Jon ormanda ailesiyle yaşıyan genç bir çocuktu. Onun çocukluğu çok güzel geçmişti hiç arkadaşı olmamasına rağmen onun büyük bir arkadaşı vardı "orman" . Jon güzel evlerinin arkasındaki ormanda uzun süreler geçirirdi sabah güzelce kahvaltısını yaptıktan sonra direk ormana dalardı. Ormanı avucunun içi gibi biliyordu jon o güzel sık ağaçların arasında kendini ait olduğu yerde hissediyordu. Büyük bir ağaça yapılmış güzel bir salıncağı vardı orada sallanmaktan hiç sıkılmıyordu bu onun için uçmak gibiydi çünkü ağaç çok büyüktü büyük bir sallanma alanı vardı sallanırken rüzgarın yüzünü okşamasını vücuduna vurmasına bayılıyordu. O ormanın içinde bir de onun için harika bir evi vardı orada isteği her şey vardı sevdiği kitaplar jon kitap okumayı çok severdi ve orada bir düzine kitapları vardı güzel bir de yatma ve ya oturma köşesi yapmıştı kendine renk renk mumlar iki,üç kutu kibrit ve ağaç evin duvarlarında kendi fotoğrafları ve ailesi ile fotoğrafları vardı jon tek çocuktu hiç kardeşi yoktu ama bundan şikayetçi de değildi. Jon kendini ormanda hep huzurlu hissederdi çünkü orası yanlız olabildiği kendi olabildiği tek yerdi orada istediği her şeyi yapabiliyordu. Ama jon ormanda yanlız değildi bunu onbeş yaşında fark etmişti. Bir gün ailesi ile kavga etmişti ve sinirleri çok bozulmuştu aslında böyle olsun istemiyordu ama ailesi onu bir türlü anlamıyordu bazı konularda. Jon her zaman yaptığı gibi direk evi terk edip ormana koştu,koştu,koştu iyice ormanın derinliklerine gitmişti evlerinin oradaki orman çok büyük bir yerdi o kadar ilerlemiştiki jon nerede olduğunu bilmiyordu nereden geldiğine dikkat etmemişti bu umrundada değildi jon o geceyi orada geçirebilirdi kendine gece için odun parçaları toplamıştı ilkel yollarla ateş yakmak zorunda olmayacaktı zaten cebinde bir kibrit kutusu vardı evlerinin yanındaki orman bereketli bir orman denilebilirdi çünkü ormanda bir çok böğürtlen gibi yiyebileceği çok şey vardı bulunduğu yerin yakınlarında bir böğürtlen vardı oradan bir avuç böğürtlen topladı onları da yedi zaten karnı toktu jonun. Aslında jon çok iyi bir nişancıydı çok iyi ok kullanırdı ormanlarında bir çok hayvan vardı onlardan birini vurup ateşin üzerinde çevirebilirdi ama sanırım jon bunu yapamazdı bir sincapın kafasını koparıp temizleyip derisini yüzüp ateşin üzerinde çevirenezdi o an yapmak istese bile yapamazdı çünkü okunu evindeki odasında bırakıyordu o an okunu ormana koymaya karar verdi eve dönebilirse ormana koyucaktı jon biraz panik yapmıştı ama önemli değildi nasıl olsa yolu bulurdu hava kararmaya başlamıştı ve birazcık soğumuştu jonun içi ürperdi koca ormanda yanlız olmak biraz onu ürpertmişti hava iyice kararınca ateşi yaktı ateş ona biraz olsun huzur verdi çıkardığı çıtırtı sesleri çok hoştu öyle değilmidir zaten. Jon sırtını bir ağaca verdi oturdu. Sakince düşünürken uyuya kalmıştı uzun bir süre uyumuştu bir süre sonra bir anda uyanmıştı ne olduğunun farkında değildi nerede olduğunun farkına varmaya çalışıyordu uyku sersemi olduğu için bir an ormanda olduğunu unutmuştu sonra ateşi gördü artık sönmüş olan ateşi daha doğrusu, külleri kalmıştı küller hafif rüzgar sayesinede kızıl bir şekilde etrafına küçük ışıklar saçarak parıldıyordu. Ormandan bir dalın kırılma sesi gelmişti bu onu çok korkuttu kendini sakinleştirmeye uğraşıyordu " sakin ol o sadece bir hayvandı sadec bir hayvan" belkide ailesi onu armaya çıkmıştı diye düşündü saatine bakmıştı saat gecenin dörtüydü ailesi onu çok merak etmiş olmalıydı belkide gerçekten ailesiydi belkide başka bir şeydi o yüzden sesini çıkarmamalıydı ses yaklaşıyordu sesin yaklaşma sesi jonun kalp atışları sesinden duyulmuyordu ses bir müddet yaklaştıktan sonra yanından hızlı bir şekilde bir gölge geçmişti bu jonu çok aşırı korkuttu artık korkudan vücudu titremeye başlamıştı jon o kadar çok korkuyordu ki kendini ağlamamak için zor tutuyordu belkide yanlış görmüştü kendini korkuttuğu için gördüğü ufak bir halisilasyon du öyle olmasını umuyordu o gölge bu sefer daha yakından geçti ve geçtiği yerdeki yapraklar uçuşmuştu bu jonun bağırmasına neden olmuştu kendine hakim olamıyordu her tarafı titriyordu o bir insan olmalıydı ama öyle bir insan nasıl olabiliridi? Bu bir insan değildi bunları düşünürken ona hızlı ve güçlü bir şekilde bir şey çarpmıştı bu canını çok acıtmıştı sanki göğüs kafesi kırılmıştı kendini toparlayamıyordu ayağa kalkamadı ayın ışığı yüzüne vuruyordu artık her şeyin değişmek üzere olduğu an gelmişti o çarpmanın şokunu atlattıktan sonra başka bir yerinin daha acıdığını fark etmişti kolu acıyordu ayın ışığından tam görememesine rağmen kolu ısırılmıştı kolu feci bir şekilde yanıyordu sanki üzerine kızgın bir kor bastırılıyormuş gibiydi bu acı. Gözünden yaş getirmişti jon vücudunda farklılaşmalar hissediyordu kendini güçlü hissetmeye başladı hem de çok güçlü inanılmaz derecede uzakları görmeye başladı orurduğu yerden ve o kadar da karanlık değildi biraz şaşırmıştı ayağa kalktı ve hızlıca evine gitmeye karar verdi yoksa burada ölebilirdi o insan gelmeden gitmeliydi ve bir an önce koşmaya başlamıştı aslında yorgun olması gerekiyordu ama kendini hiç hissetmediği bir şekilde güçlü ve dinamik hissediyordu kendinden emin bir şekilde ormanın içinde koşuyordu jon daha önce hiç bu kadar hızlı koştuğunu hatırlamıyordu bastığı yerlerdeki yapraklar uçuşuyor o kadar hızlıydıki ağaçları göremez hale gelebilirdi ama çok net görüyordu hızlı bir şekilde koşarken önüne çıkan ağaçtan dolayı hoplamasıyla kendini uçuyor zanneti aynı salıncaktaki gibi o kadar büyük bir atlayış yaptıki kendisi buna inanamıyordu kısa bir süre sonra ormandan çıktı ve evini gördü .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Yaşam Yeni Başlangıç
Vampireİlk önce burada önceden çok kitap okuyordum ama artık hikayeler birbirine benzemeye başladı bu ilk hikayem olucam yanlışlarımı göz ardı edin arkadaşlar inşallah bana destek olursunuz "güzel bir kurgu ve güzel bir hikaye anlatmak istiyorum sizler" ki...