Şimdiki zaman...
Aradan yaklaşık 3-4 ay geçmişti. İkizlerin doğum günü yaklaşıyordu, ve ben artık duygularıma şu aptal kalbime söz geçiremiyordum. Evet evet doğru duydunuz. Duygularıma rest çeken , kalbime aşık olmayacağıma dair söz veren ben 'aşık olmuştum.' Üstelik Aras'a. Hazal durumumu biliyordu zaten, 1 aydır hissettiğim duygular daha da yoğunlaşmaya başlamıştı. Bütün gibi olmuştuk Aras'la ne bileyim işte kaptırdım kendimi..
(Doğa'nın temsili fotoğrafı)
Planladığımız gibi bu akşam Hazal'ın isteği üzerine bar gibi bir yere gelmiştik. Kafam dağılacakmış falan. Hemen gözüme bir yer kestirip oturdum. Çalan müzikle beraber uçsuz bucaksız düşüncelere daldım yine. Gözümden akan yaşla kendime geldim. Hazal "Seviyorsun" deyip kendine çekti ve sım sıkı sarıldı. Gözyaşlarım birer birer döküldü gözlerimden." Durduramıyorum Hazal olmuyor hem kendimden uzaklaştırmak istiyorum hem de çekip almak." Hazal'dan ayrılıp elimin tersiyle sildim gözyaşlarımı.
Hazal'ın konuşmasına izin vermeyip tuvalete girdim. Aynada kendime baktığımda gözlerim kızarmış bir vaziyetteydi. Yüzümü yıkayıp çıktım. Masamız göz hizama girdiğinde bir adamın bana bakıp telefonda bir şeyler söylediğini gördüm. Aldırış etmeden kafamı çevirip, Hazal'ın yanına gittim.
Yaklaşık yarım saattir burdaydık ve gerçekten bu ortam beni sıkmaya başlamıştı. Dans edenleri izlerken kalabalığın arasından tanıdık bir yüz bana doğru gelmeye başladı. Aras mıydı o ? Hayır fazla içtim hayır Aras değil. "Ne işin var burda?" Asıl senin ne işin burda be adam?!! "Hazal'la eğlenmeye geldik." Dedim. Senin için ölüp bittiğim için sprmn s.s.s mi deseydim yani? Tam kalkacağım sırada kolumdan tuttu. Beni süzüp "Gözlerinden belli oluyor çok eğlendiğin" dedi. Kızarmış gözlerimi kast ediyordu,aptal kafam. Konuşmama izin vermeyip "Neden benden kaçıyorsun? Bir aydır böylesin. Korkak gibi sürekli saklanır gibi bir hâlin var." Dedi. Suratıma çakma bir sırıtış yerleştirip "Korkak ha korkak" deyip karşı masadan rastgele kaptığım şişeyi masanın önünde duran adamın kafasına geçirdim. Şişeyi adamın kafasında parçalayınca büyük bir çığlık koptu. Hemen bardan çantamı alıp çıktım. Gözüme çarpan beyaz porsche yi çantamdan çıkardığım anahtarla çizdim. Arkamda duran Aras yanıma gelip " Ne yaptın kızım sen ?" dedi. " Çizdim." " İyi bok yedin." Deyip sırıttı. Gülme öyle lütfen..
Sahil kenarına gelmiştik. Yolda gelirken beynime oksijen gitmediğini iyi olmadığımı, sahil havasının iyi geleceğini söylemişti.
"Neyin var senin?" Dedi. Hafif yağan yağmur hızını arttırmaya başlamıştı. "Aras ben.." Cevap bekler gibi tek kaşını kaldırdı. " Sen ne ?" Diye bağırdı. " Seni seviyorum anlasana. Nefret edemiyorum senden. Her sefer güldüğünde gözlerim parlıyor tutamıyorum kendimi . Söz geçiremiyorum şu aptal kalbime. Uzun süre bakamıyorum gözlerine, bakmaya doyamadığım gözlerine bakmaya bile kıyamıyorum. Hem uzaklaştırmaya çalışıyorum seni kendimden hem de çekip almak. Oldu mu?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOLUMDAKİ SONUM
Teen FictionSoluma verdiğim sonum beni baştan yazarken uzay boşluğunda gibi hissediyordum. Gözleri beni kendine çekerken, daha çok kaybetmeye başlamıştım kendimi..Verdiğim söze ihanet ederken her şeye rağmen hayata tutunabileceğim bir neden olan o çıktı karşım...