Yine oturdum daldım en derin hüzünlerin çalkantısına ve elime bir kalem ve bir kağıt alıp yazmaya başladım Neye ne kadar fazla inanacağımı bilmeden, neyi niçin düşündüğümü bilmeden, kendi kendime düşünüp duruyorum yalnızlığımın nedenini, ben niçin bu kadar yalnız ve düşünceliyim.Çevremde onca insan varken neden bir tanesi bile benim içimdeki duyguları, düşünceleri hissedemiyor.Sebebin ne olduğunu bilmiyorum. Bazen durup; "belki de bunun sebebi benim" diyorum kendi kendime.Tamam belki kendimce bir çok sıkıntı gördüm ve acı çektim ama arada bir insanların neler düşündüğünü ve neler hissettiğini yoklamadan edemiyorum.Çünkü ben insanları seviyorum ve onlar için küçücük bir şey bile olsa yapmaya hazırım.Hem de karşılık beklemeksizin! İstediğim tek şey benim var olduğumun ve ne kadar iyilik sever bir insan olduğumun bilinmesi.Gerçi ben kendimde ne kadar iyi biri olduğumu bilmiyorum. Fakat şu bir gerçek ki oda ben her şeyi düşünüyorum.Hem de en ince detayına kadar.Kimse benim farkıma varmasın istiyorum.Hayal ettiklerimi kimse bilmesin istiyorum.Bir kişi hariç!
İnceden sessizce her şeyi her detayı ile düşünmek zor bir şey mi acaba? Hayır! Bu bir başkası için zor olabilir ama benim için o kadar da zor bir durum değil çünkü ben bunu çocukluğumdan bu yana yapıyorum.Ve her seferinde de başarılı oluyorum.
Bazen kalabalık bir topluluk içinde dalıp giderim uzaklara kimse bilmez neler düşündüğümü onlar sadece "Hira sen yine dalıp gittin uzaklara!" yada "Aşık mısın kızım!" diyerek sanki bir sevgilim varmış da ona özlem duyup uzaklara dalmışım gibi düşünüyorlar.Ama kendi hayal dünyamın içinde neler yaşadığımı sadece bir ben bilirim.
İnsanlar bana karşı önceleri genelde çok önyargılı davranırlardı.Ben daha bir cümle kurmadan "tamam sende iş yok" yada "bizim konumuzun aşk ile bir alakası yok" veya "bu konu çocukları ilgilendirmez" yada "Allah yine başlıyor!" diyerek beni çocuk görürler yada saf dışı etmeye çalışırlardı.Ama zaman içerisinde büyüdüm geliştim artık bir çocuk değilim ve insanların çoğunun düşüncelerini daha kurdukları cümlenin ilk kelimesinden yada hal, hareket ve tavırlarından anlayabiliyorum. Çevremdeki bazı insanlar beni bir deha olarak görüp bana daha fazla yakın olmaya çalışıyorlar.Bazıları ise benden nefret ediyor ve her ne kadar başaramasalar da bunu gizli tutmaya çabalayarak benim yakın çevremde olmaya gayret ediyorlar.Bazıları da beni ne çok büyük ne de çok küçük görüp benim sade arkadaşlığımı kazanıyorlardı.Evet benim arkadaş çevrem büyüklü küçüklü oldukça büyük ve ben bunu şöyle ifade edebiliyorum.Edirne den kars a kadar tüm Türkiye'de arkadaşım bulunmaktadır diyebiliyorum.
Arkadaş çevremin bu kadar büyük olması nedeni ile bazen içimdeki sıkıntının sebebini daha iyi anlıyorum.Çünkü arkadaş çevrem ne kadar büyük olursa olsun dost çevrem o kadar küçük ki toplam da belki de on kişiyi geçmezdi.Geçmezdi diyorum çünkü benim dostluk ilişkilerim bambaşkadır.Onlar benim yaşadığım hiçbir sorunu sıkıntıyı göz ardı etmeden benimle beraber üstüne giderler.Ve benim her sorunuma bazen benimle beraber bazen de benim hiç haberim olmadan çözüm getirmeye çalışırlardı.Tabi ki bu çözümlerin de pek başarılı olduğu söylenemezdi.Ama benim için önemli olan bu insanların beni düşünerek benim için bir şeyler yapmaya çabalamasıydı.Onları benim dostum yapan da buydu.Aynı şeyler onlar içinde geçerliydi.Bende onlar için bir şeyler yapmaya çalışırdım.Ta ki yakın bir vakte kadar.Evet onlardan da uzaklaştım ve ilişkim onlarla da diğer arkadaşlarımda olduğu gibi sadece arkadaş seviyesine indi.
Sizleri bilmem ama benim için arkadaş ayrı dost apayrı bir şeydir.Ve artık benim dostum yok.Sebebi de benim dostlarımın sorunları için daima elle tutulur bir çözüm bulmam ve onların benim umutsuzluğum için hiçbir şekilde elle tutulur kalıcı bir çözüm bulamamaları idi.Sürekli geçici çözümler ve sonunda gelen acı, Ve ben yine kendi yalnızlığımla baş başa kaldım.Bazen düşünüyorum da insanlar hep geçim darlığı, namus, yada daha farklı şeylerden dert yanıp duruyorlar.Fakat çevrelerindeki onlarca güzel insanın kalplerini kırdıklarının farkında bile değiller.Belki de yalnız olmadıkları için böyle davranıyorlar.Kim bilebilir ki belki de daha farklı duygular içindedirler.Ama emin olduğum tek bir şey var o da; Eğer bir insan fakirlikten, geçim darlığından, çevresindeki insanların davranışlarından Ve buna benzer şeylerden dert yanıyorsa o insan henüz daha yalnızlık duygusunu tatmamış demektir.Ve ben bunu hep bir nankörlük olarak görürüm.Çünkü her ne kadar zor durumda olursanız olun yalnız olmak daha kötü bir durumdur.
Çok tuhaf bir duygu bu anlatılır gibi değil; Bazen bir sevgiliniz olsun istiyorsunuz.Onunla el ele tutuşup sahilleri arşınlamak istiyorsunuz.Bazen ona kendisini ne kadar çok sevdiğinizi ispat etmek için hayatınızda yapmış olduğunuz bazı önemli fedakarlıkları göz önüne çıkartmak istiyorsunuz.Bazen onun boynunuza sarılıp başını sizin göğsünüze koyup ta siz onun saçlarını okşarken onun sabahlara kadar hıçkıra hıçkıra ağlamasını istiyorsunuz.Ve bu durumda bazen de duygularınızı değiştirip siz onu teselli ederken onun arada bir başını kaldırıp yaşlı gözlerle sizin gözlerinize bakıp "Seni seviyorum! Beni sakın yalnız bırakma! Hiç ayrılmayacağız di mi! Bana sıkı sıkı sarıl " gibi sözler kullanmasını istiyorsunuz.Bazen de aynı şeyleri ona karşı siz yapmak istiyorsunuz.Bazen çocuklar gibi koşup eğlenmek istiyorsunuz.Bazen güzel bir sahil kenarında onunla güneşin doğuşuna ve batışına ortak olmak istiyorsunuz.Erkekler için söylüyorum bazen çocuğunuz için en güzel ve en iyi anne olduğunu düşünüyorsunuz.Bazen düşüncelerinize, hayallerinize çocukları da katıyorsunuz.
Bazen hayallerinizde sizi anlayabilecek bir dost arıyorsunuz.Ve hayal de olsa bunu buluyorsunuz.Sizi her yönünüzle anlayan bir insan tıpkı bir sevgili gibi hayal ediyorsunuz onu ama bir fark var o da onun sizin sevgiliniz değil de en yakın dostunuz olması.Hayal de olsa düşünmüş olduğunuz şeyleri bir an için gerçek gibi kabul ediyorsunuz.Ve bundan haz alıyorsunuz.Dostunuzla birlikte çeşitli mekanlarda bulunuyor çeşitli şeyler yapmaya çalışıyorsunuz.Daha doğrusu gerçek hayatınızdaki yalnızlığı hayallerinizle engellemeye çalışıyorsunuz.Bunda kısa bir süre içinde olsa başarılı oluyorsunuz.Tabi ki sonunda olacakları hesaba katmadan.Hayalinizdeki dostunuzla dertleşiyor, koşturuyor, insanlara yardım ediyor ve türlü eğlenceler yapıyorsunuz.Bazen bir şeyler için başka insanlarla kavga ediyorsunuz.Yaralanıyorsunuz.Dostunuz size yardım ediyor.Dostunuza ilginizi ve alakanızı yani bağlılığınızı ispat etmek için her şeyi deniyorsunuz.(Burada bunları detayları ile anlatmak uzun sürer diye kısa kestim)
Ama hepsinin sonunda yine gerçek dünyanıza dönüyor ve kendi yalnızlığınızı kendinizle paylaşamayacağınızı anlıyorsunuz.Üstüne üstlük birde kurmuş olduğunuz hayallerin gerçek olmaması sizi incitiyor."Keşke!, ah keşke!" diyorsunuz.Ve hayalinizdeki hayatı yakalamak için daha bir hırsla sarılıyorsunuz yaşamınıza.Yılmak istemiyorsunuz.Çünkü bir gün mutlaka bunu başaracağım diyorsunuz.Hayallerinizde yaptığınız güzel şeyleri gerçek hayatınızda da yapmak istiyorsunuz.Ama karşınıza çıkan insanlar sizi anlamıyor.Fakat siz yine de yılmıyorsunuz.Yakınlarınızın yalnızlığınızın farkına varmasını istiyorsunuz.Ama bunu onlara anlatmaya daima çekiniyorsunuz.Kısacası hayatınıza sizi anlayabilecek bir insan girinceye kadar yaşamış olduğunuz yalnızlığa katlanmak zorunda kalıyorsunuz.
Bazı vakitler yaşamak size zor geliyor.Yaşamaya gayret ediyorsunuz.Bir arkadaşınız sizi düşünüp bir sürpriz yapmak istiyor.Siz ise sürprizi yaşadığınızda acı çekiyorsunuz.Ama bunu arkadaşınıza belli etmemek için elinizden gelen gayreti gösteriyorsunuz.Çünkü yalnızsınız ve "keşke bu mutluluğu benimle paylaşabilecek bir hayat arkadaşım olsaydı" yada "keşke o da yanımda olsaydı" diye içinizden kendi kendinize bir şeyler ifade etmeye çalışıyorsunuz.Bazen kendinizi bile anlayamıyorsunuz."Hayat kısa neden dolu dolu yaşamıyorum ki?" diye soruyorsunuz kendinize ve her seferinde cevabı aynı oluyor."Yalnız bir başına hayat çekilmez oluyor." Hele hele birde yakışıklı yada çekici değilseniz işte o zaman vay halinize.Hayatınızı paylaşamıyorsunuz, Yalnızsınız, böyle yaşayamazsınız, bu şekilde hayatınızı sürdüremezsiniz.Geçici mutluluklar sizi daha ne kadar idare edebilir ki!Ama umutlarınızı da yitiremezsiniz. Dedemin sesiyle olduğum yerden sıçradım artık gidiyordum bu şehirden yeni bir hayat yeni bir şehir...
YENİ BOLUM BİRAZ GECIKECEK ...SIZI SEVIYORUM 😚😚😚😚😚
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalabalık Bir Yanlızlık
Randominsan böyle bir durumda oldugunu anladığı zaman kalabalıktır çevresi, dostum dedigi insanlarla beraberdir o sırada. ama oturup bir an için cevresindekilere bakar ve sahteligin farkına varır. kötü gün dostu arar bulamaz, başını omzuna koyacak bir der...