Evet okuduğuma göre "lanet tipimi" güzelleştirmem gerekiyordu,Ama biran önce kıyafetimi seçmem lazımdı bende en sevdiğin bordo elbisemi çıkardım ve bir kenara koydum elbisenin derin bir yırtmacı vardı ve bu mesajda yazan "seksi ol" kavramını gerektiğince karşılıyordu, yani sanırım karşılıyordu.
Büyük aynanın karşısına yeniden geçtim ve makyajımı yaptım.
Yatağımın üstünden elbisemi alıp ilk önce aynada üzerime tuttum sonrada üzerimdeki pijamayı bir kenara fırlattım. Elbiseyi giyip aynanın karşısına geçtim, b-ben o kelimeyi daha önce kendim için kullanmamıştım ama ben seksiydim, yani bu ben değildim sanki.
Zil çaldığında kapıya koştum (tabi bu elbise ile ne kadar koşulursa)
"Kimsiniz?"
"Babanız haber vermiş olmalı küçük hanım"
Bunlar onlardı, babam bana "seni almaya gelecekler" dediği bunlardı. Kapıyı yavaşça açtım, kapının ardında iki tane "izbandut"
Gibi adam vardı. Biri konuştu
"Merhaba ben Jhonson."
"Bende İ-"
"İsabella"
Adımı bilişi beni korkutmuştu.
"Evet efendim."
Dedim istemsizce. Onlardan korkmuştum. Beni nereye götürecekleri hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Orada ne yapacak, kimi görecektim. Hayatım hiçbir zaman harika değildi ama hayatımda gördüğüm en korku dolu en boktan gündü
Arabaya bindiğimizde, arabada iki kişi daha vardı ve araba baya konforlu ve lükstü. Jhonson yanıma oturdu ve bana yaklaşarak
"Al bunu, bu artık sende kalacak"
Diyerek elime bir bileklik tutuşturdu
"Bu ne için?"
Diye sorduğumda sırıttı
"Zamanı gelince öğrenirsin isabella" dedi.
Böyle söylediğinde içim merakla ve korkuyla dolmuş patlayacak hale gelmişti.
Bilekliği bileğime taktım be incelemeye başladım. Bilekliğin üzerinde hiçbir şey yoktu sadece üzerinde büyük harflerle "JB" yazan bir bölge vardı. Arabadan dışarıya bakıyordum bir yola girmiştik yeşilin bol olduğu, ağaçlarla dolu olan bir yol. İlerde bir şey görüyordum bir ev ama hayır bu bir ev değil bu bir şato yada saraydı adeta. Hayatımda bu kadar büyük bir evin değil içine bahçesine adımımı atmamıştım. Annem varken durumumuz böyle değildi hatta çokta iyiydi, iki katlı bir villada oturuyorduk ama o villa bunun yanında barbie evi gibi kalırdı. Eve gittikçe yaklaşıyorduk ve tabiki içimi bi korku sarıyordu. Bahçenin kapısını açmak için şöför kapının yanındaki mekanizmaya kart uzatıp açtı. Bahçeden otoparka girdik ve arabayı park etti. Arabanın kapısını bir kadın açtı.
"Buyrun hanımefendi" dedi. Arabadan indiğimde, "beni takip et" dermişcesine elleriyle haraketler yaptı bende peşine düştüm.
Büyük evin kapısını açtı ve içeri girdi, ben kapıda ne kadar tereddüt etsemde beni içeri çekmesi saniyeler aldı. İçerisi gerçekten çok büyüktü adeta saray gibiydi. Aslında sadece üç katlı bir villaydı ma genişti dışardan zaten saray gibi duruyordu.
Beni büyük bir oturma odasına götürdüler ve bir yere oturmamı söylediler. Tabikide oturmadım daha doğrusu oturamadım hala korkuyordum. Bende duvardaki tabloları süzmeye başladım, birden arkamdan gelen kadifemsi erkek sesi ile irkildim.👒👒👒👒👒👒👒👒👒👒
Dadadadadaaaaa böyle bitirmeyi çok seviyorum SELAM SALDIRGANLAR her zaman dediğim gibi şu an bu yazıyo okumadığınızı biliyorum çünkü bende okumuyorum herneyse beğendiyseniz alttaki küçük yıldıza basmayı ve hala kütüphanenizde değilse hemen kütüphanenize fırlatmayı unutmayın
-sizi seven canım kendim🤘🏼💁🏻👽🐨❤️⭐️⬇️⭐️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Feelings // jiley
FanfictionTanrı ne kadar insanlara değer versede acı çekmelerini önleyemez, ben tanrının mağdurlarındanım. Tam bir aşk var demiştim ki yalanmış , tam bir sevgi var dedim oda yalanmış. Hayatım yalan üzerine kurulu sanki birşeylere bağlandığım an "ah bu ip çürü...