Bana Benzediğin İçin

Bu hikaye wattpad'in okumak ve yazmaktan daha ötesi olmasını sağlayan canım arkadaşım minhorisyeol için yazılmıştır.

-

Filmin galasından çıkıp eve döndüğünde Minho, saat gece bire gelmek üzereydi. Tüm ışıklar kapalı olduğuna göre diğer çocuklar ya uyumuşlardı ya da daha evde değillerdi. Usulca odasına çıktı. Hızlıca bir duş alıp kendini yatağına attığında, aklında hala galasına gittiği film vardı. Romantik bir filmdi ve aşkın nasıl her şeye karşı durabildiğini göstererek tüm izleyenleri gözyaşları içinde bırakmıştı.

Sadece başkalarının aşkını görmek bile insanı bu kadar etkileyebiliyorken aşık olsam nasıl hissederdim acaba diye düşünmeden edemedi. Şimdiye kadar gerçekten aşık olduğunu düşünmüyordu. Aşık olmuş olsaydı yaşananların hepsi aklından silinmiş olmazdı. Tatlı anılar olarak yanındaydılar tabi ama artık o zamanlara dair bir şey hissetmiyordu sadece.

Üç yada dört yıl öncesindeydi, bir kıza aşık olmuştu, ya da aşık olduğunu sanmıştı. Kız gerçek anlamda perileri kıskandıracak kadar güzeldi. Onu gördüğü ilk anda gözlerinin kamaştığını hissetmişti Minho ve de sonrasında sevgili olmuşlardı. O zamanlar gerçekten aşık olduğunu düşünüyor, uçuşan kelebek misali mutlulukla etrafta geziniyordu ama her şey güzellikle olmuyordu, bunu daha sonradan anladı.

En son sevgilisi aşırı güzel olmasa da sevimli bir kızdı. Bu dünyaya gönderilmiş bir iyilik meleği gibi, ince düşünceleriyle kimseyi kırmamaya herkesin gönlünü hoş tutmaya çalışıyordu. Onun bu tavrına hayran kalmıştı ki aralarında bir sorun olduğu için de ayrılmamışlardı zaten ama olmamıştı işte olduramamışlardı, bir şeyler eksikti aralarında..

Aşık olabilmek için gerçekten gerekli olan ne diye düşündü gözleri yorgunlukla kapanıp kendini tatlı uykunun kollarına bırakana kadar.

Sadece güzel olmak veya iyi kalpli olmak yetmiyordu, bunları deneyimlemişti zaten. Başka bir şey gerekiyordu..

Sabah olup yeni güne gözlerini açtığında aklında hala aynı soru dolanıyordu. "Aşık olmak için gerekli olan ne?"

Hala sorusuna cevap bulamamış olmasının sıkıntısıyla kafasını iki yana sallayıp odasındaki banyosuna girdi. Yüzünü yıkayıp dişlerini fırçaladı, dağınık halleriyle ne kadar mükemmel gözüktüğünün farkında olmadığı saçlarını elleriyle düzeltti ve alt kata indi. Key mutfakta kahvaltı hazırlıyordu. Günaydınlaştıkları sırada aklından geçenleri ona sormaya karar verdi.

"Hyung, sence aşık olmak için ne gerekli?" diye sordu büyük bir ciddiyetle. Sabah sabah gelen soruya şaşkınlıkla gülen Key, Minho'nun ciddiyeti karşısında kendini düşünmeye verdi.

"Kalp" dedi sonra. "Kalbi güzel olmalı bir insanın, her şeyden önce o etkiler seni. Bir insanı senin kalbine bağlayan şey onun kalbi olmalı" Sonra emin olamayarak dudaklarını büktü. "Benim için böyle en azından, sanırım" dedi ve seslice güldü.

Bu sırada Taemin, arkasından da Jonghyun merdivenlerden indiler.

"Hyung tabiki de kız güzel olmalı" dedi Taemin dudaklarını yalayarak. "Yüzünü izlemeye doyamayacağın bir kızla bir ömür geçirebilirsin"

"Eh, sadece güzel olsa ne işine yarayacak, kız aptal olsa bile onunla mutlu olabilecek misin?" dedi Jonghyun Taemin'i küçümseyerek. "Kafa yapınız uymalı bir kere, birlikte eğlenebilmelisiniz" dedi Jonghyun bir profesör edasıyla. Taemin komik bir şekilde Jonghyun'un dediklerini tekrar ederken Minho çocukların söylediklerini düşündü kafasında birer birer.