Yusuf her akşam olduğu gibi yine facebook'ta dolaşıyordu... Gözü her gün paylaşımlarını takip ettiği sayfadaydı... Aslında sayfada değil sayfaya yorum yapan Büşra isimli o kızdaydı... Her akşam mütevazi yorumlar yapardı sayfaya.. Uzaktan uzağa hayranlık besliyordu Yusuf Ona... Defalarca mesaj atmak istemiş ama gönderememişti.. En sonunda cesaretini topladı ve kıza arkadaşlık isteği gönderdi.. Birkaç saat sonra girdiğinde isteğini kabul etmiş olarak gördü... Heyecandan ağzı kulaklarına varıyordu.. Hemen kontrol etmeye başladı.. Tuhaf olan bir şey vardı, listesinde Yusuf'tan başka erkek yoktu.. Ama neden? Neden Yusuf'un isteğini kabul etmişti..?
Ertesi gün mesaj attı Yusuf... Selamlaşma, tanışma derken iyi anlaşmışlardı.. Yusuf aklına takılan soruyu sordu Büşra'ya
-neden listende benden başka erkek yok...
-Helal olmadıkları için..
-Peki beni niye ekledin?
-......
-Cevap verir misin?
-Bilmiyorum..Anlamıştı ki kızın da kendisine ilgisi vardı... Ve bir aşk başlamıştı... Öyle böyle bir aşk değil ama...
Büşra her fırsatta Yusuf'a dinin güzellikleri anlatıyordu, her kelimesinde ALLAH aşkı vardı Büşra'nın... Yusuf da en çok o yanını seviyordu... Sabahları namaza uyandırmak için aramalarını, her vakit namazında "Namazını kıldın mı" diye hatırlatmasını, teheccüd namazına kaldırmasını, her gün bir cüzü paylaşarak hatim indirmeyi teklif etmesini, her şeyini, her şeyini seviyordu Büşra'nın... Meğer dinini sadece 5 vakit namaz kılmakla, bir ay oruç tutmakla koruyacağını sanan Yusuf'un ne çok eksiği vardı..
Aylar ayları kovaladı... Birbirlerine "aşkım, canım" bile demeyen bu çift artık evlilik safhasına gelmişti.. Ama işin en ilginç yanı birbirlerini hiç görmemişlerdi.. Görmek istememişlerdi... Yusuf istiyordu aslında, merak ediyordu sevdiğini.. Ama sevdiği "O duyguyu yüzyüze tadalım" dediği için sesini çıkarmamıştı... Büşra her şeye razıydı... Sevdiği insanın yüzünü hiç merak etmiyordu.. Yüreğini sevmişti çünkü..
Ve buluşmak için anlaşıldı... Yusuf Bursa'dan Konya'ya gidecekti sevdiğini görmek için... Büşra'nın yanında kuzeni olacaktı.. Başbaşa kalmamış olacaklardı.. Belirlenen çay bahçesinde söylenilen masaya doğru ilerliyordu Yusuf.. Kalbi yerinden çıkacaktı.. Masada oturan iki bayanın yanına gelerek selam verdi... Ayağa kalkıp selamını aldılar Yusuf'un... Büşra'nın da kalbi yerinden çıkacak gibiydi... Sevdiği tam karşısında duruyordu... Eli ayağına dolaşmıştı... Yusuf sandalyeye oturdu...
"Beklediğimden çok çok güzelsin" dedi...
Ama bu sözleri Büşra'ya bakarak değil kuzeni Şeyma'ya bakarak söylemişti... İki kuzen ne yapacaklarını şaşırdı.. Yusuf ters giden birşeylerin olduğunu sezince
"Bir hata mı ettim" dedi...
"Büşra benim" dedi, az önce güzel olduğunu söylediği bayanın yanındaki...
Ufak bir sessizliğin ardından konuşmalar başladı... Büşra'nın başı yerdeydi.. Hem utanıyor, hemde başta yasananlara canı sıkılıyordu.. Yusuf ise iyice süzüyordu Onu.. Hayal kırıklığına uğramıştı.. Büşra hayalindeki insan değildi.. O güzel birini istemişti... Oysa Büşra o kadar güzel biri değildi.. Büyük bir hata yaptığını düşünmeye başladı.. Hayır, hayır Büşra'yla evlenemezdi.. Onu yanına yakıştıramadı bir türlü..
Bir saatlik oturmanın ardından ayrıldılar... Yusuf otobüse binmişti.. Eli telefona gidip geliyordu.. Birşeyler yazmak istiyordu Büşra'ya ama yapamıyordu... Sonunda uzunca bir mesaj yazıp gönderdi...
"Bir yeni mesaj" yazısını gören Büşra heyecanla mesajı açtı... Kimbilir ne güzel şeyler yazmıştır diye geçirdi içinden... "Büşra sen çok iyi bir kızsın aslında" diye başlıyordu mesaj... Bu cümle bile Büşra'nın beyninde şimşekler çakmasına yetmişti... Ve devamında kendisini beğenmediği, evlenemeyeceği falan yazıyordu... Gözünden yaşlar boşalıyordu.. Şeyma telefonu çekip aldı elinden, o da okudu... Nasıl olurdu böyle bir şey.. Birbirlerini böyle seven iki insan nasıl olur da ayrılırdı...