1.9 / Alara

38 0 0
                                    

Yalnız insanları üzmeyin , onlar zaten yalnızlığı seçecek kadar üzüldüler. ~

Kumsal'ın Ağzından

Sıcak kahvemden büyük bir yudum alırken , hayatımda olup bitenleri düşünüyordum. Ne kadar da yıpranmıştım öyle. Kendimi 50 yaşında hissetmem olağan mıydı? İzmir'de ki hayatımdan kopup geleli 25 gün oluyordu. Hayatımın dönüm noktası 25 gün önce İstanbul'a gelerek gerçekleşmişti zaten. Çocukluğumun geçtiği , her sokağını ayrı ayrı gezip bildiğim şehirden kopup gelmiştim. Birsürü arkadaşımı geride bırakmıştım , kuzenlerimi , Mert'i. Ama neyse ki kuzenlerim buradaydılar. Bir an onların olmaması düşüncesi , iliğimi titretti. Kanım damarlarımdaki akışı hızlandı. Ve içimi bir tedirginlik kapladı. Sahi cidden onlarsız nasıl yapardım, bilmediğim bu kocaman şehirde ?

Çoğu zaman tutunacak bir dalım olmamıştı benim , mükemmel arkadaşlarım vardı. Ailem karun kadar zengindi. Özel okullarda okumuştum. Pahalı telefonlarım olmuştu. Ama hiçbir zaman aile şevkatini görmemiştim. Annem ve babam sürekli kavga ediyorlardı. Çok çalıştıkları için neredeyse evin içinde bile birbirimizle karşılaşmıyorduk. Bu gerçekten üzücüydü. Yahu , kahvaltıları bile birlikte etmiyorduk diyorum.

Çoğu ergen kız , ailesinin onu sıkmamasını , rahat bırakmasını isterdi. Ama ben öyle değildim işte. Taştan , demirden yaratılmamıştım ki insamdım bende. Bazı gereksinimlerim vardı. Annemle alışveriş yapacak , ona sırlarımı , dertlerimi anlatmak istiyordum. Ama annemin tek bir gayesi vardı ; Başarılı bir iş kadını olmak ve babamı yenmek. Cidden babamdan ayrıldıktan sonra hırs küpüne dönmüştü ve hemen İstanbul'a taşınıp oradaki 'Ateş Holding'in ' başına
geçmişti. İzmir'de ki holdinge de bakmak için geldiğinde görüşüyorduk. Sadece hafta sonu !! Sadece 2 gün !!

Cidden bir anneyle kızına 2 gün nasıl yeteb-...

Otlarının sesini duyduğumda , ilk başta rüzgardan veya kardan desemde sonra duyduğum ayak sesleri bunun rüzgar ve kar olmadığını doğruluyordu.

Camdan siyah bir gölge geçtiğinde olduğum yerde donakaldım.

'İşte şimdi şıçtın kızım'

Demir'in ağzından

Bursa'nın altını üstüne getirmiştim. 5 saattir Bursa'daydım. Ve gezmediğim son semt kalmıştı. Cidden burada da bulamazsam sinirlenecektim. Hatta delireceğim olağandı. O şimdi gece vaktinde dışarıda , belkide tek başına. Ah. Çıldıracaktım. Aklımı çıldıracaktım. Sinirle inleyerek elimi kornaya vurdum. Girdiğim karanlık sokak , korna sesiyle süslenmişti. Burada da yoktu. Yoktu. Yoktu. Ve evet kocaman şehirde giremediğim tek sokağa gelmiştim. Uzun bir sokaktı. Son umut burada olmasını dileyerek yavaşça ara sokağa girdim. İlerledim. İlerledim. Kimse yoktu. Ah. Sokağın sonuna geldiğimde delirdiğim kesindi. Bir sinirle arabayı durdurup aşağı indim. Tekmelerimi arabaya geçirirken , saçlarımı çekiştirdim. Allah aşkına neredeydi bu kız?

Sonra sokakta bir ses yükseldi. Acı dolu bir feryattı. Nefesimi tuttum. Ve bir bağırışma daha yükseldi bu karanlık sokakta.Arabadan silahımı alıp hızla sesi takip ettim. Az ileride çalıların orada bir garaj vardı. İçi karanlık gibi görünüyordu. En azından burdan gördüğüm kadarıyla.

Ne oluyordu ? Bir çığlık daha koptu , gecenin karanlığında ıssız sokakta. Sonra bir vurma sesi işittim. Sonra da 'kes sesini' diyen bir erkek sesi.

"Yapmıyorum ben yemin ederim" nefesim çiğerimi parçaladı. ". Lütfen bırakın gideyim."

Sesi fazla tanıdıktı. Çok fazla. Geçmişin karanlık perdesi aralanıyordu. Peki ben buna hazır mıydım? Bilmiyorum. Alara'ydı o. Her şeyiyle güzel olan insan. Benim kardeşim.

Siyah OkulHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin