Baştan

1.3K 17 5
                                    

Beni bırakıp gitti mi yani işler tam yoluna girmişken. Söz vermişti, sensiz yaşayamam demişti. 1 yıl kadar kısa bir süredir tanıdığım birine nasıl bu kadar çok bağlanıp,herkesten çok güvenebilmiştim?  Nasıl onun için herkesi silebilmiştim? Söylediği her sevgi cümlesinde ona tekrar aşık olmuştum, hep yanımda olur sanmıştım, kendimi doğduğum andan beri ilk defa özel sanmıştım, yerime biri geçemez sanmıştım. Sadece tek günde tüm hayatım yerle bir oldu. Nasıl haber vermeden bırakıp gider, tek bir mesaj atmaz. En iyisi olayı baştan anlatmak:

Tanışmamız pekte filmlerdeki gibi büyülü bir şekilde olmadı; yağmurlu bir gündü ondan önceki iki gün gibi. Neredeyse aralıksız yağan yağmur yüzünden okulun önünde otobüs beklediğim şirin, regarenk ve eski dükkanlarla dolu Palm Sokağı'nın kendi kadar sevimli olmayan bozuk yolundaki çukurların hepsi su birinkitisiyle dolmuştu. Yağmurlu günlerde şehirde pek fazla insan dolaşmaz genelde işe gelen gidenler ve öğrencilerden ibarettir.  Ama sizde benim gibi okulda fazladan bir iki saat işkence gibi bir ceza çektiyseniz Palm Sokağında tek başınıza otobüs beklersiniz. Uzun bir bekleyiş olucağını hissettiğim için yeşil sırt çantamın içinden kulaklığımı ve kitabımı aldım, okumaya başladım. Henüz okumaya başlamıştım ki yoldaki su birikintisinden hızla geçen siyah araba sayesinde kitabım ve kıyafetlerimin bir kısmı çamurlu yağmur suyuyla kaplandı. Bir anlık şaşkınlıkla ağzım açık halde önüme baka kaldım.  Kafamı kaldırıp baktığımda karşımda, kahverengi ama bir o kadarda güzel gözleriyle mahçup bakan bir çocuk duruyordu bu çocuk gözlerin renkli olmamasının mükemmel olamıycağı anlamına gelmediğinin kanıtıydı. 

"Şey ben özür dilerim. Su birikintisini fark etmemiştim hızlı giderkende gerçekten üzgünüm."

Konuşurken aynı zamanda elleriyle sırılsıklam olan kitabımı almış sallıyor, üflüyor kurutmaya çalışıyordu, ama dahada yıpratıyordu.

"Sana kitabın aynısından alsam, baya ıslanmış. Yarın istersen sana bi öğle yemeği ısmarlıyım belki afettiririm kendimi hem kitabınıda alırız ne dersin?" Çocuğun marka giyimi ve arabasına bakılırsa zengin denilebilicek bir ailesi vardı ama bunun yanı sıra davranışları ve büyüleyici güzellikteki bakışları gayet içtendi. Normalde 5 dakika önce ilk defa gördüğüm, adını bile bilmediğim biriyle buluşmayı kabul etmezdim ama bu çocukta insanı kendine çeken farklı bir elektirk var belki bir sapık ya da hırsız bu ihtimalleri de bile bile kabul ettim teklifini. Son model siyah arabasına gidip bir kağıt ve kalem getirdi, yarın saat 3'te eviminde yakınlarında olduğu bir kafede buluşmak için sözleştik. Kağıda telefon numarasını ve kafenin adresini yazarak bana uzattı. Sempatik gülümsemesyile arabasına binip geldiği gibi hızla uzaklaştı. Ama en önemli şeylerden birini unutmuştum, adını öğrenmeyi.

Sarılsak YaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin