Lanet olasıca tarihçi! Sırf derste ona karşı çıktığım için beni çıkışta tamı tamına 3 saat cezaya kalmıştım Eve hemen gitmek için kestirme yolu seçtim ve ordan hızlıca yürüdüm. Zaten hava soğuktu, yağmur yağacak gibiydi ve ben bu havada dışardaydım.Eğer bu tiple caddede dolaşsam arkadaşlarım 1 hafta boyunca benimle dalga geçerdi. Tek sokak lambası olan bi yerden geçerken birden bi tiz çığlık sesi duydum. Merak ya hemen çığlığın geldiği yere doğru ilerledim. Duvara yaslandım ve hafif başımı o tarafa çevirdim. Tanrım! Bi çocuk bi kızı tecavüz ediyodu! Başında bi çocuk daha vardı:
-Tanrı aşkına Chaz ne zaman sıra bana gelecek? dedi bıkkınlıkla. -Gelicek birazda merak etme. dedi adı Chaz olan ve devam etti -Justin sen neden uzaktasın böyle? Tadına bakmak istemez misin? dedi elinde tabletiyle bişeyler yapan çocuğa. O ise -Hayır istemiyorum sen Ryan'la ilgilen dedi, pek onlarla ilgilendiiği söylenemezdi. Hepsinin yüzünü deşifre etmiştim. Birden lanet telefonumun çaldığını duydum! Hey şimdi napıcaktım ben? Ellerimle bütün vücudum zangır zangır titremeye başladı ve telefon sonunda sustu. -Hey orda kim var? Eğer ordaki çıkmazsa erkek kız dinlemem yemin ederim sonu böyle olur! dedi sanırım bu Chaz olandı Korkuyla yerimden çıktım ve mal gibi gülümseyerek karşılarına geçtim Ben-Şe-şey kolay gelsin. Ben sadece bi arkadaşa bakıcaktım. dedim Boncuk boncuk titremeye başlamıştım. Hepsi gözlerini üstüme dikmiş beni süzüyolardı. Ben-Ba- bakın bi uçak! dedim gökyüzünü göstererek. Sadece o kız bakmıştı gökyüzüne ve başını sinirli bi şekilde bana çevirmişti. Salak olduğu çok belliydi yoksa burda bunlarla ne işi olur ki? Onlara tekrardan gülümsedim ve koşa koşa ordan uzaklaştım. Arkamdan kahkaha attıklarını duyabiliyodum fakat bu umrumda dahi değildi. Burda umrumda olan tek şey kaçıp eve gitmekti. Hemen caddeye çıktım ve 15 dakikalık yolu 5 dakikada geldim. Anahtarımı çıkaramayınca kapıya deli vurdum. Annem sallana sallana kapıyı açtı ve: Annem-Senin bu halin ne? dedi ter içinde kalmış saçlarımı tutarken. Ben-Köpek kovaladı. dedim. Annem-Eğer yarın için heyecanlı olmasaydım sana bu yaptığın şey yüzünden ceza verirdim Emily. Bak unutma yarı- demesine kalmadan sözünü kestim ve onun taklidini yaparak: Ben-Evet yarın üvey babamla tanışıcam. Ona karşı gelmiycem, saygılı olucam ve hep gülümsiycem. dedim bıkkınlıkla ve yukarı çıkmak çiin merdivenlere yöneldim.Ben-bu rada yemek yemiycem sen yat! dedim bağırarak fakat hala annemle aynı odadaydık. Evet, bazen böyle salak gibi davranabiliyorum. Odama girdiğimde çantamı yere fırlattım ve üstümdeki o saçma okul kıyafetinden kurtuldum ve direk banyoya attım kendimi. Ilık suyu açtım ve kendimi suya bıraktım. Daha sonra: Annem-Ben yatıyorum Emily. dediğini duydum. Ona cevap vermedim ve biraz daha suya büründüm ( o nasıl oluyo artık? (asdadadasdghf) Birden odamdan gelen çıtırdıyla irkildim. Hemen küvetten çıktım ve elime gelen havluyu üstüme sardım. Kapıyı açtım ve: Ben-Anne sen misin? Eğer sensen bak bu gerçekten hiç güzel bi şaka değil! dedim fakat içerden hiç ses gelmedi. Kafamı içeri uzattım ve bunun rüzgarın sesi olduğuu anladım. (tabii rüzgarda öyle ses çıkartıyodu ya dfrtponmlkxdg) Hemen kıyafetlerimi aldım ve Banyoda üstümü giyindim. Camı sonuna kadar açtım ve dışarıyı izledim. Daha sonra yatağıma uzandım ve biraz düşündüm. Yarından itibaren hayatım değişicekti, buna emindim. Annemin patronu yani erkek arkadaşı, yani yakında olacak kocası ve bundan dolayı üvey babam olucak adam gelicekti bize. Kendisinin çok zengin olduğunu duydum, ve bir oğlu varmış. Bildiğim şeyler sadece bu kadar. Ama o adam babamın yerine tutamaz! SABAH~ Sabah boynumun acısıyla uyandım. Lanet olsun dün gece camı açık bırakmışım hemde bu soğukta! Kalktım ve içimden küfür ederek camı kapattım. Daha sonra komidinin üstündeki renkli kağıt çarptı gözüme. Elime aldım ve açtım. "Bizim gibi kötü çocuklarla baş edebileceğini zannetme. Ryan. Ordan nasıl gözüküyordum? Benimkide soru! Çok havalıydım öyle değil mi? Chaz. Bebeğim biz öyle sandığın gibi çocuklar değiliz, hatta biz çocuk değiliz Ryan lanet olsun sana bu son kağıttı! Herneyse senin peşini bırakabileceğimiizi sanmıyorum. Son olarak bi gün balkonada havlulu bi şekilde bekliyoruz. Justin." Bunları okuduğumda sinirden odama zarar vermediğime şükrediyorum. Beni takip etmişler, o kadar dikkat ettiğim halde! Sinirle ve hışımla odamdan çıktım ve merdivenleri ikişerli üçerli atlayıp mutfağa girdim ve öğütücüyü çalıştırdım. Öğütücü çalıştıktan bit kaç saniye sonra kağıdı içine attım. Annem-Neden öğütücü çalışıyor ? dedi meraklı bit ifadeyle. Sakin davranmaya çalışarak: Ben-Öğütücünün çevresinde hamam böceği dolaşıyordu o yüzden çalıştırdım. dedim. Annemse bana iğrenerek baktı ve tekrar yukarı çıktı. Ben ise yaşadığım şokun etkisindeydim hala. AKŞAM Annem birinci sınıf çocukları gibiydi. Yani o derece berbat. Ama ne yapsın kadın, demek ki Jeremy'i o kadar seviyor ki böyle. Ama birazda saçma yani. Ben bunları düşünürken birden kapı çaldı. Annem kapıya doğru koşar adımlarla gitti. Hatta bir ara halıya takıldı neredeyse düşücekti. Deli kadın. Anahtarlıktan bi ruj çıkardı ve rutuşunu yaptı. Ben ise uzaylı görmüş gibi bakıyordum ona. Daha sonra yüzüme güzel bir gülümseme yerleştirdim ve annem kapıyı açtı. Annemin kapıyı açmasıyla dehşete kapılmam bir oldu!
**umarım beğenirsiniz**