***
Burdaki 2. Günüm Nancy teyzemle neredeyse hiç konuşmadım. Onu uzaktan görüyordum ; benden kaçıyor, bişey saklıyor sanki.? Kampın görevler dışında pek sıkı kuralları yok , serbest dolaşıyor , resmi forma giymek zorunda olmuyordunuz. Müdür un aklıma yerleştirdigi gizemli kelmiler hâla bir sır. Onun yakınında durmaya çalışıyorum , ancak hemen uzaklaşıyor -Tuhaf bir adam.-
Sırrı daha Hiç kimseye anlamadım. Kendi başıma çözme yolundayim...
****
Nathalie'nin ani girişi beni Rüyalarimdan kopardı. "Ne oldu? "
Diye sorduğumda ; oldukça ürkek bir şekilde bakıyordu. "Bir öğrenci kaçmış."
Normal birşeydi nereye gittiğini bulabilirlerdi. "Problem.?" Dedim ve yorganı üzerimden attım.
"Every , cidden öğrencinin kaçtigina inanıyor musun?" Nathalie sandigimdan zekiydi ve tüm problemleri kendi aklında çözüyordu. "Ne demek yani anlamadım?"
-"Müdür." Dedi ve sustu. "Olayı kapatmak istiyor. Hepsi bu."
-"Neden kapatsin ki ? Öğrenci kaçmış büyük bir sorun değil." Bana anlamaz gözlerle bakıyordu. "Every, şehir merkezine Kilometrelerce uzağız. Sence öğrenci nasıl gitmiş olabilir ?"
Teori üretemiyordum ancak olumsuz sonuça doğru giden konuşma bariz bir şekilde kötü haber alametçisiydi. "Müdür ne diyor?" Kalktım ve yüzümü yıkamak için odanın içindeki küçük kabine girdim ; Nathalie'nin sesini burdan duyabiliyordum. "Öğrenci velilerinin onu gelip gece yarısı arabayla aldığını söylüyor. Ve tabiki panik yok diyor.Ne kadar inandırıcı...?"
Yüzümü havluyla kuruladım. "Hiç."
Kampın dışından gelen megafon sesi sohbetimizi bozdu. "Öğrencilerin Dikkatine !" Müdürün sesi yankilaniyordu. "Olan durumda hersey normaldir ; ve oluşan durumda kamp iradesi dışında ; saçma söylentiler çıkarmayı bırakın. Bundan sonra dışarı çıkış ve girişler gözetim altında yapılacak; ve iki gün süreyle program iptal edildi ;serbestsiniz. " Megafon kapandı. "Bak." Dedi Nathalie. "Eğer normal bir durum olsaydı zaman kazanmak için bahane aramazlardi. Every burda tuhaf şeyler oluyor."
"Farkındayım." Küçük dolaba sıkıştırdigim kiyafetlerden birkaçını kuralayip çıkardım. Kot şortu ve yarım kazagimi üzerime geçirdim. Nathalie sacimi taramamda yardimci oldu ; ve birlikte Yemek bölümünün yolunu tuttuk.
****
Yavaşça uzayan sıranın önünde yer bulabildik ve metal tepsiyi elimize aldık. Konu "kaçan çocuktu. " yine yemek salonunda resmen onun adı yankilaniyordu. Herkese bir tuhaf gelmişti. Dolu tepsilerimizle dörter kişilik köşede bir masaya tek başımıza oturduk ve kimsenin bizi duyamayacagina kesinlik getirdimgimizde malum konuyu açtık.
-"Ne olmuş olabilir ki?" Sustum Müdür un söylediği şifreli kelimeleri ona anlatmalı miydim ? O bana güvenmişti ve herseyi bana anlatıyordu ; sonunda karar verdim ; "Nathalie..." pür dikkat patates puresini ağzına tıkip bana baktı , ve duyduklarımi anlatmaya başladım.
***
Konu bitince hayretle bana baktı. "Hersey kampin geçmişinde saklı." Dedi. "Evet ama geçmiş ne ?"
"Bilmiyorum öğrenmemiz gerek. Yemek çıkışı kütüphaneye gidicem. Gelmek ister misin...?"
...ve yine "o" ipeksi saçları ; dövmeleri kollarıyla kelebekleri harekete geçiren çocuk elinde yemek tepsisiyle çıkageldi.
"Sey...Ben en iyisi yani..Şey."
Nathalie bana anlamaz gözlerle bakıyordu ; ama kimin umrunda çenem düğümlenmişti bile..!!
"Tamam ben yalnız giderim." Dedi gözlerini devirerek. Tanrım ! Yan masada öylece yemek yiyordu ve ben gözlerimi ondan alamıyordum. "Kalksak mi ne ?" Boş püre tabağıma baktım. Isteksizce "olur." Dedim. Nathalie yemekhane çıkışına kadar resmen beni sürükledi. "Neyin var? "
Ben halen aşk sarhoşlugu yaşarken o sormuştu sonunda kendine geldim ve bir iki kere öksürdüm. "Hiç yani yok bişey ara sıra başım ağıriyor da..."
Gülümser gözlerle baktı ve küçük bi gülücük kırmızı dudaklarinda belirdi. " Tamam öyle olsun. Ben kampın kutuphanesindeyim. "
"Tamam." Onunla gitmek istiyordum. Ancak karar degistirmek de istemiyordum.Sonunda pes edip kulubeye gittim.
****
Alison'u görmekten korktuğum için kulubeye yanlız girmek istemiyordum. Ancak kapıyı açınca onun burda olmadığını farkettim . Nerdeyse 2 gündür ortalıkta yoktu onu şimdiye dek toplam bir saat dahi görmemiştim. Yatağıma oturdum , ve bilekligimi kurcalamaya başladım. Dayanamayan ip yere düştü ve Alison un yatağı altında kayboldu. "Lanet olsun..!" Eğilip ve Avucumla bilekligi aramaya koyuldum. En sevdiklerimden biriydi ve Alison'a verecek değildim. Zeminden çıkan pürüzlü cikintiyi hissettim. Bilekligim sandım ve çıkarmak için çektiğimde benimle beraber gelmedi. O şey bilekligi değildi. Yaratağin altına başımı geçirdim ve Alison'un içeri girip başımı kesmemesi için dua ettim. Tirnaklarimla zemini kazıdim. Bu tahta rutubetliydi. Tuttuğum cikinti ise Paslı menteşeydi. Bir kapı !
Ilk kuvvet uygulayişimda assagi doğru kapak açıldı. Içeri girip girmemek konusunda kararsızdım. Ancak içerden Gelen soluk ışık tahta merdivenleri aydinlatiyordu. Merakıma yenik düşük kendimi yatak altına sürükledim.
Islak tahta kokusu yogundu ve her adimimda altımdaki tahta zemin gıcırdiyordu. Her an çöküp mezarim olabilirlerdi. Nerde olduğumu bile anlamadan çürür giderdim burda. Olumsuz düşüncelerden kurtulmak için başımı salladım.
Işığın kaynağını buldum soluk ışıklı bir gaz lambası. Ve yerde duran eski bir defter.
Eğilip ve defteri aldım. Defterin Alison 'a ait olduğunu düşündüm ancak defter hayvan derisiydi ; ve görünüşe göre defter bizden daha yaşliydi. Alison yatağının altında bir geçit olduğunu bilmiyordu sanırım.
Defterin kapağını açtım. Bir günlük...
"...Roza Livepoor..."
Günlüğün el yazısıyla yazılmış sayfaları Yavaşça çevirmeye başladım. Ilk sayfalar Yırtılmişti.19.03.1938
20.35
Marie , John'dan olan çocuğunu düşürdü ve ormana kaçtı.
23.40
Birkaç kişi Marie'yi aramaya çıktı ancak hiç sonuç yok.
00.59
Marie yok. Ormanda normal olmayan sesler geliyor.
01.05
John'a gitmemesini söyledim. Ama gitti o da Marie gibi kayboldu.
01.59
Sesler yükseldi. Ne olduklarını bilmiyoruz ,Biri telefon hatlarını kesmiş.
03.00
Hepimiz Mia'nin odasındayiz. Dışarda bir şey var , kapının önünde durmuş. "KORKUYORUM."
Sayfayı çevirdim. Toplam on üç sayfa. Günlüğü yanımda almaya karar verdim ; korkuyla merdivenleri çıktım ; Kolsuz kapağı kapattım ve yatağın altından sürünerek çıktım.
Alison ya da Nathalie yoktu.
Günlük elimden düştü ve gelişi güzel bir sayfa açıldı. Kaldırdım ve sayfaya baktım.
..."Bu kampa gelen herkez Lanetlensin...!"
Selam :) ikinci bölümü burda bitirdim. Umarım begenmissinizdir.
YORUM VE VOTELERINIZI bekliyorum.
Üçüncü Bölüm u yazmaya başladım. Kısa zamanda yayinlicam.
...Şimdiden Teşekürler..♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şeytan Yemini...
Mystery / ThrillerŞehrin ormanı arasında bulunan pek hasar görmemiş Kulübeler... Toprak asırlar önce olan kanları son damlasina kadar emmiş... Yağmur kanlı parmak izlerini lanet akan pencereden silmiş... Ancak asla silinmeyip Eskimeyen tek şey... Bir şeytan yemini K...