***
ikimiz de evlerimize döndük.Her akşam odama kapanmam annemi endişelendirmişti.Yanıma geldi ve ''Banu iyi misin ?'' ''İyim anneciğim'' diyerek cevap verdim.Annem endişeli gözlerle ''Emin misin ? '' '' Eminim.'' diyerek yanıtladım.Annem odadan çıkar çıkmaz,günlük tutmak için masaya oturdum .Günlüğüme ''Üzgün,Hüzünlü fakat sevgi dolu bir günden merhaba ''diyerek günlüğüme başladım.Bu günü günlüğüme aktarırken bile Metin'in o mavi gözlerinde ki umutsuzluk aklıma geldi.Ve kendi kendime düşündüm. ''İnsanın hayatında ki en büyük zenginliği ailesiyle birlikte olmasıdır.'' Metin için çok üzülmüştüm fakat hayata karşı hep dik durması gerektiğini de öğrenmesi gerekiyordu.Banyoda ki işlerimi haletim ve yatağıma geçtim.Yatağın içinde bir sağa bir sola dönüyorum fakat uyuyamıyordum.Gözümü her kapattığım da Metin 'in o umutsuz bakan mavi gözleri geliyordu aklıma.
İyi kötü oldu .Kahvaltımı eder etmez Metin 'in yanına gitmek için yola çıktım.Ağır adımlarla ayaklarıma bakarak yürürken yolda bir kolyeye rastladım.Kolyeyi görür görmez aklıma Metin geldi ve kolyeyi aldım hızlı adımlarla Metinin yanına gittim.''Metin! Metin!'' diyerek seslendim.Metin dışarıya çıktı ve elimde ki kolyeyi ona göstererek ''Annenin kolyesi bu mu ?'' ''Evet.'' diyerek yanıtladı.Mutluluktan mavi gözleri gülümsüyordu.''Teşekkür ederim'' dedi.Onu mutlu ettiğim iççin ben de mutlu olmuştum.''Teşekküre gerek yok '' diyerek yanıtladım.Metinle birlik de gezmeye gittik.Metin artık kasabamızı öğrenmişti.Ben de onu çok sevmiştim.Metin bana bir şey söylüyeceğini söyledi.''Banu ben İstanbul'a dönüyorum'' dedi.Ben şaşkınlık için de hiç bir şey söyleyemedim.Akşam oldu her şeyi geri de bırakıp Metin'i uğurlamaya gittim,fakat Metin gitmişti...
Sekiz sene Metin'i hiç unutmadım, ve biz de İstanbul'a taşınma kararı almıştık . Artık çocuk değildim.Metini çok merak ediyordum İstanbul'a yerleştik, fakat Metin'in ''Nerede? Kiminle? '' kaldığını bilmiyordum. İstanbul'a taşınmışken okuma kararı aldım. Babam İstanbul'un en iyi okuların dan birine yazdırmıştı beni.Okulun ilk günü gittiğim de kimse beni tanımıyordu, bende onları.Herkes bana tanımayan gözlerle bakıyordu. Arkadaşlarımla,öğretmenlerimle tanıştım.Halim den memnundum fakat aklım hep Metin de idi. Okul sonu eve dönerken bir parkta ağlayan birisini gördüm.Ağlarken ''Anne , Baba beni neden bıraktınız?'' gibi cümleler kullanıyordu. Yanına gittim '' Ne oldu ? sana'' dedim. Kafasını kaldırdığın da gözlerin den Metin olduğunu anladım. ''Metin? Bu sensin!'' dedim. ''Banu !'' ne oldu diye sormuyordum çünkü annesini ve babasını özlemiş gibiydi öyle hissediyordum. Hislerim de haklıymışsım. Fakat İstanbul Metin'i değiştirmişti. Metin ile aynı okulda olduğumuzu öğrendim mutlu olmuştum fakat Metin okul da beni tanımamazlıktan geliyordu. Alışmaya çalışıyordum,her şeyi altan alıyordum.Fakat bir gün arkadaşlarının için de bana ''Bizim sefil geliyor'' gözlerim doldu sınıfıma gittim ağlayarak ''ben sana ne yaptım?'' gibi cümleler söylüyordum. Betül hocamız kulak misafiri olmuş. Yanıma geldi. '' Ne oldu Banu? Bir sıkıntın mı var ? '' dedi betül hocamıza her şeyi anlattım. ''Banu sen ondan hoşlanıyor musun ? '' dedi.Hiç bir cevap verme den eve döndüm, odama geçtim ağlayarak düşündüm, söylediğim tek şey vardı; ''Hayat ben sana ne yaptım ? '' sorusunu çok düşündüm ve bir hal, bir yol bulamadım. Dışarıya çıktım, kulaklığı taktım ''Grip'in - Muhtemel aşk '' müziğini dinledim. Biraz rahatlamış gibiydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PİŞMANLIK
RandomVerdiğin değerin karşılığını alamıyorsan, verdiği değeri ver ki; Herkes yerini bilsin...