Etraf simsiyahtı. Ne tarafa doğru gideceğimi bilmiyordum. Zaten tuhaf bir ses vardı ve bu beni ürkütüyordu. Yavaş yavaş sese doğru ilerliyordum. Adımlarımı temkinli atmaya çalışırken boşluğuma denk geldi. Düşüyordum fakat düşerken sese daha çok yaklaşıyordum. Bağrışlarım ile o kızın sesi karışmıştı adeta. Bir tık daha aydınlanmıştı etraf. Mağaraya benziyordu. Yol ikiye ayrılmıştı. Yankı yaptığı için artık sesi de takip edemiyordum. Bir tarafta etraf simsiyahtı ve bu yolu takip edersem nerede olduğumu,nereye gideceğimi anlayamazdım. Diğer tarafta ise bir ışık görür gibi oldum ve iç sesim araya girerek "Güneşi gördüm" demesiyle karanlık yola gidip bir daha geri dönmemeyi göze almıştım ki iç sesim yine ve yeniden "Geri zekalı mısın? Sen o kızı görmek istemiyor musun?" demesiyle sanırım kendime gelmiştim. Cidden o kızı merak ediyordum. Biraz ışıklı olan tarafı seçtim. Korka korka da olsa ilerliyordum. Galiba doğru yoldaydım. "Kimsin?" diye bağırdım. Tam onu görecektim ki başka bir ses "Hadi kalk artık! Okula geç kalacaksınız! Geldiğinden beri uyuyorsun. Yata yata kıçını büyüttün." deyip tekmeliyordu beni. Tabi ki bunu yapan canım annemdi."Tamam anne ya"deyip kıçını anneme dönerek yattım.O bölümü tekrar görmeyi planlıyordum ki annem bu sefer suyu boşalttı ve anında kalktım.Tuvalete gittim.Daha sonra da elimi yüzünü yıkayıp çıktığında annem kapıda dakika tutuyordu."Anne tuvalette bari rahat bırak.Zeballah gibi dikilmişsin kapıda."Geliyo terlik.Sus da çabuk giy şu üstünü!" Formalarımı giymediğimi yeni farkediyordum.Hemen gömleğimi ve eteğimi giyip merdivenlerden inmeye başladım.Enfes yemek kokuları geliyordu. Tam yemeğe oturmuştum ki servisin korna sesini duymamla yerimden zıplamam bir oldu. Bu servis beni hep en olmadık zamanlarımda yakalıyordu. Zaten servisci amcaya da bu aralar kıl olmaya başladım. Hep beni beklemeden gidiyor zaten. Sonra da tüm yol boyunca yürümek zorunda kalıyorum. Hemen ağzıma bir şeyler tıkıştırdım ve hemen servise bindim. Servisin merdivenlerden çıkarken amcanın bana söylenmeye erken başladığını farkettim ve yanından geçerken "Bende seni seviyorum amıcacım." dedim ve amca biraz daha bağırarak söylenmeye başladı.Servisin içinde ilerliyordum ki iç sesim "Günaydın gençler ve kendini genç hissedenler." dedi. Bunu duyunca iç sesime dövmeye başladım. Bayat iç ses. Gözlerimle içeriyi taradım ve oturacak yer aradım. Yoktu. Oturacak yer yoktu ve resmen ayakta kalmıştım. Kedi bakışlarımla erkeklere baktığımda uyuma numarası yapıyorlardı. Ama ben onlara gösteririm. Eninde sonunda elime düşecekler. Şoför amca bilerek yapmıştı. Sırf beni ayakta bırakmak için her yeri dolaşmıştı ve en son beni almıştı. Bi anda sarsıntı yaşandı. Yere düşmüştüm. Şimdi uyanmıştı götoşlar ve bana gülüyorlardı. Eminim amca bunu da bilerek yapmıştı. Ona yaptıklarımın acısını çıkartıyordu. Aslında çok fazla bişey yapmamıştım. Sadece keltoş kafasına sakız yapıştırdım, oturduğu ve öve öve bitiremediği sandalyesine yapıştırıcı sürmüştüm ama onu düşünerek yapmıştım bunu, bizimkileri ayartıp camına bir sürü yumurta kırmıştım, sileceklerini çapraz yapıp üstüne I Want To Play Game yazmıştım falan falan. Ama bu yaptığı hiç hoş değildi. Resmen beni yerden yere vuruyordu ama ben ona bunu sorarım.Bizim götoşlara bakarak "Açın da kıçınıza gülün" diye bağırdım. Sonunda okula varmıştık. Servisten indim. Bu seferde cehenneme gelmiştim. Okulu sevmiyordum ama derslerim iyiydi. Biraz dışarda oyalanıp öyle sınıfa girecektim. Okulda turlayıp merdivenlerden çıktım ve sınıfın kapısının önüne geldim. İçeri girecektim ki bir şey farkettim. Bizim sınıftan hiç ses çıkmıyordu. Tabloya baktığımda 9-B yazıyordu. Doğruydu. O zaman kesin hoca girmişti.İlk ders edebiyattı ve hoca geç gelenleri önce rezil ediyordu daha sonra da süründürtüyordu. Bugün benim için çok berbat geçiyordu.İç sesim "Şimdi sıçtın Maral" dedi. İlk defa iç sesim düzgün bir şey söylemişti. Kafamı kaşıyacakken yanlışlıkla elim kapıya çarptı.Hıııh önce sıçtın şimdi de sıvadın Maral dedim kendi kendime. Acaba kaçsam mi ? diye düşünürken hoca "Gir" diye bağırdı.Hala kaçmak için şansım vardı ama zeki ben girmeyi tercih ettim. Aval aval hocaya bakıyordum. O ise piç smile atarak " Evet Maral Hanım geç kalmanızı neye borçluyuz ? dedi. Bu adamın derdi neydi böyle. Psikopat ya. "Iıııııııı hocam şey ımmmmmm geç kaldığım için özür dilerim."dedim ve der demez adam ayağa kalktı.Hocayı şöyle bir süzdüm.Adam psikopattı falan ama gideri vardı.Üzerime doğru gelmeye başladı.Bense geri geri gidiyordum.Bir anda kulağımda bir acı hissettim.Bir sire sonra kulağımdaki acı gitti fakat sınıftakilerin gülmesi kesilmedi. Hoca yerime geçebileceğini söyleyince şaşırmıştır. Normalde bu kadarla bırakmazdı ama insaflı bir günüydü heralde. Irmakçığımın yanına geçtim. O da gülmemek için ağzının içini ısırıyordu. Ders bitmişti. Ne güzel hem hoca kulağımı genişletti hem de dersin sonunda sınıfa girdim. Derse girmeseymişim zaten konuyu kaçırmış olacakmışım en azından dayaktan yırtardım. Sınıftakiler benle dalga geçmeye başlamışlardı bile. Hiç bir şey olmamış gibi kalktım Ayşe ile Fatma'nın sırasının önüne gelince ayşe fatma hayriye haydi çiftetelliye diyip karşılarında oynamaya başladım. Öldürücü bakışlar Ayşe ve Fatmadandı fakat bütün sınıf gülmeye başlamıştı ve birkaç kişi de benle birlikte oynamaya başlamıştı ki bunların içinde Irmak da vardı. Demek siz benle dalga geçersiniz ha sizin böyle rezil ederim sizi götler. Artık bu tüm okulun ağzına takılır ve onlarla dalga geçerler.Tekrar hoca girmişti.Derste uyuduğum için nasıl geçtiğini anlamamıştım. Okul bitmişti. Tekrar bi otobüs vakasından kurtulmak için hızlıca servise doğru koşturarak gittim. Bu yaptığı amcanın yanına kalmayacaktı. Servisteki mikrofonu alıp en arka koltuklara geçtim. Herkes otobüse gelmişti. Amca da sürmeye başlamıştı. Irmak'a kulaklarını iyice kapatmasını söyledikten sonra avazım çıktığı kadar şarkı söyledim. İlk başta hepsi korkmuştu ki sesimi iğrençleştirip bağırınca elimden mikrofonu almaya çalıştılar. Siz miydiniz sabah benle dalga geçen he. Amca mikrofonu camdan aşşağı atarak önce beni eve bıraktı. Servisten inerken ötekiler dil çıkartıp Irmak aşkıma öpücüklü baybay yapıp indim. Evin kapısının önüne geldiğinde anahtarım olmasına rağmen kapıyı çalıp annem tam kapının önüne gelince anahtarla kapıyı açtım. Yemek hazırdı. Benden sonra babam da geldi. Bende ilk baş odama çıkıp üstümü değiştirdim ve aşşağı yemeğe indim. Annem en sevdiğim yemeklerden birini yapmıştı.Fırında makarna hayvan gibi yiyip odama kaçtım. Yoksa annem mutfağı toparlatırdı. Yatağıma uzanıp o kızı düşünmeye başladım. Daha önce böyle rüya görmemiştim.Acaba o kız kimdi derken telefonum çalmaya başladı. Arayan Gizli Numara. Bir bu eksikti. "Alo" "Nasılsın ? " "Sen arayana kadar iyiydim hatta uyuyacaktım fakat uykumu şeyettin" " Neyettim?" " Üff boşver neden aradın ?" " Seni merak ettim." " Fazla merak iyi değil canım" deyip suratına kapattım. Daha önemli işlerim vardı. Bir de onla uğraşamazdım. Acaba o kız benim adını nerden biliyordu ? diye düşünürken uyuyakalmışım. Biri Maral Maral diye seslenmeye başlamıştı. Bu ses tanıdık geliyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİ BEDEN BİR RUH
ChickLitRuh bedenin ayrılmaz parçasıdır.Peki bir ruh iki bedende yaşayabilir mi ?