Annem ve babam yine kavga ediyordu.Aslında pek kavga etmezlerdi ama şu birkaç aydır araları iyi değildi oysaki bi kaç aya kadar mutlu şu filmlerdeki gibi mutluyduk.En ufak konulardan bile kavga ediyorlardı.Kavga ederlerken babam anneme
"Yeter artık Hülya ayrılalım" demişti. "Ayrılalım" demişti ya hayal falan görüyorum galiba yok ya "ayrılalım" dememiştir ben yanlıs duymuşumdur.Annemle babam ayrı kalamaz ki.Onlar birbirlerini tamamlayan 2 insan.Ayrılamazlardı ya olmazdı olmamalıydı.Mahvolacaktık bizi hiç düşünmemişler miydi?Bora -asyanın erkek kardeşi-ve ben ne olacaktık.Bora beni sinir ediyo olsa da kardeşimdi.Ne kadar çok kavga ediyosak o kadar bağlanıyoruz birbirimize ama simdi bizi ayırmaya kalkıyorlardı.Bütün bu düşünceleri kafamdamdan silip odama çıktım.Kendimi yatağa attım ve uykuya teslim oldum.
Bir ay sonra,
Mahkeme günü gelmisti.Hakim sordu anneme "boşanmak istiyor musunuz?" annem cevap vermemişti verememişti doğrusu.Hakim aynı soruyu tekrar yönelettiğinde annem gözleri dolmuş bi şekilde babama bakıyordu.Benim de gözlerim dolmuştu.O sırada annem kısık ve titreyen sesiyle "evet" demişti başka ne diyebilirdi ki?Hakim babama da aynı soruyu yöneltti tereddüt etmeden "evet" demişti.Babam ya babam anneme deliler gibi aşık olan adam hiç tereddütsüz "evet" demişti.Şaşırmıştım.Hakim velayet icin anneme biseyler sormuştu ama o sırada gözümden bir kaç damla yaş düşüvermişti aldırmadan hakimi dinlemeye başlamıştım.Şöyle diyordu,
"Kızınız 18 yaşından büyük olduğu için kimle yaşamak istediğine o karar verecek."
Hakim hemen bana doğru baktı ve kiminle yaşamak istediğimi sordu.Annem demiştim.Çünkü onun yeri bende her zaman bambaşkaydı.Hakim tekrar konuşmaya başladı.
"Hülya hanım kızınız sizinle yaşamak istediğini söyledi.Yani oğlunuz Soner beyle yaşayacak.18 yaşına geldiğinde isterse sizinle yaşayabilir."
demişti ve mahkemeyi bitirmisti.Bora 16 yaşındaydı 2 sene sonra kendi kararını vererek bizim yanımıza gelebilirdi.Eve gelmiştik
Geldiğimiz gibi de annemle beraber toplanmaya başladık.Bavullarımızı hazırlayıp çıkışın yanına koymuştuk.Saat 14:18'di.Bodrum'a gitmeye karar vermiştik.İnternetten en erken bileti yani bugün 15:00 da olan bileti aldık.Simdi vedalaşma zamanıydı.Boranın yanına gittim.Uzunca bir süre sarıldık.Yaklaşık 10 dakikadır sarılıyorduk.Yapmacık bir öksürükle"Bora nefes alamıyorum lan yeter"
"İyi be bi sarılalım dedik hani gidiyosun ya özlerim falan"
Gözleri dolmuştu.Ona bakınca benim de gözlerim doldu.
"Gel lan buraya gel"
Birkaç dakika daha sarıldık ve birazcık ağladık ama birbirimize belli etmedik.Geri çekildim ve Bora 'ya
"Gitmemiz lazım Bora uçağı kaçıracağız."
Bora annemle de vedalaştı ve evden çıktık.Yoldan bi taksi çevirdik havaalanına gitmesini söyledim.Havaalanına geldik.Uçağa doğru yürümeye başladık uçağa gidene kadar hiç konuşmadık.Uçağa bindiğimiz gibi gözlerimi kapatıp kafamı cama yasladım.
3 saat sonra
Kafamı cama çarpmamla uyanmam bir oldu.Bodrum'a iniş yapıyorduk.Yaklaşık 3 saattir uyuyormuşum.Antalya'dan sonra Bodrum'a alışmak zor olacak.Uçaktan inip annemi takip ettim.Taksiye binip yolu tarif etti.O taksiciyle konuşurken ben iphoneme kulaklığımı takıp rastgele bi şarkı açtım.Şarkının ritmine göre dans etmeye basladim. Taksi durmustu arabadan inip bavulların yanına gittim.2 katlı bahçeli büyük bir evin önünde durmuştuk evin dış görünüşü çok güzeldi.Annem kapıya doğru ilerledi bana bağırmayı da ihmal etmedi.
"Asyaa daha duracak mısın orda gel de yardım etsene bana!"
"Ayy tamam anne ya geliyorum."
Bavullar için anneme yardım ettim.İçim kıpır kıpırdı.Eve girdiğim an da içime bi kıpırtı olmuştu.Çok mutlu hissediyordum.
Bir hafta sonraAnnem ile her şey yolundaydı.Fakat artık kendi ayaklarımın üzerinde durmak istiyordum.Kendime bir ev almıştım.Ve bu sene üniversiteye başlayacaktım.Kayıtlarımı geldiğimiz ilk gün yaptırmıştım.Eve yerleşmek için bazı küçük eşyalar kalmıştı.Bu gün evimde kalacaktım.Eve gittim.Güzel olmuştu.Yeni bir başlangıç için güzel olacaktı.Evde kalmak için her şey tamamdı.Fakat aksilikleri üzerine çekmekte mastır yapmış olan ben yemek yapmak için malzemeleri almış yağ almayı unutmuştum.Markette bu saatte açık değildi.Yan komşunun iyi birisi olmasını umarak kendimi kapıya attım.Zili çalınca karşımda yarı çıplak bir hizmetçi görmeyi beklemiyordum.Kadın ne var dercesine suratıma bakıyordu.En sevimli gülümsemem ile
"Pardon ben yan komşunuzum.Eve yeni taşındım. Yağ almayı unutmuşum.Sizden biraz alabilir miyim?"
Hizmetçi istemeyerek gülümsedi ve mutfak olarak tahmin ettiğim yere doğru ilerledi.Biraz bekledikten sonra yarı çıplak bir adam bana doğru geliyordu.Kaslarına bakmamak için kendimi zor tutuyordum.İç sesim "baklavalara bak asya" diyordu.İç sesimi susturmaya çalışarak bana doğru gelen kas yığınına baktım.Kolunu kapı pervazına yaslamış sırıtıyordu.Komik ne vardı ki niye sırıtıyordu bu adam.
"Küçük hanım kaslarıma bakmayı bırak." derken de sırıtıyordu.
Yüzümün kızardığını hissettim.Sesimdeki telaşı belli etmemeye çalışarak içimdeki çirkef asya yı dışarı çıkaracaktım.
"Ne bakıcam be senin kaslarına yağ almaya geldim ben yağı verirsen yemek yapmaya gidicem."
Yağı bana uzattı.Bu sırada sırıtıyordu.Elinden yağı alırken üzerine dökmüştüm.İlk andan itibaren rezil olmuştum bide üstüne bu olunca kıpkırmızı olduğumu tahmin etmek zor değildi.Büyük bir kahkaha patlattı.Kim bilir ne geçiyordu aklından.
"Bak gördün mü kaslarına bakmaktan yağı döktün." kahkaha atmaya başladı ve devam etti "Tabii sizi de anlıyorum böyle kasları olan birine bakarken kendinizden geçiyorsunuz." sinirlenmiştim.Dalga geçiyordu benimle.
"Egoist" dedim ve devam ettim "1.si kaslarına bakmıyordum 2.si yağ alacağıma aç kalırım daha iyi." dedim ve arkamı döndüm o sırada kas yığını kolumu tutmuş beni kendine çevirmişti.Yüzüme bakıp
"O kadar gelmişsin tanışsaydık bari yan komşumsun sonuçta."
Elimi uzatıp,"Asya Gencer" dedim.O da elini uzatıp "Duman Kara" demişti.Demek ismi Dumandı. "Memnun oldum" diyip arkamı döndüğüm de "Asya" dedi.Yüzümü ona döndüm parmağıyla 1 dakika işareti yaptı.İçeri gitti döndüğünde elinde bir pet şişe içinde yağ getirmişti.İç sesim birden "ay ne kadar tatlı bi hareket "demişti.Neler diyordu bu iç sesim.İç sesim yüzünden öksürmeye başlamıştım.Duman yanıma gelmişti endişeli gözüküyordu." İyi misin" diye sordu "iyiyim" dedim.
"Aç kalmanı istemem" dedi ve yağ dolu pet şişeyi bana uzattı. Teşekkür edip evime geldim.Yemek yemek gelmiyordu içimden.Açlık duygusu yok olmuştu.Ben ben hiç doymayan asya yemek yemek istemiyordu.Çok ilginç.Uykum gelmişti odama çıktım.Kendimi yatağa attım değişik bi geceydi.Biraz bu gece olanları düşündüm.Gözlerim yavaş yavaş kapanıyordu.Direnmeden gözlerimi kapattım ve kendimi uykuya bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEN VARSAN
Teen Fictionİstisnasız önüne gelen her kıza yavşayan Duman Kara ve kendine yavşayanlardan hiç hoşlanmayan Asya Gencer'in hikayesi. Peki birbirlerine duydukları hoşnutsuzluk zamanla karşı konulmaz duygulara dönüşebilir mi? "Hangimiz aşkın rengiyiz Duman!? Sen ko...