Acayip Gariplikler Günü

77 8 4
                                    

Bir anda sol omzumda hissettiğim yakıcı acı beni, beni kan ter içinde bırakan kâbusumdan çekip aldı ve gerçek hayata getirdi. Omzum sanki görünmez alevler tarafından yanıyormuş gibiydi ve üstüme su dökülmüş gibi terden ıpıslaktım. Nefesim normale döndükten sonra üstümdeki pikeyi rastgele fırlatıp ayağa kalktım ve saate baktım. Saat henüz 02.30’du!

Abajurun düğmesine basarak odanın loş ışıkla dolmasına izin verip banyoya girdim. Kolum kıpkırmızıydı ve moraracak gibiydi. Buna neden olan şeyi merak ederek ihtimalleri düşündüm. Bir böcek? Alerji? Hepsi olabilirdi. Buna sabah kafa yormayı planladım ve üstümdeki geceliği bir başkasıyla değiştirerek yatağa döndüm. Sırt üstü yatıp tavanımdaki yıldızları seyrettim. Her zamanki gibi yıldızların verdiği huzurla tekrar uykuya daldım.

*

Sabah 10’da uyandığımda evde kimse yoktu. Annem ve babam mutfak masasına “biz bugün erken çıkmalıyız.” Konulu bir not bırakıp bana sandviç hazırlamışlardı. Sandviçi yedikten sonra dişlerimi fırçaladım ve kıyafet dolabımın karşısında dikilmeye başladım. Aval aval dolabıma bakarken hiçbir şey düşünmüyordum. Bir süre öylece dikildim. Sonra da rastgele  bir şeyler alıp giydim. Tarzım şu mesajı veriyordu ; modanın canı cehenneme.

*

Evden çıkmadan önce babamdan gizlice aldığım kitabı tekrar yerine koymak için babamın çalışma odasına girdim. Girer girmez şaşkınlıktan tökezledim. Oda o kadar dağınıktı ki... Babam düzenli ve tertipliydi asla burayı böyle bırakmazdı. Her yer dağılmış, kitaplar etrafa saçılmıştı. Bu garipti. Burası sanki karıştırılmış gibiydi. Yinede ben hiçbir şeye dokunmadan kitabı bıraktım. Çantamı alıp evden çıktıktan sonra barajdan kaykayımı da aldım ve okula doğru yol aldım.  Kaykayı normal bir hızda sürerken bir yandan dün geceki olayı düşünüyordum. Kolum sabah kalktığımda hiçbir şey olmamış gibiydi. O kadar normaldi ki belki de rüya gördüm diye düşünüyordum. Garipti ama hayal gücümün bir oyunu da olabilirdi.

Bu düşüncelere dalmışken bir anda duyduğum korna sesi sıçramama neden oldu. Arkama baktığımda Logan ve okula yeni gelen sarışın kızı gördüm. Fark etmeden yolun ortasına geçmiştim ve trafiği tıkamıştım. Sarışın kız gözlerini devirdi. Muzipçe gülümseyip hızlandım ve yoldan çekilerek okul bahçesine girdim.  Kaykayımdan inip okul binasına girdiğimde gözlerimle kızları arıyordum. Onları dolapların orada gördüğümde gülümseyerek yanlarına gittim.

“Günaydın Cassie.” Dediler hep bir ağızdan.

Bende “Günaydın.” Dedim ve dolabımı açıp içine kaykayımı koydum. Sonrada matematik defterimi ve kitabımı çantama atıp kızlara döndüm.

Jenny  yeni erkek arkadaşından bahsederken sabit bir noktaya bakmış gece olanları ve babamın çalışma odasını düşünüyordum. Zil çaldığında Ashley ile birlikte matematik sınıfına doğru yürümeye başladık.

Ashley isyan etti. “Matematik dersinden nefret ediyorum.”

 “Her ders öncesi matematikten nefret ettiğini söyleyip benden daha yüksek notlar almandan nefret ediyorum.” İkimizde kahkahalarla sınıfa girdik ve tekli sıralar bulunan 20 kişilik sınıfta cam kenarına arka arkaya oturduk. Ashley benim önümdeydi. Ders zili tekrar çaldığında Bay Swartz içeri geldi ve direk derse başladı.  Ders boyunca kafamı sıraya koydum ve dışarıyı seyrettim. Başım çatlayacak gibiydi. Sanki kafamda birisi çığlık atıyordu.

Öğle arasında, yemekhanede bir masaya oturmuş telefonumla uğraşarak kızları beklerken birinin bana seslendiğini duydum. Sesin geldiği yöne baktığımda Logan’ı gördüm.  Başka birinin bana seslenme olasılığı daha fazla olduğundan iyice emin olmak için ortalığı kolaçan ettim ama Logan bana doğru yürüdüğünden o olduğunu anladım. Yanıma geldi ve bir sandalyeye ters oturdu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 25, 2013 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Yıldız MührüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin