Ev birkaç gündür Halam in da üyesi olduğu kampa gidip gitmemem konusunda tartışıyordu. Babam oraya gidip gerçek hayatı biraz olsun tatmamı ve halama destek olmamı savunuyordu. Annem ise üç aylık tatil boyunca orda sacma sapan vakit geçirmemdense bale - piyano kursuna kaydolmamı savunuyordu.
Son kararın bende bittiğinin farkına varmişlardi ki karşımda dikilip bana ürkünç bir derecede Gülümsuyorlardi. "Evet Every...Kararın nedir ?" Diye sordu annem. Olaya balıklama atlama yeteneğine sahip biriydi , ve çekinmeden kullanıyordu. "Every inan bana kamp oldukça hoş m birkaç ay sorna üniversite hayatına başlayacaksin. Yasitlarinla vakit geçirmeni dilerim." Babam da bir yandan haklıydı. Hem de evde tek başıma kalmaktan bıkmıştım. Küçük kız kardeşim "süper yeteneklilerin" olduğu saçma bir müzik okulunda eğitimine aralıksız devam ediyordu. Belki de annem onun gibi olmamı diliyordu. Yetenek Dehası??
..Neyse işte aptal bale ya da cıyak opera kursunu seçmeyecegim kesindi. "Kamp iyi olur." Dedim zorlama bir gülüşle. Elinde telefonu hazır tutmuş babam sevinçle numaralari çevirmeye başladı. "Alo...? Yeni bir öğrenci..."
En fazla ne olabilirdi ki ? Altı üstü bir kampti.Ya da altı üstüne getirilmiş bir kamp mi demeliydim. Olacaklardan habersiz kıyafetlerimi toplamya koyuldum. Ne olacağından habersizdim.
....11 yıl önce olanlar gibi...?
***
Arac in sabah ışıkları arasında görülmesiyle babam bavulumu sırtladı. Annem ise normal olmalı ki uzgundu kim Kızını şehirden Kilometrelerce uzak çalılar arasında bir kampa göndermek için sevinebilr ki ? -Her nasılsa babam hariç.-
Şoför e bir selam verip bavullarimi diğerlerinin yanına koymak için barajı açtı . Annem e sarıldım . "Hadi bakalım küçük kedi.Mesj atmayı unutma." Diyerek şu duygusal anın içine etti babam. Son bi kez el salladım ve minibüs e bindim.
Oturmama izin vermeden yolculuğa devam eden araçta sonunda onca insan arasında boş bir koltuk buldum , ve köşede kızıl sacli kızın yanına geçtim. "Selam ben Nathalie." Dedi sırıtarak içten bir gülüşu vardı . Karşı koymak mümkün değildi ki....
"Ben de Every.." pek mutlu görünüyordu. "Mutlusun..?" Dedim. Kahverengi gözleriyle bakti. "Neden olmayayım. ..?" Harika şu an da insanların mutluluğunu engelleyen kız durumunda görülüyordum. "Yok yani tedirginlik falan...?" Aptal im remsen ya sus otur olmaz mı yani -,-
" Yok liseyi Robert Koleji'nde bitirdim. Ailemden uzak kalmaya alışkınim. " Oha ! Su an resmen karşına geleceğin başkan adayı duruyordu. Ben ise o zamanlar klasik bir düz liseye gitmiştim ancak. "Hmm.." dedim ve sustum. Kendimi daha fazla rezil etme amacında değildim. Yolculuk benim için sessizlik ten ibaretti.
***
Araba durduğunda teker teker arabadan indik , ve abuk subuk bir sıraya dizildik. "Greenhood Kampına hoşgeldiniz." Nancy halamin sesini duydum. İzcı üniformasiyla karşımızda dikilmişti.
Etrafima bakindim. Farklı bir yeşil dünyası saklıydi. Çitler arasinda dizili tahta kulübeler dışında hersey sık ağaçlarla diziliydi. O kadar da kötü değildi belki de şu kamp işi..? :)
Sonunda resmi kıyafetleriyle mudür karşımızda belirdi. Oldukça asık suratliydi. Bir hosgeldin i Lanet olsun kelimesi kadar olumsuz bir havadaydi. Huzursuz kalabalık sonunda çitlere doğru ilerleyince onlara ayak uydurmak zorunda kaldım.
"Herkezin giriş kağıdında hangi kulubede kalacağına dair numara var. Eşyalarınızı yerleştirin ve derhal burya geri dönün." Ne hoş karşılama ! Diye geçirdim kendi kendime.
"Every Manson. Kulübe numarasi :13"
Harika ! Tahta evler arasında dolaşıp kapısında on üç yazan kulübeyi çabucak bulabildim. Kapıyı açtım ve içeri girdim. Benden önce birileri gelmişti dahi . "Nathalie :)" dedim içtenlikle köşedeki yatağı kapmisti. "Every ne hoş...:))" Odanın diğer köşesine yerleşen kızı farkettim ve ona da selam vermem gerektiğini düşündüm. "Selam. Ben Every."
Gözlükleri arasından sırıttı ve başını kitaptan kaldırdı . "Ben de Alison." Sustu ve kitaba geri döndü. Nathalie ye baktım onun Çatlak olduğunu o da benim gibi düşünmüştü. Boşta kalan tek yatak olan Nathalie 'nin yanındaki yatağa bavulumu bıraktım. Her yatağın yanında ahşap küçük bir dolap vardı. Ve küçük masalar. "Geliyor musun Nathalie ? mudur mu ne geri donmenizi istedi." Ah şimdiden beni göz ardı etmeyen birini bulmuştum. "Sen git Alison. Ben Birazdan Every ile sana yetişirim. " Alison kapıdan cikmadan önce bana öyle bir bakış attı ki beni öldürecegini sandım ve kapıyı çekip gitti. "Ruh hastası mi...?" Nathalie de sanırım benim gibi düşünüyordu. "Sanırım. Manyak mi nedir..?"
-"Tetikte olmalıyız. Bu şeyle 3 ay aynı odadayiz. "
"Gidelim mudur de pek mutlu biri değil." Dedim ve Nathalie yi durttüm. Kalkıp odadan çıktık. İlginçti ki bu kızı daha bir saatir taniyordum ve Nathalie ye güvenmeye başlamıştım.
***
Ulaştığımizda en son bizim geldiğimizi farkettim. Sportif giymiş başka bir bayan lafı uzatmadan direkt konuya girdi "Evet şehir bebekleri. Burda çalışmayana yemek yok. Şimdi akşamki kamp ateşi için ormana çiftler halinde dağılıp odun toplamanizi istiyorum. Gidin." Harika saha ilk dakikadan ormana salinmistik ; bu kadar büyük bir ormanda ayı yaşaması çok olağandı. Belki de bir tanesi Alison'un kafasını koparir diye düşünerek Nathalie ile çitleri aşıp diğerleri gibi ormana dağıldık.
"Alison u topluluk arasında görmedim." Dedim ve ayağım in altındaki odün parçasını elimdeki tomar a ekledim. "Başka birilerini korkutmakla meşguldur." Sustum. Doğru söze ne denir ki? "İzlendiğini hissediyor musun ? " Dedim Nathalie ye sonunda geldiğimden beri üzerimdeki huzursuz hissi açabilecek birini bulabilimiştim. "Paranoya. herkeze böyle olur. " Nathalie ' nin konuyu açmak gibi bir amacı yoktu. Bilimin dahi nokta koymadigi konuyu küçük kızlar gibi korkmak amaçlı tartışmak saçmaydi. Yan tarafta yere eylimiş erkek dikkatimi çekti. Aramızda birkaç metre var ve ya yok gibiydi. Yana taranmiş uzun sarı - kahverengi saçları vardı ; oldukça yapılı ve çekici bir fiziği olduğu giydiği beyaz kazaktan dahi belli oluyordu. Birden yüzünü bana çevirdi ve kahverengi gözlerin esiri oldum. Hemen başka bir tarafa baktım ve önümde duran Nathalie 'yi itekledim. Normalde hiçbir erkeğe baktığımda panik atak yasamazdim. Ancak onu ilk gördüğümde içimde tuhaf bir kelebeklenme oldu. "Kampta erkekler de mi var ?" Diye sordum Nathalie ye. Bana bakıp uzunca sırıttı. Aklından ne geçtiğini bilemiyordum. "Evet kamp dört sıra halinde ve dikdörtgen yapıda erkeklerin kulubeleri arka tarafta."
Bunu öğrenmekle hem çok rahatlamis hem de çok huzursuz olmuştum. Olumlu yönü onu yeniden görebilmemdi.- içimi kemiren bir duygu vardı. O birkaç saniyelik bakışlar arasında.- Olumsuz u ise onu yine görüşumde yeniden nasıl bir aptallik yapacağımdı.
Elimdeki tomar i Nathalie ye uzattım. "Bunları da sen götürür musun ? Birazdan gelirim."
-"Hey iyi misin ?"
Zoraki bir gülümseme takındım.
"Sanırım."
Soru sormadan çekip gitti. Nathalie'nin nu huyu oldukça hoşuma gidiyordu söz dinliyor ve konuyu üstelemiyordu.
Saçlarımı topladım ve ilerde Duran Nancy Halamı kıyafetinden tanıdım. Arkasını dönmüş duruyordu , şu ana dek halam olmasına rağmen selam vermemistik. Burda olup - olmadigimin farkında mi onu bile bilmiyordu sanırım. Bir selam iyi olur diye düşündüm , ve Ona doğru yürürken sadece durmadigini farkettim. Ağaçların görüş açısı kapattığı yerde Müdür duruyordu. Şu ana dek beni farketmemeleri iyi olmuştu. Eğilip ve konuşmalarını duyacak kadar onlara gizlice yaklaştım. Müdürün yaslandigi ağaca paralel bir şekilde olan çamın geniş bedenine saklandim. Herşey pek net duyuluyordu.
"-Bunu yapmak iyi bir fikir mi ?" Diyordu Nancy Hala nerden taniyordu müdürü?
"-Ben koca karı masalarına inanmam Nancy ya da Hayaletlere... ve eyer sen de burda bir öğretim görevlisi olacaksan bunlara inanmayı bırakmalısın." Elini Nancy ' nin Omuzuna attı. "Olanlar ardından asırlarca yıl geçti. Olan Ya da olmayanlar...Bırak şu aptal söylentileri..." otu çiğneyen ayak sesleri giderek uzaklaştı , ve çamın kovuğundan çıktım.
Neler olmuştu...?
"Olan ya da olmayanlar..." neyi kastediyordu...?
Şu lanet kampın tarihinde ne yatıyor...???
Meraba..:) ilk kitabım ve 2.bolumu en kisa zamanda yayinlicam. Vote ve Yorumlarınızı rica ediyorum. Umarım begenmissinizdir. Şimdiden teşekkürler..♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şeytan Yemini...
Mystery / ThrillerŞehrin ormanı arasında bulunan pek hasar görmemiş Kulübeler... Toprak asırlar önce olan kanları son damlasina kadar emmiş... Yağmur kanlı parmak izlerini lanet akan pencereden silmiş... Ancak asla silinmeyip Eskimeyen tek şey... Bir şeytan yemini K...