Whatever

116 6 0
                                    

Umarım hikayemi seversiniz.Benim ikinci hikayem.İlk hikayemi burda yayınlamadım.Pek iyi yazdığım söylenmez ama okursanız mutlu olurum.

Tanıtım-

 “Tanrı aşkına Emily çabuk ol! Kim bizi bekliyor!”

“Biraz daha beklese ölmez!”

“Bizi öldürmesinden korkuyorum !”

 Emily ve ben aynı evde kalıyoruz.Kim’in annesi tutucu birisi olduğundan kızını yanından ayırmıyor.Her sabah evimizin bir sokak ötesindeki Starbucks’ta buluşuyoruz.Sıcak çikolatalarımızı alıp okula gideriz.Bugün okulun ilk günü Kim ve Emily ile geçen senenin başında tanıştık.Kim öğrenci değişim programıyla İsviçre’den geldi.Emily’nin babası bizim Tarih öğretmenimiz.Bay Streng.

Emily merdivenlerin korkuluklarından kayarak indi.

“Saol Em.Bugünkü toz alma işini tamamladın.”

“Toz alma işi sadece merdiven korkuluklarını silmekten mi ibaret?”

“Hayır tabikide.O zaman bi kısmı diyelim.Herneyse boşver şimdi bunları da ayakkabılarını giy.Kim bizi öldürecek.”

Paldır küldür botlarımızı da giydikten sonra koşmaya başladık.15 dakikadır Kim bizi bekliyordu.Sinirli bir hali vardı.

“Çok özür dileriz Kim.Em bir türlü makyajını yapamadı da.”

“Sağ gözüme eyeliner’ı kalın sürmüşüm.Onu düzeltmeye çalışıyordum.”

“Yarım saat boyunca mı?”

“Evet çok mu garip Liz?”

“Bana biraz garip geldi.”

Kim bize gülüyordu.

“Gelin de sarılalım şebekler.”dedi.

Ve bizi öldürürcesine kolları arasında sıkıştırdı.Kim basket oynuyordu.Uzun ve iriyapılı bir kızdı.Oldukça da güzeldi.

“Çabuk olalım kızlar.Liz ve ben ponpon kız çalışmalarına Kim sen de antremanına geç kalıcaksın.”

“Bunu yarım saat boyunca makyaj yapan kız mı söylüyor?” Kim bunu gülerek söylemişti.

“Evet yarım saat boyunca makyaj yapan kız söylüyor.”Emily bozulmuş görünüyordu.

“Em ben seni kırmak istememiştim.Özür dilerim.”

“Önemli değil canım artık adım çıktı.YARIM SAAT MAKYAJ YAPAN KIIIIZ.”

Hepimiz gülme krizine girdik.Hem yürüyüp hem de sıcak çikolatalarımızı yudumlarken.Yanımızda bir araba durdu içinde 5 tane çocuk vardı.

“Selam kızlar sizi okula bırakmamızı istermisiniz?” Bunu kıvırcık saçlı çocuk sormuştu.

“Hayır teşekkürler.” Üçümüz aynı anda söylemiştik.Bu çok sık olurdu.Birbirimizi tamamlardık.

“Hadi ama alt tarafı okula bırakacağız.” Saçları rampaya benzeyen çocuk havalı görünüyordu.Deri ceketine bayılmıştım.

Hepsi bir şey söyledi fakat tatlı bir civcive benzeyen sadece beni kesmekle yetinmişti.Tanrım.Gözleri çok güzeldi.Saçlarına dokunmayı çok istemiştim.Çok tatlı bir suratı vardı.Ne diyorum ben ?

Em ve Kim arabaya binmişlerdi ve hepsi bana bakıyordu.Onun gözlerinde kaybolmuştum ve olan bitenden haberim yoktu.Kesinlikle şu kıvırcık çocuk ikna etmişti.

“Liz ? Bugün binecekmisin?”

“Yok ben yürüsem daha iyi olucak.”

“Hadi ama Liz oyun bozanlık yapma.”

“Hayır gerçekten hava alırsam daha iyi olur.”

“Peki.”

Civciv hemen atıldı.Çekici bir aksanı vardı.

“Ben seninle geliyim.Güzel bir kız tek başına sokakta durmamalı.”

“Yok gerç-“

“İtiraz istemiyorum.”

Arabadan inip yanıma geldi.Diğerleri jet hızıyla uzaklaşmıştı.

“Ben Niall.” Sıkmam için olsa gerek elini uzatmıştı.Gözlerine dalmıştım.Çok güzellerdi.

“Ben Lisa.Ama Liz diyebilirsin.”

 Bana sadece değer verdiklerim Liz diyebilirdi.Onun dışında kimse bana Liz demezdi.Ama bu çocuk farklıydı.

WhateverHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin