Bir Doğum Bir Ölüme Bedel

244 8 9
                                    

Siyah kıl çadırın içinde yanan mumun son demleriydi.Artık ortalığı bir fener değil kör bir ışık kaplıyordu.Ulan- Bator'un güzelim dağlarındaki keçilerin yününden bir yatak çadırın en köşesindeydi.Içinde iki aşık soğuktan büzülmüş bir halde uyumaya çalışıyordu.Biri kara saçlı, kara kaşlı, yiğit olduğu her halinden belli bir adamdı.Yanındaki ise karnı burnunda hamile bir kadındı.Batbold* hep çocuğunun büyüyüp, serpilmiş halini hayal ediyordu.Iyi at süren, oku her atışta hedefini bulan, kılıçta kimsenin hızına yetişemeyeceği bir evladı kim istemezdi ki...

Geceyi tiz bir haykırış böldü.Ses siyah çadırın içinden geliyordu.Belli ki Alangoya** doğuruyordu.Yalnız daha doğum vaktinin gelmesine yaklaşık iki ay vardı.Bu besbelli bir erken doğumdu.O zamanlar kadınlar erken doğumdan hayli korkardı.Ya anne yaşardı ya çocuk ya da ikiside ölürdü.Batbold Alangoya'yı sırtladığı gibi Delgirmaa***'ya götürdü.Delgirmaa şüphesiz Ulan-Bator'un en iyi şifacılarından biriydi.

Delgirmaa şüpheli bir halde Alangoya'yı süzüyordu.Tedirgin olduğu parmaklarını sert bir şekilde çıtlatmasından belliydi.Bir müddet daha Alangoya'yı dikkali bir şekilde inceledikten sonra içerideki kadınlara sıcak su ve bez getirmelerini sert bir şekilde emretti.

Alangoya'yı doğuma hazırlarken Batbold'a üzgün bir şekilde bakarak sakince dışarı çıkması gerektiğini söyledi.Delgirmaa yaşlı bir adamdı.Uzun kır saçları kocaman burnunu örtmeye yetmiyordu.Kır sakalları ise neredeyse yüzünü ele geçirmek üzereydi.Çıkık elmacık kemikleri ona sert bir görünüm katıyordu.Doğum işlerini karısı, diğer işleri ise kendisi yapıyordu.Batbold ile dışarı çıktıktan sonra konuşmaya başladılar.Batbold'un sesi ilk defa bu kadar ümitsizdi:

--Yaşayacaklar mı Delgirmaa?

--Yüce Ruhlar'dan ümit kesilmez evladım.Çocuğunu doğurur ama kendinin yaşama ihtimali çok az.Her halde kendi de öleceğini biliyor olmalı ki seni yanına çağırmıştı.Seni görmek isteyecektir, var git yanına.

Batbold Alangoya'nın yanına varmıştı.Yüzü bembeyazdı.Içerideki kadınlar hala doğum işleriyle ilgileniyordu.Alangoya'nın acı çektiği her halinden belliydi.Yüzünden akan ter Batbold'un kendi eliyle taktığı kolyeyi ıslatıyordu, boynundan aşağı süzülen ter damlaları koynunda şeffaf izler oluşturuyordu.Nihayet Batbold'un geldiğini görüp sanki acılarını ondan gizlemek ister gibi kendini sıkmaya başladı.Batbold onun niyetini anlayıp umut dolu bir sesle:

--Sakin ol, bırak kendini.

--Nasıl sakin olayım Batbold.Gözlerim kararıyor sanki.Beni senden ve bebeğimden ayıran bir güç var.Göz kapaklarım ağırlaşıyor.

--Sakın gözünü kapatma, açık tutmaya çalış.Del-, Del-, DELGIRMAAAAAA!

Delgirmaa yaşından beklenmeyen bir hızla Alangoya'nın yanına gelmişti.Meraklı gözlerle neler olduğunu anlamaya çalışırken bir anda bir ağlama duyulmuştu.Şüphe yok ki bu bir bebekti.Alangoya'nın bir erkek çocuğu olmuş, Batbold'un hayalleri gerçek olmuştu.Içinden Yüce Ruhlar'a adaklar adıyordu.Delgirmaa'nın karısının ağzından çıkan söz odada bomba tesiri yaratmıştı.

--Çabuk olun, hastayı kaybediyoruz!Çok kan kaybetti.

Batbold ne yapacağını bilemiyordu.Daha az önce oğlunu kucağına almış, şimdiyse onları bırakıp gidiyordu.Alangoya'nın kaybettiği kanın haddi hesabı yoktu.Kurtulursa mucize olacaktı.Oğlunu kucağına almak istedi.Onu tarifsiz bir özlemle öpüp kokluyordu.Bir daha göremeyeceğini kendisi de biliyor olmalıydı.O masum, kömür karası gözlerle kendine bakan bebeğe tekrar tekrar bakıp, son bir nefesle:

--Munkhbat'a**** iyi bak Batbold.

--Sen nasıl istiyorsan, ona senin yokluğunu aratmayacağıma Yüce Ruhlar önünde yemin ediyorum.Onu iyi bir nöker olarak yetiştireceğim.Ona yağız bir delikanlı olduğu andan itibaren safkan bir adu***** alacağım.

Alangoya'nın başı bir anda yana kaydı ve gözleri bir daha hiç açılmamak üzere kapandı.İşte Bir Doğum Bir Ölüme Bedel!

*=Batbold= Güçlü Çelik

**=Alangoya= Altın Geyik

***=Delgirmaa= Bereket Anne

****=Munkhbat= Şonsuz Güçlü

*****=adu= kısa bacaklı moğol atı

MoğollarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin