ARAS
Öğrendiğim gerçekle sertçe kapıyı çarpıp arabama bindim. Kafamda binlerce soru işareti vardı bu düşünceler arasında boğulurken daha çok hızımı arttırdım.
Evimin salonunda gördüğüm 2 yaşlarında minik bir kız vardı masanın üzerinde ki kapalı zarf dikkatimi çektiğinde üzerinde " Yapamadım Affet" yazıyordu içini açtığımda 'mektubun Hale den ' ve bu küçük kızın"bizim "olduğundan bahsediyordu. Yaşadığım an tekrar tekrar aklıma gelirken tam hızımı biraz daha arttıracaktım, ta ki karşıma kamyonet çıkana kadar ... Aniden olan fren sesleri ve çarpışma sesi sardı kulaklarımı ve kızaran gözlerim kapanarak karanlığa hapsetti kendini...
Gökyüzü siyaha boyanmışken daha fazla gercek umrumda değildi..
Olayları düşündükçe insanın gerceklere yakınlığı artıyordu işte, benim bi kızım vardı küçük minicik bi prensesim Annesinin onu bırakıp gittiğinden haberi olmayan,miniğim.. Onu korumam gerekiyordu, kötü insanlardan arındırmam gerekti yaşadığımız hayatın, kızımı korumam için ona yaşaması gereken hayatı şans vermem gerekiyordu tahmininizden fazla paraya sahipim belki ama bazen hersey istediğimiz gibi olmuyordu hayat söylenenden daha zor yaşanandan daha basitti belki de..
Anne ve babam ülkenin sayılı gelen holdinglerin sahibiydiler. Onlar için hep değerli olmuştum ama hep onlardan ayrı yaşamıştım onlar bana aile ortamı yaratamadığı için çözümü yalnızlıkta aramıştım belki de...
Bu yüzden onların servetiyle değil, kendi kazanmışlıklarımla ayaktaydım . Herkes tarafından bilinen kendi şirketim de vardı, sayısız arabalar ve miktarı bilinmeyen servetlere sahiptim..
En yakın ve herşeyimi bilen Savaş vardı, aynı zamanda kuzendik Savaşla. Ve hayatım benim minik kızımdan ibaretti, ömrümü ona adadığım " Ömür'e " aitti..
DOĞA
Mesleğimin en zor günlerini geçiriyordum herhalde. Bu hafta o kadar yorulmuştum ki gözlerim kendi kendine kapanmaya başlamıştı artık. Ne yazık ki bu sessizlik sedyeyle getirilen hastayla son buldu. Bütün hemşireler ve doktorlar telaş içerisindeydi. "Aras bey iç kanama geçiriyor hemen endoskopi yapmalıyız, benimle gelin Doğa hanım " diyen Çağatay Bey'in sesiyle kendime geldim.Hemen dediğini yapıp yanına gittiğimde sedyeyle adının Aras olduğunu öğrendiğim hastayı da getirdiler. Endoskopi yapıp, kanamanın yerini ve nedenini de tespit ettiğimizde kanamayı onarmak için cerrahlarla birlikte ameliyathaneye girdik ...
Neyse ki ameliyatı iyi geçmişti ve bizimde işimiz bitmişti. Ameliyathaneden çıkarken kapının önünde bekleyen insanlar doktoru soru yağmuruna tutmuştu . Çok yorulduğum için ayakta duramıyordum. Arkamdan seslenen kadın sesiyle durdum yanıma gelip " Hemşire hanım bizi babasına götürür müsünüz ? " demişti . Aras denilen adamın annesiydi muhtelemen. Kucağındaki de Aras'ın kızı mıydı yani ? İç sesime kızıp hemen soruya odaklandım " Ameliyatdan daha yeni çıktı kendine geldiği zaman haber veririm. Sizi gördüğünde kendini daha da iyi hissedecektir." dedim ve gülümsedim. Teşekkür edip yanımdan ayrıldı.
Baya zengin görünüyorlardı, hemşirelerin bir kaçından duyduğum kadarıyla hayran bir şekilde ne kadar yakışıklı olduğundan ve sürekli mal varlığından bahsedip yapmacık haraketlerle "Aras Demiiir" diye bağırıp birbirlerine gülüyorlardı . Saçma sapan hareketleri yüzünden pek kimseyle arkadaşlık kurmamıştım, zaten tek arkadaşım vardı o da Hazal'dı. Onunla da burda tanışmıştık ve sonra ev arkadaşı olmaya karar verip ,ev tutmuştuk. Zaten ailemin yanında yaşamadığım için onlarda olumlu karşılamışlardı.Onlar İzmirdeydi, ben İstanbul. Kendi ayaklarımın üzerinde durabilmek için buraya gelmiştim, iş bulma imkanımdan dolayı da Sağlıkçı olmaya karar vermiştim. Çıkış saatimiz yaklaşırken, gözlerim hastane de Hazal'ı ararken diğer taraftan da karnımdan sesler geliyordu. Yorulduğum yetmezmiş gibi bir de acıkmıştım. Hazal'ı gördüğümde, yanına ışık hızıyla koşup hemen giysi dolaplarımızın olduğu yere sürükledim. Halime gülerken bir taraftan da üstünü değiştiriyordu . Yorulduğumu anlamıştı best friend olmak bunu gerektirirdi çünkü. Hemen üzerimizi değiştirip hastaneden çıktık ve gördüğümüz ilk taksiyi durdurup bindik. Çok geçmeden eve geldiğimizde Hazal'a dönüp " Pizza söyleyelim mi? Ben çok açım." dedim . Oda hemen kabul etti.
O kadar yorgundum ki yemekle uğraşacak halim yoktu.Telefonu tuşlayıp 2 tane pizza söyledim. Odama gidip temiz kıyafetler aldım. Duşa gireceğimi belirtip Hazala seslendim ve banyoya girdim kısa bir duş gerçekten iyi gelmişti kendimi rahatlamış hissediyordum. Banyodan çıktığımda Hazal çalan kapıya gidiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOLUMDAKİ SONUM
Teen FictionSoluma verdiğim sonum beni baştan yazarken uzay boşluğunda gibi hissediyordum. Gözleri beni kendine çekerken, daha çok kaybetmeye başlamıştım kendimi..Verdiğim söze ihanet ederken her şeye rağmen hayata tutunabileceğim bir neden olan o çıktı karşım...