-"Anne çıktım ben." Ayakkabımı giymeye çalışırken telefonum çaldı zamanlaman ne mükemmel yankı.
-"yine ne var yankı?" daha az önce konuştuğum iki dakika da bir arayan arkadaşıma selam olsun saygılar.
-"Kızım az önce yanımdan bir taş çocuk geçti görmen lazım.Yani artık gelsen de İstanbul'un tozunu attırsak diyorum."
-"Bunu kaç kere konuşacağız?Hem şimdi ben Aras'ın yanına gideceğim sonra ararım seni tamam mı?tamam."cevabını beklemeden yüzüne kapadım çünkü biliyorum ki Yankı asla susmazdı.Hava güzel olduğu için yürüyerek sahile, Aras'ın yanına, gitmeye karar verdim.Sokaktaki dondurmacıdan iki tane dondurma alarak yürümeye devam ettim. Hep buluştuğumuz kafenin önüne geldiğimde henüz Aras'ın gelmemiş olduğunu fark ettim.biraz deniz kenarına gidip oturmaya karar verdim.
Denizin kenarına gittiğim zaman arasın arkası dönük bir vaziyette gördüm ve hızlı adımlarla yanına ulaştım. yanına geçip dondurmaları kaldırıp gülümsedim fakat bu gülümseme yerini büyük bir şoka bıraktı ve dondurmaların her ikiside elimden kayarak yere düştü.Sonunda dikkatlerini çekebilmiştim. Aras öpüştüğü kızı itip şaşkın bir halde bana döndü.
-"Mira düşündüğün gibi değil.çok üzgünüm cidden seni aldatmayacağımı biliyorsun."
-"Aras nasıl düşündüğüm gibi değil ya? Her şey açıkça ortada değil mi?
-"Bi anda üstüme atladı.Eskiden tanıyomuşum falan dedi."
-"Biz eskiden sevgiliydik Aras.Beni nasıl hatırlamıyorsun ya benimle birlikte olan sen değil miydin?"Senin Aras diyen ağzını yırtarım yelloza bak ya.
-"Aras doğru mu bu?cidden bunu yaptın mı bana?"
-"Hatırlamıyorum Mira özür dilerim öncedendi ayrıca."
-"Tamam Aras. Bitti tamam mı?Zaten İstanbul'a gidince bitecekti uzatmanın manası yok."
-"Bunu bize yapma Mira." hiçbir şey demeden yürümeye başladığım an Aras beni kolumdan hızla kendine çevirdi.Çok yakın duruyorduk.Bir şey demedi, sadece gözlerimin içine bakıyordu.Bana bunu yapmaz dediğim insan beni aldatmıştı.Ne olursa olsun kendimde onu affedecek gücü bulamıyordum.Gözlerim dolmaya başladı,gözyaşlarımın akmaması için gözlerimi sık sık kırpmaya başladım.
-"Ağlayacaksın dimi?O yüzden sürekli gözünü kırpıyorsun.Ağla Mira, yeter ki sadece benim yanımda ağla."dudaklarımı kulağına götürdüm ve fısıldadım:
-"Hoşçakal Aras."gözyaşım yanağımdan süzülürken Aras'ın kolumu tutan eli gevşedi.Arkamı dönüp hızlı adımlarla caddede yürümeye başladım.Eve geldiğim zaman odama çıktım.Telefonumu aldım ve müzik açtım.Beni en son üzecek kişi Arastı ya da ben sadece öyle sanıyordum.Her zaman onun omzunda ağlardım ben.Şimdi ise kendi başıma onun için ağlıyordum.Bu düşüncelerle uyumuştum.
Ertesi sabah odamdan çıkmadım. Arasla olan resimlerimize baktım,bana aldığı onca güzel şeye...Burada sürekli onu görerek nasıl dayanırdım?Sürekli yanında olup aslında ona bi o kadar uzak olmaya nasıl katlanacaktım?Babamla konuşacaktım,İstanbul'a gitmek istiyordum.Aslında gitmeye sadece mecburdum.Belki uzaklaşınca dinerdi bu acı.Bu düşünceyi akşam babamla konuşmak üzere aklıma not ettim.Ve bilgisayardan Aras ile olan resimlerimizi silmeye başladım.(tabi ki geri dönüşüme atmıyorum saçmalama slk)
Akşam babam dönünce aşağıya indim.Benimle konuşması gereken bir şey varmış.
-"Mira İstanbul'a en kısa zamanda taşınmamız gerektiğini biliyorsun.Çok önemli adımlar atılacak fakat buna engel bizim senin inadından dolayı hala burada yaşamamız."bu sefer engel olmayacaktım nasılsa burada Aras için kalıyordum ama artık bitmişti.Israr edecek herhangi bir nedenim yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAKAMOZ
Teen Fiction3 iş ortağının çocukları 3 yakın arkadaş.Hepsi birbirinden eğlenceli. Bir gün Holding başka şehre taşınır ve ailelerde oraya Fakat mira gitmemekte ısrarcıdır.Taki sevgilisi tarafından aldatılana kadar.Şuan tek istediği bir an önce arkadaşlarının ya...