Gemi

Uyanış

 Göz kapaklarını dahi delip geçen ışıkla uyandı. Ayağa kalktı. Neden burada olduğunu hatırlamaya çalışıyordu. Boş koridor boyunca yürüdü. Sonunda bir uzay gemisinin kokpitine çıkmıştı. 

 Geniş, görkemli bir kokpit olmadığı kesindi. Fakat, idare eder durumdaydı. Yardımcı pilot koltuğunun önünde bulunan ana bilgisayara giriş yaptı. Sade ve şık bir menü onu karşıladı. Ardından, gemi arayüzünü tek tek aramaya başladı. Tüm bilgileri okuması bir saatini aldı. Bu modelde bir gemiyi daha önce görmemişti, üretici ve kime/kimlere ait olduğu, yazılımın kodlarında dahi yazmıyordu. Sadece bir koordinat vardı. Gemi arayüzünden geminin haritasını cebinde bulunan küçük veri tabletine yükledi. 

 Navigasyon gibi bir görev gören tablet ile gemiyi aramaya başladı. Çeşitli zırhların olduğu bir cephanelik, gemi bakımıyla ilgilenen küçük robotların bulunduğu bir bölme -ki burada katil robotların bulunmadığından emin olana kadar onları çalıştırmamaya karar verdi- ve 7 kişinin kalabileceği oda ve ihtiyaçlarını giderebileceği bir bölme bulunuyordu.

 Fakat, geminin ne amaçla nereye gönderildiği hiç bir yerde yoktu. Üretici firma da bilinmiyordu. Yüzünü yıkadı ve havluyla yüzünü kuruladı. Yeteneklerini hatırlıyordu fakat geçmişini hatırlamıyordu. Tarih bilgisi eskisi gibiydi, hala algoritmaları çözebiliyordu fakat geçmişini hatırlamıyordu. Derin bir nefes aldı ve kokpite koşar adımlarla gidip pilot koltuğuna oturdu. Gemi bir istasyona bağlıydı. Yakıtı tamamen doldurunca hava kilidini kapattı ve koordinatları navigasyon bilgisayarına girdi. 

 Yolculuk başlıyordu.