba gittim. Biraz aradıktan sonra siyah bir şemsiye buldum. Alya:
-İyi süper! Sende-
Şemsiyeyi elime aldığım anda elim uyuştu. O anı hatırladım-----"sene başına dönüş"
Adrien:
-O sakızı sandalyenden çıkarmaya çalışmıştım. Yemin ederim. Daha önce hiç okula gitmedim ve arkadaşım olmadı.
-Ha?
"Ordaki zamana dönüş"
Alya:
-Ne oldu iyi misin?
Şemsiyeyi aldığım anda gözlerim doldu. Kendi kendime fısıldadım:
-Adrien...
-Ha?
-Bu onun! Bu-bu şemsiye!
-Nasıl yani?
-ALYA! İlk aşık olduğum Zaman... Büyülendiğim, o sihirli an...
-Oo! Vay canına.
-Bunu tamamen unutmuşum. Ahhh!
-Marinette!
-Hı?
-Saat 6:55!
-BEŞ DAKİKA!!! BUNU YAPAMAYACAĞIM!!
Ellerimi suratıma koydum.
-NE DESEM? HASTAYIM? ELİMİ BÖCEK ISIRDI DESEM?? AAAAAAAH! Alya!
Dışarıdan bir korna sesi geldi.
-AHH GELDİ!!
Alya beni kolumdan tutup sürükledi. Kapının önüne geldiğimizde bir limuzin vardı. Annem:
-Bu kim?
-Anne, söyledim hatırlıyorsan. Adrien ile sinemaya gideceğiz.
-Tamam hayatım! Fazla geçe kalma!
Alya:
-Yaparsın sen Marinette! HADİ!!
Şemsiyemi açtım ve kapıya yöneldim. Adrien kapının önündeydi. Yanına geldim. Adrien:
-Merhaba
-Hey!
-Hazır mısın?
-Evet.
Uzun ve romantik bir bakışmanın ardından binanın üzerinden kocaman bir su damlası şemsiyenin üzerine damladı. O kadar ağırdı ki şemsiye kafama kapandı. Yine. Adrien:
-O şemsiyeyle bir uğursuzluğun var!
Diyip güldü.
Şemsiyeyi açtım.
-Ae- ben... Eee- bence gayet uğurlu. Yani ehe!
Adrien şemsiyeye baktı ve uzun uzun düşündü. Sonra kendi kendine fısıldadı:
-Bir arkadaş...
Sesi mutlu ve huzurlu çıkıyordu. Boğazını temizledi. Onun şemsiyesi yoktu. Bende onun önceden yaptığı gibi şemsiyeyi ona uzattım ve dedim ki:
-Bu sana ait.
-Hayır, artık senin.
Kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Ellerim su gibi terliyordu. Göz bebeklerimin küçüldüğünü hissedebiliyordum. Sonradan gözlerim şemsiyeden Adrien'ın suratına odaklandı. İçten içe bir rahatlama geldi. Dudaklarım kurumuştu.
Adrien'ın Ağzından
Marinette bana bakıyordu. Kalp atışını buradan duyabiliyordum. Gözlerini bana çevirdi ve göz bebekleri büyüdü. Karanlığın içinde gözleri iki mavi yıldız gibi parlıyordu. Yanakları kızardı ve yutkundu. Bir anda titredi. Dedim ki:
-Üşüdüysen arabaya geçelim.
-İyi olur.
Arabaya oturduk. Marinette, gözlerini benden kaçırıyordu. Telefonunu aldı ve birşeylere baktı. Ve dedi ki:
-Gideceğimiz filmi merak ediyor musun?
-Evet, bende onu soracaktım.
Marinette'in Ağzından
İyi ki Alya ne söyleyeceğimi mesaj olarak atmıştı. Okudum:
-İsmi Çılgın İki Aşık.
-Güzel! Türü ne?
-Romantik komedi. Komedi bulamadım.
Sonradan cesaret toplayıp telefonu kapattım. Tam bir muhabbet açacakken araba durdu. Adrien:
-Geldik.
Kapıyı açtım ve şemsiyeye uzandım. Ama şemsiye yerinde yoktu. Adrien'a sormak istedim ancak o inmişti. Bende arabadan indim. Sol tarafa döndüğümde Adrien yanıma gelmişti. Elinde şemsiyem vardı. Şemsiyeyi açtı ve yanıma yanaştı. İkimizin kafasına tuttu. Nefesinden gelen sıcaklığı o buz gibi sonbahar akşamında hissedebiliyordum. (Şemsiye Marinette'ten önemli oldu! :D)
  (Ünlü oyuncu)Şemsiyenin Ağzından
Marinette'in Adrien'a tutuk olduğu çok belliydi. Ancak benim için kötü olan şey Adrien'ın elinin terli olması! Şemsiye olmak, hele iki süper kahramanın şemsiyesi olmak çok zor!
Marinette'in Ağzından
Yerler kaygandı. Ben, Marinette. Uğurböceği olmak dışında başka çok fazla yeteneğim var. Kayıp düşmek, takılıp düşmek, bir şeyleri devirmek, sakarlık... Aşık olduğum çocuğun yanında, kaygan yüzeyde, karanlıkta, ayağımda kayan ayakkabılarla. Daha iyi bir felaket senaryosu yazılamaz. Tabiki ne oldu? İlk 5 metrede kayıp DÜŞÜYORDUM Kİ Adrien beni tuttu. Kas yığını kolu belime değiyordu. İlk başta onu kibarlığından sevmiştim ama sonuçta o bir süpermodel! Adrien:
-İyi misin?
Gözlerim şaşı bir şekilde Adrien'a bakıyordum.
-Ehe evet.
Beni kaldırdı.
-Daha dikkatli ol.
-Eeh tamam.
Elimden tuttu ve yürümeye başladı. Yüzüm kızardı ve ellerimin terlememesi için doğa ediyordum. Ağzımdan ağır nefesler çıkıyordu. Sonundan sinema binasına girdik. Ben bilete baktım. 9. Salon.
-Şu taraftan.
Parmağımla 9. Salonu gösterdim. Hangi film olduğunu gösteren tabela bozulmuştu. Lanet Olsun! Niye bozuktu ki! Neden böyle dediğimi anlayacaksınız. Salona girdik ve yerimize oturduk. Orta boy patlamış mısır almıştık. Reklamlar çıkmıştı. Patlamış mısıra uzandım ki Adrien da aynı şeyi yapmış olmalı. Ellerimiz deydi. İkimiz de kızardık. Ama bu kızarma kısa sürdü çünkü film başladı. Bir anda bir çığlık duyduk filmden gelen. Sonradan bir kadının bir adamı parçalara ayırması sahnesi çıktı. Göz bebeklerini kesip ağzına atıyordu. Ağzımdaki mısırı tükürdüm ve bileti çıkardım. Doğru salondu- tabiki ters tutmuştum. Salon 6 olmalıydı. Salak kafam benim! Adrien'a baktım. Cani sahneyi korku içinde izliyordu. Sonra filmin başlığı geldi: "Cehennemin Cinleri" Adrien'a fısıldadım:
-Bu yanlış salon. Salon 6'da olmalıydık 9 değil!
-Hadi gidelim o zaman!
Koşarak salondan çıktık ve ikimizde tuvalete koştuk. Tüm kabinlerin boş olduğundan emin olup çantamı açtım. Tikki:
-Ters tutmayı nasıl başardın?
-Bilemiyorum ki! AHH!
Genel Anlatım
Adrien tuvalette Plagg ile konuşuyordu. Plagg:
-Bu kadar şapşal bir kızla geldiğine inanamıyorum! Benim camembertlerim (peynir) bile daha iyi!
Dedi ve ağzına peyniri attı. Adrien:
-Öyle deme Plagg! Herkes hata yapar!
Marinette'in Ağzından
Tikki:
-Hadi Marinette! Tüm cesaretini topla ve oraya geri dön!
-Tamam!
Kapıyı açtım ve ana salona gittim. Adrien orada beni bekliyordu.
-Daha filmin başlamasına 15 dakika var! Bu sefer düz baktım!
-İyi süper! O zaman yeni Mısır alalım çünkü öbürünü yere düşürdüm.
-Gerçekten bu şapşallığımdan dolayı özür dilerim!
-O kadar mühim değil.
Salona girdiğimde bilete birkez daha baktım.--------------Film çok güzeldi! Salondan çıktık ve Adrien:
-Bu akşam için teşekkür ederim.
Dedi.
-Bir şey değil! Ehe! Bence harikaydın- EEH YANİ! Film harikaydı ve-
Adrien sözümü bitirmeme izin vermeden kolumdan çekti ve beni öptü. Şaşkınlığım geçtikten sonra gözlerimi kapadım. O an sanki sonsuza dek sürmüştü. Öpüşmemiz bittiğinde suratlarımız aynen böyleydi:

 Öpüşmemiz bittiğinde suratlarımız aynen böyleydi:

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ayakta zor duruyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Ayakta zor duruyordum. Adrien:
-Yarın görüşürüz o zaman.
-Ehhhh... Hı hı!
Başımla onayladım denemez. En azından onaylamaya çalıştım. Büyülenmiştim. Tüm kaslarım felçti.

Evet... Bu bölümün sonu! Biraz romantizm katmak istedim. :) Rise bölümünden pek çok sahne kullandım. Umarım beğenirsiniz.
Beth_The_Shipper

Başka Biri (Miraculous Ladybug)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin