fll 2*

15 1 0
                                    

"Ben," diye başladım ama ne diyeceğimi bilemiyordum çünkü çok fazla sinirli gözüküyordu ve haklıydı. Matt, beş yaşından beri arkadaşımdı. 7 yaşındayken babamın bizi bıraktığında, 11 yaşımda abim öldüğünde, çocuklar bana zorbalık ettiğinde yanımda olan tek insandı. Babamın boşluğunu onunla doldurmuştum ve ona nasıl aşık olduğumu bilmiyordum. Beni hep kardeşi olarak gören kişiydi belki de. Benim tek umursadığım insandı ve bana kızmasına, karışmasına izin verdiğim tek erkekti. Gecenin belki de üçünde sarhoştum ve yaşlı bir adamın beni öpmesine izin vermiştim. Sonra da cadde boyu şarkı söyleyip geçen arabalara bağırarak küfür etmiştim. Matt, beni aradığında ise yaşlı bir moruğu öptüğümü ağzımdan kaçırmıştım. Şuan sinir olmakta haklıydı. Hem de fazlasıyla. Nasıl özür dileyeceğimi bilemedim. Yorgunca önüme gelen kahverengi saçlarımı üfledim. Çok yorgundum ve gözlerim yarı kapanıktı. Matt'e baktığımda yola odaklanmış, sinirli gözleri parlıyordu. Geriye yaslanıp kafamı arkaya doğru birkaç kez vurduğumda nihayet dikkatini çekebilmiştim.
"Koltuğuma zarar verme" dediğinde gergince gülümsedim. Biraz yumuşadığını sanmıştım ama yeniden gözleri yola dönmüştü. "Özür dilerim"diye mırıldandım. Bana bakıp gözlerini kıstı ve oflayarak yine önüne dondu "Özür dilemen bu yaptıklarını değiştirmiyor. "Siktiğimin saatinde annen beni aradı ve o kadar endişeliydi ki çıldıracaktım. Seni aradığımda herifin birini öptüğünü söylüyorsun. Kural-" gittikçe şiddetlenen sesini bölerek bağırdım "Kuralları sikeyim, Matty. Bana kimse kuralları öğretmedi. Küçük bir çocukken babamı, ondan en az 20 yaş küçük bir kadınla gördüğümde bunun kötü bir şey olduğunu bilmiyordum. O bana bunları öğretmedi. Annemin endişelendiğini söylüyorsun," yapmacık bir şekilde güldüm.
"Hadi ya, annem mi endişelenmiş! Benim evde olmadığımı yeni mi farketmiş?" Buruk bir şekilde Gülümsedim.
"Üç gündür eve uğramıyorum bile Matt. Annem mi endişelenmiş? O sadece televizyondaki moda programlarında, kazanamadı diye iki damla gözyaşı döken kızlara endişelenir." bağırarak içimdeki her şeyi kusmustum. Bana şaşkınlıkla bakıyordu. Bana çok fazla gelen ama belki de 5 saniye geçen süreden sonra ikimizde aynı anda birbirimize bakmayı kesip önümüze döndük. Sonra arabayi çalıştırdı ve ben bana acımadıgı için şükrettim. Beni tanıyordu. Bu yüzden acınmayı sevmediğimi ve böyle durumlarda, eğer bana sarılıp yanımda olduğunu söylerse ağlayacağımı biliyordu. Ve uzun süre susmayacağımı biliyordu. Bana her zaman yanındayım demesi yapmacık geliyordu. O zaten yanımdaydı. Sözlü ifade etmesi saçmaydı.

Kısa süre geçtikten sonra tam uyuyacakken gülmeye başladı ve "Bir moruğu öpmek kötü bir his olmalı." dedi. Dalga geçmemesi için dizine vurdum ve kusuyormuş gibi yaptım. Ama sonra bende gülmeye başladım. Komik olmayan şeylere saatlerce gülmek güzeldi. Kahkahasını izlemek ilk başta bir volkana elini koymak ve daha sonra bir buza bastırmak gibiydi. Gittikçe tüm bedenimi yakan bu hissi hiçbir zaman ona söyleyemeyecektim. Küçükken yan komşumuzun yaşlı kocasına aşık olduğum anısını anlatarak gülmüştük. Diğer insanlar gibi acıyan bakışlar atmasından daha iyiydi. Bizi üzen şeylerin üstünü örtmek güzeldi.

Friends Like LoversHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin