saat 18.30 ( altı buçuk) mete ile birlikte parkta yürüyorduk ve konuşuyorduk
+ mete senin takma adın var mı?
- niye sordun
+ hiiiiç öylesine. çünkü konuşucak konu yok.
- aslında benim adım mete han ama herkes mete diyerek adım mete olarak kaldı
+ bence mete demek daha kolay ama mete han ismide havalıymış.
- senin var mı
+ yok ama olmasını isterdim
- hımmmmmmmm
tam o sırada parkın fiskiyesi açıldı ve ıslandık. ama fiskiye açıldığında biran şaşırdık.
- sude gel şöyle ıslanıcaksın
+ nasıl yani kaçıyor musun
- ne yapayım ıslanayım mı
+ ben ıslanıcam çünkü çok eğlenceli
- neresi eğlenceli yaaaa
elimi uzattım meteye ve elimi tutu. sonra beraber ıslandık
+ nasıl eğlenceli mi
- aslında evet eğlenceli
sonra mete beni öpmeye çalıştı ama parkın bekçisi geldi
bekçi:
- ne yapıyorsunuz siz çiçekleri ezmeyin, heyyy size diyorum
biz bir an korkup koşmaya başladık ama koşarken mete benim elimi tutuyordu, hemde sımsıkı sanki kaçıcakmışım gibi tutuyordu. acaba mete beni seviyormuydu? ben seviyor muydum meteyi ? hiç bir fikrim yok ama sürekli meteyi düşünüyorum. yakışıklı çocuk da saçları, bakışı, gülüşü, kokusu falan...
offffffff yaaaaa ben ne saçmalıyorum. mete beni sevmez ki hem mete zengin etrafında onca manken gibi kızlar var beni mi seçicekti ?
mete beni arabasıyla eve bıraktı. eve gidince kurulandım ve uyudum. ama meteyi düşündüm.acaba o da beni düşündü mü ???
ŞİMDİ OKUDUĞUN
aşk kokusu
Romanceotobüsün freniyle aniden düşerek telefonları karışan ikilinin telefonlarını birbirine vermek için gittiklerinde kız oğlanın en yakın arkadaşından hoşlanıyo ama kızın yakın arkadaşı o hoşlandığı çocukla sevgili oluyo.