Alexander gelir gelmez tanışma fastını geçince birlikte lego oynadık.En sevdiğim oyun lego.Şansıma Alexander da çok seviyormuş.Gerçi ne kadar şans bilemiyorum.Hobilerimden ne zaman bahsetsem bana sürekli "Aaa şansa bak!Bende!"diyordu.Neyse biz oyuna devam ediyorduk legolardan şahane bir şato yapmıştık ve barbielerimizi getirip o şatoda oynattık.Akşam yemeği saati gelmişti.Yemeklerimizi yedik.Annem sofrayı toplarken dişlerimizi fırçaladık.Annem bizi sofrayı topladıktan sonra parka götürdü.Arkadaşlarıma Alexander'ı tanıttım.Azra en sevdiği arkadaşını bulmuş oynuyordu.Bizde Alexander ile oynuyorduk.Sonra annem bizi çağırdı ve eve geldik.Pijamalaramızı giydik ve hikayelerimizi okuyarak uyuduk.
Ertesi sabah benim okulum vardı.Sabahcı olduğum için erkenden uyandım ve Alexander'ı görmeden gittim.Sabahcı olmanın en güzel yönü yarım günü boş geçirmekti.Bu boş vakitte ödevlerimi yapıp sınav varsa ona çalışıyordum ve bitince koca gün Alexander ile oynuyordum.Gene öyle bir gündü.Okuldan geldim.Hemen odama geçip ödevlerimi yaptım.Bu hafta sınav olmadığı için sadece ödevi yapmak yeterliydi.Odevi bitirdim ve Alexander'ın kaldığı odaya gittim.Kendi getirdiği oyuncakları ile oyunu kurmuş oynuyordu.O kadar dalmıştıki beni son anda fark etti.Beni de oyununa davet etti.Oyunun seneryosunu hemen özet geçti ve elime 1 barbie,1 barbie atı,1 gardrop (içi dolu bundan onda 3 adet vardı) verdi.Bana verdiklerinin hepsinin aynısı onda da vardı.Oturduk yere başladık oynamaya.1kaç saat sonra çok sıkıldık.Annemden izin alıp parka çıktık.Parkta bu saatte kimse olmazdı.Asıl akşam 8 den sonra park dolar taşardı.Gittiğimizde de bomboştu beraber doyasıya sallandık koştuk kaydık . Zamanın nasıl geçtiğini anlamadım. Babam bizi akşama doğru almaya geldi.Endişelenmişler.Eve gelince biraz hikaye okuyup uyuduk
