Ruhi Çenet

174 2 3
                                    

İğrenç bir pazar sabahıydı. Her sabah beni mutlu etmek için çabalayan adamın, şimdi umurunda bile değildim. Haykırışlarım, yalvarışlarım, hikâyemiz işte şimdi hepsi yarıda kalmıştı. Bu hikayenin kahramanı bizdik.
Oysa söz vermişti, beni ne pahasına olursa olsun bırakmayacak, hep destek olacak ve beni koruyacaktı. Şimdi bakıyorum geriye verdiği sözler ve birkaç fotoğraftan başka birşey kalmamış. Hep böyle değil midir zaten? 2 aşıktan biri hep eksik kalır.
Sanırım 3 yıl önceydi. her zamankinden daha farklı günlere uyandığımı hissediyor ve bu histen kendimi alıkoyamıyordum. Onun gözleri benim gökyüzümdü. Birbirmizi çok seviyor, sarılmak için her defasında bir bahane arıyorduk. Aynı sınıftaydık. Öğle yemeklerinde beraber yemek yiyor, aynı sırada oturuyor, neredeyse günün tamamını beraber geçiriyorduk.
Sanki bir rüyadaydım. Çok kısa bir sürede nasıl bu denli duyguları hissettiğime bazen ben bile şaşırıp kalıyorum. Geriye dönüp baktığımda yaptığım herşey tam bir aptallıkmış. İnsanın bunu yaşarken anlayamaması bir parça tuhaf kaçıyor. Bu öyle birşeyki insana haklıyken bile özür diletebiliyor.
15-16 yaşlarındaydım. Sınıfta samet diye biri vardı. Okula yeni gelmişti. Daha ona ilk bakışta birşeyler hissetmiştim. Göz göze geldiğimiz zamanlar hemen kafamı çeviriyor, ilgilenmiyormuş gibi yapıyordum. Matematik dersine girmiştik. Geçen gece çok ders çalışmış, kendimi çok fazla yıpratmıştım. Gözümü açacak halim yoktu. Sıraya kafamı koydum. Samet'e bakıyordum. Bir anda göz göze geldik ve bu defa ne kadar zor olsada kafamı çevirmedim. Bana gülümsedi. Bende ona bakıp gülümsedim ve bu ders boyu böyle devam etti.
Teneffüste ondan bir adım atmasını bekledim. En azından bir "selam" demesini. Ama o ne bir selam dedi ne de başka bir şey. Tam bir hayal kırıklığıydı. Son derse girdiğimizde gerçekten çok üzgündüm. Belli etmemeye çalışsam da sanırım başarılı olamamıştım çünkü samet tam karşımda beni şaşkınlıkla seyrediyordu.

"Eda nasılsın? Pek iyi gözükmüyorsun."

Kalbim öyle atıyorduki bir an öleceğim sandım. Bir kaç saniye durduktan sonra nihayet konuşabildim.

"Ben iyiyim, sorun yok"

"Ben buraları pek bilmiyorum, biraz dolaşabiliriz umarım."

"Sahile gitmeye ne dersin?"

"Harika derim."

Zil çaldı ve toparlanıp hemen Samet'in yanına gittim. Sahile gelene kadar tek kelime etmedik. Bu sessizliği sahile gelince bozmak istedim.

"Böyle susacak mıyız?"

"Bence soğuk bir kola içmeliyiz, gerçekten çok canım istedi."

"Hımm... Sanırım suspus olmaktan daha iyidir."

Yakınlardaki bir markete girip 2 şişe kola aldıktan sonra bir banka oturduk ve koyu bir sohbete daldık. Zamanın nasıl çabucak geçtiğine gerçekten anlam verememiştim. Hava kararmak üzereydi.

"Eda geç kalıyorsun. Ailen merak etmesin sonra?"

"Samet ben burada tek kalıyorum."

"Nasıl tek kalıyorum? Anlamadım."

"Basbaya işte tek kalıyorum. Ailem uzak bir şehirde. Bunu başka bir zaman açıklasam?"

"Nasıl istersen. Hadi şimdi düş önüme seni eve bırakacağım."

"Gerek y..."

"İtiraz istemem Eda."

"Ooo peki."

Gülümsedim ve yürümeye başladık. Gerçekten hayatımın en mutlu günüydü. Samet bana çok farklı duygular yaşatıyordu. Gerçekten çok seviyordum.

"İşte geldik."

"Yarın okulda görüşürüz."

"Görüşürüz."

Merdivenleri 3' er 5' er çıktım. Eve geldiğimde yaptığım ilk şey günlüğüme bugün olanları yazmaktı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 23, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Ruhi ÇenetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin