Her zamanki gibi bu cumartesi de erkenden kalktım -bu alışkanlığımdan nefret ediyorum.- ve yüzümü yıkamak için banyoya ilerledim. İçerden annemin sesi geliyordu.
"Dolunay!!! Kahvaltı hazır."
"Tamam anne geliyorum!" dedim ve hemen odama gittim, hazırlanıp kahvaltı için aşağıya indim. Evet evde ki tek çocuktum ve babamda her zamanki gibi erkenden çıkmıştı. Muhtemelen gene gece çok geç gelecekti.
Her neyse annemle kahvaltı ettik ardından Barış aradı. -kankam olur kendisi-
"Dolunay, kapının önüne gelmek üzereyim çabuk ol!"
"Tamam kanka geliyorum."
Kaykayımı da alıp annemin yanağına öpücük kondurdum ve ceketimi giyip evden çıktım.
Barış çoktan gelmişti.
"Eylül'e haber verdin mi?"
"Evet verdim sahile geliyor, orada buluşuruz."
"Tamamdır."
(Eylül, ben ve Barış süper bir üçlüydük.)
Evleriniz sahile çok yakındı, kaykaylarımızla sahile indik. Eylül gelmiş bizi bekliyordu.
"Abi nerede kaldınız iki saattir sizi bekliyorum." -kendisi abartmaya düşkündür.-
"Ay canım geldik işte." dedim ve ikimizde Eylül'ü yanağından öptük.
Sonra onlara döndüm ve sordum.
"Kahvaltı ettiniz değil mi?"
"Şeyy..Aslında ben etmedim ve deli gibi açım, şuradaki kafede bir şeyler tıkınsak yeter." dedi Eylül kafeyi göstererek.
"Aynen kızlar bende hiçbir şey yemedim." dediğinde Barış'a döndüm.
"Aranızda tek zeki benim galiba." diyerek gözlerimi devirdim.
"Neyse hadi gidelim de açlıktan ölmeyin siz."
Deniz kenarındaki masayı seçtik. Hava çok güzeldi. Ben bir limonata istedim onlar da birer tost yediler ve buz gibi su içtiler.
"Eee..Tost güzel miydi bari?" diye sordum.
"Tabi güzel olum sanki bilmiyorsun! Çocukluğumuz burda geçti bizim." diye atarlandı Barış.
"Tamam kanka atarlanma." dedi Eylül ve gülüştük.
(Barış böyle arada sırada atar yapar ama çok iyi çocuktur, onun atarları bize sökmez."
Eylül'de tostunu yedi ve hesabı ödeyip kalktık.
Yürürken Eylül rampada kayanları gösterip konuşmaya başladı.
"Şu kayanlara bakın ne havalı şeyler bunlar ya? Ne sanıyorlar acaba kendilerini?"
"Amaan...Boşver kanka hadi kaykay yapma zamanı."
Kaykaylarımızı aldık ve rampalardan kaymaya başladık, en güzeli buydu zaten. Düz yerde kayılmaz o ne öyle ya bebe işi gibi?
Barış konuşunca ona baktım.
"Eylül bunlar bize taktılar kanka galiba. Baksana biz nereye onlar oraya."
Atarlı bir şekilde konuşmaya başladım.
"Siz de taktınız şunlara ya! Boşverin ne yaparlarsa yapsınlar."
Kaymaya devam ettik. Tam o sırada diğer üçlüden biri bana çarpınca yere düştüm.