"Liam." dedi usulca,içeri girerken. Bakışları yerdeydi. Kapıyı da arkasından yavaşça kapatıp bir adım daha içeri girdi.
Liam'ın tam karşısında durmuş onu izlediğini biliyordu ama buna rağmen Zayn'in bakışları ellerindeydi.Ona bu şekilde biraz daha yaklaştı ve bakışlarını kaldırmadığı yerde,Liam'ın klasiklerinden ve onda her renginin olduğu ayakkabıları gördüğünde durdu.
Ne söylemesi gerektiğini bilmiyordu. En nefret ettiği şey bir konuşmaya başlamaktı zaten. Hiçbir zaman başlama cümlesi bulamazdı. Nereden giriş yapsa sanki başka birşeyi atlıyordu.Özür dilese Liam kesinlikle suratını yumruklardı. Hala neden gittiğiyle ilgili kesin bir açıklama yapmamıştı ona. Ki eğer bu açıklamaya başlasa sonunu toparlayamaz,bunu yaptığı için pişman olduğunu ağzından kaçırabilirdi.
Liam'a hiçbir açıklama yapmadan gittiği için çok çok pişmandı çünkü onu düşünmekten işine odaklamaz olmuştu.Yinede sonsuza dek burada susarak duramazdı. Kesinlikle Liam şuan tüm dikkatiyle ona bakıyordu ve Zayn'de içinden uyduruk bir giriş cümlesi bularak bunu kendine defalarca tekrarladı. Zaten fazla zamanı yoktu ve bunu susarak harcayamazdı.
Güçlü görünmeye çalışarak kafasını kaldırdı ve buğulu ela gözlerini Liam'ınkilerle birleştirdi. Uzun uzun baktı ona. Söylemesi gereken birçok şeyi bakarak anlattı adeta. Bir dakikalığına sadece bu kahverengi gözler için bile kalmaya değer olduğunu düşündü.
Herşey onu mahvetse bile,yada zarar verse.. Yine de Liam için kalmaya değerdi. Ama bunu biraz daha erken fark etmesi gerektiğini o da biliyordu."Liam ben-..." diye başladı.
Ama o dudaklarını araladığı an Liam aniden ona sarılıverdi. Ne diyeceğini beklemeden... Umrumda da değildi. Sıkıca sarıldı ona. O kadar sıkıydı ki nefessiz kalmamasını diliyordu içinden. Ama yine de gevşetmedi kollarını. Sarıldı ve başını omzunun üstüne gömdü.
Zayn anın şaşkınlığıyla önce tepki veremedi. Ama sonra o da Liam'a sarıldı. Liam başını Zayn'in omzuna gömdü ve o şekilde biraz daha sarıldı. Orada olan kokuyu saklayabilmek için bir servet ödemeye razıydı.
Tüm gücüyle Liam'a sarılmaya devam etti Zayn ve o an... Bu sarılışı ne kadar da özlediğini fark etti. Liam'ın sarılışını birçok insanın ki gibi değildi. Geniş omuzlarının arasına sizi aldığı zaman asla kendini ilk geri çeken olmuyordu ve acayip güven vericiydi. Güçlü kollarını etrafınıza sarıyor ve saniyeler içinde oranın dünya üzerindeki en güzel yer olduğuna inandırıyordu.
Şuan tek istediği ona birdaha asla gitmeyeceğini ve yine yanında olup sinirini bozacağını söylemekti. Ama ne kadar istese de yapamıyordu işte. Ona elveda etmek istemiyordu. Hiçbiryere gitmek de istemiyordu. Sadece kalıp yine Liam'la olmak,evde şarkı mırıldanırken onu dinlemek ve milyon kez izlese bile yine oyuncak hikayesini birlikte izlemek istiyordu.
Koca beş seneyi birlikte geçirdiği adam. Hayat hikayesi beş yıl önce değişti ve birkez daha değişmesini istemiyordu. Palavradan sebepleri vardı belki ama kendince de haklı sayılırdı.
"Liam..." dedi ve kendini ondan ayırdı. Bir süre o yakınlıktan gözlerine baktı. Ama sonra Liam gülmeye başladı. Ve bir adım geri gidip yüzünü sildi. Ardından konuştu.
"Tamam. Şimdi koca bir kız olduğumu söylersen sana kızmam." dedi ve biraz daha kırkırdadı. O güldü. Ve Zayn öldü.
Bir insan en çok bu kadar sevimli gülümseyebilirdi. Gözlerinin kısılışı bile insanda yanaklarını sıkma isteği uyandırıyordu."Hadi oradan... Büyük panda." dedi ve şakayla karışık omzuna hafif bir yumruk attı.
Bir süre daha kıkırdamaları sürdü ama sonrasında yine sessizlik hakimdi. İkisininde bakışları boş boş etrafta dolanırken Zayn konuştu.
"Şey... Liam,ben sadece birlikte bir şarkı daha söylemek istedim. Bunun için geldim ve... Bilirsin,biraz boşlukta gibi hissettim. Şarkı kaydederken kimse kafama yastık fırlatmıyor." yine hafiften kıkırdadı. "Belki de bunu özleyeceğimi düşünmezdin ama... Pekala,dolandırmanın bir anlamı yok. Sen beni arayınca gerçekten bitik gibi hissettim." dedi. Ardından kafasını kaldırıp yine Liam'a baktı.
Liam'ın kalbi takip edemediği bir hıza ulaşmıştı. Acaba ona ne demişti? Eğer o güzelleşmiş kafayla içindeki herşeyi söylemişse zaten geri dönüşü yoktu. Farklı bir ülkeye taşınıp adını değiştirirdi ve kütüphane görevlisi olarak emekli olurdu.
Liam'ın gözlerinden okunan o duyguyu bir tek Zayn anlayabiliyordu. Ve tereddüt etmeden konuşmaya devam etti.
"Söylediklerinde haklıydın. Sahne arkasında söz verip oraya çıkıyorduk. Biliyorum,iğrenç birine dönüştüm. Hayranlar benden nefret ediyor. Kendime dolaylı olarak fazla zarar veriyorum. Ama yinede tüm bunlara rağmen beni özlediğini söylediğinde kendimi aptal gibi hissettim. Hala siz beni düşünüyorsunuz ama ben..."
"Önemi yok Zaynie. Şuan buradasın ve bu harika." diye konuyu dağıtmaya çalıştı Liam. Bir yandan da içi rahatlıyordu çünkü belli ki ona fazla özel hislerini anlatmamıştı.
"Aslında bir daha kesinlikle izinsiz yada programsız sahne almam yasak. Ama ben sesini öyle duyunca... Bilirsin işte.. Bir şarkıdan ne olabilir ki? Bugün ödül töreni olduğunu duydum. Program şarkıyı beraber söyleyeceğimizi ama sahneye sizinle çıkamayacağımı söyledi. Yani tebrik ederim. Bir ödül daha öyle değil mi? Ve lütfen bu seferkini kırmayın."
diye sözlerine son verdi. Yüzüne yayılan gülümsemeyle Liam'a bakıyordu ve Liam'ın da yüzünde bir gülümseme vardı. Belkide son günlerdeki ilk gerçek gülümsemesiydi.
||Merhaba^^
Umarım bu bölümü beğenmişsinizdir. Fikirlerinizi yada hikayenin gidişatı hakkındaki düşüncelerinizi lütfen yazın. Profilimdeki Niall hikayesine göz atarsanız çok sevinirim. Mutlu kalın ❤-FTP x x.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Half A Man [Ziam Palik]
Fanfiction-Röpörtaj- Liam: Eğer başka bir yere taşınmak isteseydin bu neresi olurdu? Ehm.. Zayn? Zayn: Senin tam yanın Liam. *sarılır* ©ZiamPalikFanfiction