Ağaçların araziye sık dokunulduğu bir alanda 19 yy.'dan kalma bordo ahşap köşklerinde kalıyordular. En yakın ufak yerleşim birimine mesafeleri yüzlerce kilometreydi bu sebeple kendilerinden başka hiçbir insanoğlu onları tanımıyor , varlığından bile haberdar değildi. Kendi besinlerini kendileri yapıyor , kendilerine yeni kıyafet dokumayı zevk biliyorlardı. Yani zekalarını yemeği ekmekle sıyırır gibi dibine kadar kullanıyorlardı her biri. Gerizekalı , köle milyarlarca insanlardan ayrı takılıp kendilerine kendi cennetlerini oluşturmuşlardı.
Sene 2065. Tüm ülkelerde kaos çıkmış. Ülke liderleri kendi aralarında bir zirve yapıp ilk defa ortak bir karar almıştı fakat aldıkları karar sadece kendi iktidarlarını korumak amaçlıydı. Tüm devletler askerlerini normalinden daha çok himayesine alıp halka karşı örgütlemişlerdi. Hedef isyanları bastırmak tüm ülkelerde bir asır boyunca diktatör rejim izletmekti. Dünya bu denli bir kaos içerisindeyken Türkiye / Istanbul' daki üstün zekalılar okulunda her biri 17 yaşındaki 7 ve 21 yaşındaki 1 kişiyi güvenli bir yerleşim alanına taşımak amaçlı bir emir verildi dönemin eğitim bakanı Samed B. tarafından. 8 kişi başka bir bölgeye götürülürken ormandaki birkaç haydutun saldırısında çareyi ormana kaçmakta buldu. Grubun arkasında diğer tüm arkadaşlarından yaşca büyük olan Semih fedai oldu ve arkadaşlarını kurtarsada kendini kurtaramadı...
- Nisan : " Koğuş kalk !. "
Herkes uyanır ...
- Turan : " Saat kaç nisan ? Umarım dokuzdan önce uyandırmamışsındır beni yoksa ilk işim beynini burnundan cımbızla çekmek olacak. "
- Nisan : " (Titreyen bir sesle) Yok yok..Sadece biraz dokuzdan önce. "
- Eylül : " ( Kahkahayla ) Turann."
- Turan : " Kaç lan.? Eylül sen biliyor musun saati. "
- Eylül : " ( Hala gülmektedir ) Saat 6.30. "
Turan hızlıca çapaklı gözlerle kalkar yatağından etrafa bakınır. Herkes bir yandan uyukluyor bir yandan yaşanan olaya gülüyor ama turanın gözü nisanı arıyor. Nisan odadan çoktan tüymüş.
Kasım'ın burnundaki et parçası turandan sonra herkesin kalkmasına neden oluyor. Bu durumdan hemcinsi umut rahatsız olmasada tüm kızlar haliyle rahatsız oluyor ve kasımın yatağının başına toplanıyorlar. Kasım sol gözünü hafif araladıktan sonra başındaki üç kıza
- Kasım : " Ne dikiliyorsunuz başımda muhteşem üçlüm. "
Kızlar sırasıyla
- Elzem : " Daha çok IQ'ya sahip olmak için."
- Hayat : " Beyninin bir kısmını burnuna kadar sokuşturdun mu ? "
- Eylül : " Et , et değil şahin kornasi yemin ediyorum. "
Odanın en köşesinden bir ses yankılanır.
- Umut : " Dokunmayın kasımıma , yerim onun burnunu." der ve ikiside yataklarının içinde kendilerine özgü danslarını sergilerler.
- Elzem : " Aynı okulda olduğumuzu bilmesem." Elzem sözünü bitirmeden kasım işaret parmağını elzemin dudağına koymuştur.
- Kasım : " Acıktım. "
Yarım saat sonra herkes uyanmış herkes kahvaltı hazırlıyordu. Kahvaltıda herkesin bir görevi vardı. Kimi içecek veya yemek veya sofra. Hepsi değişmeyen görevlerini her sabah tekrarlıyor bazen işlerini kolaylaştıracak yeni aletler icat ediyorlardı.
2 sene önce harabe bir şekilde buldukları bu köşke alışmış , eviniz nerede diye sorsanız geçmiş yaşantısındakini değilde "Şu an içinde bulunuyorum ya. " cevabıyla karşılaşırdık. Öylesine büyük bir köşkte kalıyorlardı ki daha bakmaya fırsat bulamadıkları küçük gizemli alanlar vardı.
Herkes nisanın bugün herkesi neden erken kaldırdığını bilmiyordu. Sormaya da fırsat bulamadılar belki de sormaya erindiler ama bir süre sonra bunun nedenini öğrenmek isteyen biri sordu nisana
- Hayat : " ( Meraklı bir ifadeyle ) Nisan neden bugün erken kaldırdın bizi ? Bilmiyor musun bizim oğlanların ne kadar uykucu olup uykularını alamadıklarında asabi olduklarını ? Ne işler çeviriyorsun ?
- Nisan : " Yavaş sor şampiyonn. Biliyorum bilmesinede bugün farklı olsun istedim. Evi olmadı dışarıyı kurcalayalım delicesine hep beraber olmaz mı ne dersin ? ".
- Hayat : " Fena fikir değil ama dışarıyı kurcalarken fazla abartmayalım. Sonumuz hayır olmaz. "
- Nisan : " Aslında bu birden bire aklıma gelmedi biliyor musun. Ben bir şey buldum. "
- Hayat : " Ne buldun ? "
- Nisan : " Film gibi. Yani aynı filmlerde ki gibi. Kitap buldum. Ama filmlerindekinden farklı esrarengiz bir tarafı yok aksine sıkıcı ama el yazması. "
- Hayat : " Söyleceğiz değil mi bizimkilere ? "
- Nisan : " Evet. "
Nisan bulduğu kitabı daha kahvaltı masası toplanmamış mutfağa girip kitabı pat sesi çıkacak şekilde bıraktı. Uykusunu alamayan turan , kollarını masaya koymus kollarının arasınada kafasını koyup hafif kestirmeyi düşünürken nisanın bu hareketi tekrar uyandırmış çıldırtmıştı onu. Nisan hafif utandı kızardı. Turan ne kadar asabi olup çabuk sinirlensede bir o kadar kendini durdurmayıda biliyordu. Kimse bir şey demeden sakinleşti ve
- Turan : " Bunu nerden buldun ? "
- Umut : " Koklayabilir miyim ? Sayfa kokusunu özledim. "
- Elzem : " Istersen ye umut ! Kahvaltıda doymamıştın zaten. "
- Eylül : " Biz zekilere eğlence çıkıcak sanırım. "
Kitap hakkında yorumlar yapılırken nisan kitabın ilk sayfasını araladı ve hayatın okuması için önüne sundu.
Hayat başladı okumaya ...
1.Bölüm Sonu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
+150
ФэнтезиSene 2067. Dünya 21.yy başlarından daha kötü bir hal almış ; cehalet , önyargı , şiddet , kavga , tartışma , zararlı maddeler ulaşabileceği seviyenin en zirvesine ulaşmış. En kötüsü de sisteme karşı tepkiler sıfıra indirgenmiş ve beraberinde köleliğ...