Sabah yine araba seslerinin gürültüleriyle kalktı.İşe yetişmekte olan kadınların topuklularının sesleri,telefonların çalması ve daha bir sürü ses...
Anlam veremiyordu.Telefon kullanmaması, arabasının olmaması,ev yerine sokaklarda yaşaması... Neden bu kadar saçma geliyordu insanlara?Kendisi mi tercih etmişti böyle yaşamayı?Bütün gün yolda yürürken insanları gözlemlerken,kır çiçekleri yerine fabrika dumanlarının zehrini koklayan insancıklar,fakir yemek için çöpten birşeyler toplarken,zengin insancıkların onlarca çeşit yemekten bir tanesini bile beğenmemesi,sınavı çalışarak geçen yerine torpille sınavı geçen insanlar görmesi... Neden bu kadar saçma geliyordu ona? Yoksa merhamet duygusunun olması mı yanlışlar yerine doğruları görmesine sebep oluyor.Hayat acı gerçekleri yüzüne vurmasıylamı anlıyor herşeyi,züppelerin kılık kıyafetlerine bakarak kendini eleştirmemesi...
İşte dünyada olan gerçekler bunlar.Kişilere gore insanlar 4'e ayrılır.Dinlerine göre,dillerine göre,maddi durumlarına göre(zenginlik fakirlik) ve ten renklerine göre(siyahilik...)
Aslında insanlar ikiye ayrılır;
1-İYİ insanlar
2-KÖTÜ insanlar
Sen emek edersin emek etmeyen kazanır,sen çalışırsın başkaları yer,sen açken o toktur veya sen tokken o açtır, sen okula giderken o okula gidemez,sen zenginken o fakirdir (yada tam tersleri)...ve bir sürü örnek.
Bunlar iyi ve kötü olsa da hayatın acı gerçekleri.Bunlarla yüzleşmek belki iyi olur belki kötü.Arkadaşlar eğer hikayeyi beğenirseniz devamını getirmeyi düşünüyorumm(biliyorum biraz kısa oldu.)😊😊