İkinci Bölüm

19 0 0
                                    

Peki bu Kerem kim ve hayatıma nasıl girdi?

Kerem benim bir zamanki en yakın arkadaşım ve sevgilim. En azından öyleydi. Bizim okulda bin beş yüz küsür erkek var. Kerem de onlardan biri ama aralarında en yakışıklılarından biri diyebiliriz. Dalgalı saçları, her gördüğünüzde sizin de gülmenize neden olacak kadar masum gülümsemesi ve tek kelimeyle M-Ü-K-E-M-M-E-L  fiziğiyle sizi de bende olduğu gibi ilk görüşte etkileyebilecek bir çocuk. Bense kıvırcık ve koyu renkli saçlı, güldüğünde ortalığı yıkan ve masumlukla uzaktan yakında ilgisi olmayan bir insanım. Kendimi asla güzel bulamam, prensip meselesi.

Peki böyle bir çocuğun benle ne işi olur. Bunun cevabını bulabilmeniz için sizi geçen yılki bilim şenliğine götürmem gerekiyor. Okulumuzun büyük olması demek aynı zamanda bilim şenlikleri, bayram kutlamaları çok daha büyük çaplı geçiyor demek.

Hocaların işlerini yapmayı çok severim elbette bundan bir kâr da sağlarım. Müdür yardımcımız gösterilerde görevli olunacaksa genellikle beni seçer bu yüzden.  Ortaokulda bilim şenliği varmış. Müdür yardımcımız Deniz hoca edebiyat dersindeyken beni yanına çağırmıştı. "Mira ortaokuldaki bilim şenliği için fiziği iyi olan bir yardımcı istediler. Notlarına da baktım gayet iyiler. Yardımcı olmak ister misin? Ayrıca bir gün de izinli olacaksın." dediğinde hiç düşünmeden olumlu yanıt vermiştim o gün. Sonradan öğrendim, her koridordan bir kişi seçilmiş bu iş için. Selen'cim boşu boşuna kıskanmışsın anlayacağın.

Bilim şenliği günü geldiğinde hiç tanımadığım insanlarla beraber okulun kapısında beklerken bulmuştum  kendimi. Benimkide şans ya Kerem Bey'le aynı jüriye seçilmişim. Onu ilk defa gördüğümde verdiğim tepkiyi hala hatırlıyorum. Kim bilirdi ki bu karizmatik çocuğun hayatımın aşkı olacağını.

O gün Kerem'i hiç bu kadar önemsememiştim. Herzamanki Mira gibi davranıyordum. Çocuklarla muhabbet ediyorum zıplıyorum vs vs ... Kerem'de arada sırada uğraşıyordu benle. Tüm gün peşimden koşturmuştu ve bana "Az sessiz konuşur musun Mira?" deyip durmuştu. Günün sonunda eşyalarımızı almak için beraber liseye gitmiştik. Okulun kapısında bizim yardımcıların hepsini toplanmış bulduk. Nolduğunu anlamak için gittiğimizde bize dönüp "Yemek yemeğe gidiyoruz beraber, siz de gelmek ister misiniz?" diye sormuşlardı. Ya kardeşim siz neyin kafasındasınız? Bizim okul kuş uçmaz kervan geçmez bir yerde değil mi? Ben bu düşüncelerle boğuşurken aşırı derecede çekici bir ses  arkamdan " Bence çok iyi olur." demesinmi. Bir ses nasıl bu kadar çekici olabilir diye düşünürken beynimin mantıklı düşünen tarafı ise sen bu çocukla tüm gün konuşmadın mı niye şimdi fark ettin bu sesi diyordu. Daha sessiz konuşmalıyım diye öğütlemiştim kendimi. 

Eh kalp emretmiş bir kere takıldık peşlerine gidiyorduk. Adının Ece olduğunu tahmin ettiğim kız taksi çağırmıştı. Taksim'de küçük bir hamburgerciye gelmiştik. Normalde okulda para kullanmadığımızdan cüzdanımı yanıma almam ama iyi akıl etmiştim o gün almayı yanıma. Yerleştiğimizde Kerem Bey yanıma kurulmuştu. O koca bir hamburger istemişti yanındaki ben de küçük bir salata. Arada Keremle birbirimize sataşıyorduk. Ne ara bu kadar beni sinirlendirecek şeyleri öğrenmişti asla öğrenemedim. 

Salatam geldiğinde  Beyfendi kendi önündekine bakmadan bana laf atmıştı "Yavaş ye!" diye. 

Hesap geldiğinde ortaklaşa ödemeyi kabul etmiştik. Hepimiz cüzdanımızdan para çıkarmıştık ama Kerem oturuyordu. Akıllı cüzdanını getirmemişti. Buna rağmen kocaman bir menü istemişti. Herkes burun kıvırmasına rağmen ben ödemiştim onunkini. İlk defa orada onun için neler yapabileceğimi göstermiştim. 

Eve geldiğimde Facebook'dan Kerem beni eklemişti. "Slm bana hamburger ısmarladığın için teşekkür ederim" yazmıştı. Belkide iyi arkadaşım olacağını o an anlamıştım Kerem'in. o günden sonra hergün konuşmaya başladık.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 02, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Yine sen...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin