#1

13 2 0
                                    

"İstemiyorum seni artık, neden her seferinde ayağıma dolanıp duruyorsun. Artık senin mızmızlaşınla uğraşacak değilim. Sıktın artık. Sürekli yanında olamam değil mi? Vazgeç benden ben seni koruyamam artık. Benden beklentin olmasın benim de hayatım var, sadece sana bağlı kalamam anla artık. Git ve beni bir daha bekleme."

Alnımdaki ve sırtımdaki terin ve gözlerimden kulağıma doğru akan gözyaşımın ürpertisiyle sıçrayarak uyandım. Hala kabusun etkisindeydim. Evet bu bir kabustu yaşanmamıstı böyle bir şey. Ama neden hala ağlıyordum ki? Tenimin her bir hücresinin donduğunu hissediyordum korku duygusu vücüdümun her bir yanını esir almıstı. Korkudan başka hiçbir şey hissedemiyordum.Korkuyordum beni bırakmasından, bir zamanlar yanında olduğum o çocuğun benimle olmamasından.

Tekrar uyumaya çalıştım ama yapamıyordum, pes ettim ve yatağımdan kalktım banyoya girdim. Aynanın karşısında korkudan, ağlamaktan kızarmış gözlerimi inceledim. Göz bebeklerim kocaman olmuştu. Titreyen elerimle musluğu açtım, parmağıma değen ilk su damlasıyla ürperdim, bir avuç dolusu suyu yüzüme doğru yaklaştırırken kabusun etkisinden kurtulmaya çalışıyordum. Aynaya bakarak güçlü ol dedim kendime ve tekrar odama döndüm.

Masadaki telefonumu elime aldım, uyandığımda yaptığım ilk şey normalde telefonuma gelen bildirimlere,mesajlara bakmaktır ancak bugün biraz geç kalmıstım bunları yapmak için. Yaklasık 1 saat kadar az süreyi telefonumla bütünleşerek geçirdikten sonra bizimkilerin sesini duydum,uyanmışlardı. Evet şimdi kendime biraz daha iyi hissetmişken dolabıma yapısık olan boy aynasından kendime baktım. Gözlerim biraz şişmişti ama bunu çok uyumama bağlayabilirdim. Bunun haricinde sabahki halimi ele verecek hiçbir şey yoktu.

Hafta sonu olduğu için okula gidip kimsenin yüzünü görmek zorunda kalmayacaktım bu beni biraz olsun mutlu etmişti. Artık odamdan çıkmam gerektiğinı düşünüp oturma odasına geldim. Odamız çok büyük olmasada 3 kişilik bir aile için idealdi bence. Her zamanki gibi o ayrılamadığım televizyonun karşısındaki kanepeme oturdum. Mutfaktan tabak sesleri geliyordu ama benim naciz vücüdüm mutfağa gidip anneme yardım edemeyecek kadar yorgundu. Zaten ev işi bana göre değildi. Hazırcı olmayı severim. Yemeğe otursak ve benim bardağım eksik olsa sırf üşengeçliğimden dolayı kalkıpta kendime bardak getirmek yerine, çay içmemeyi tercih ederim. Bu yüzden şimdide kanepemde oturmayı tercih ediyorum. Annem masayı hazırlamak için odaya geldiğinde bana öldürücü bakışlar attı ama hiç de umrumda olmadı. En sonunda içerden söylenmeye başladı. Bu huyunu hiç sevmemişimdir. Bir şey olduğunda olayın etkisi geçse bile hala söylenmeye devam eder. Artık söylenmesi bitsin diye zorlada olsa kendimi kanepeden ayırıp mutfağa geçiş yapabildim.

Her zamanki rutin şeyler yapıldıktan sonra tekrardan telefonumu elime aldım. Bir ihtimal belki Efe mesaj atmıştır diye baktım ama tahmin ettiğim gibi mesaj gelmemişti. Aramızdaki bu soğukluğun sebebi neydi ki? Her şey çok güzel gidiyorken neden beni artık umursamıyordu? Neden eskisi gibi bakmıyordu bana? Neden yanına gittiğimde gözlerinin içiyle bana gülen ve bana huzur veren o insan, artık olmasam da bir önemi yokmuş gibi hissettiriyordu. Tüm gün boyunca bunları düşünmekten yorulmuştum. Belkide ben çok abartıyordum, hiçbir şeyi mantıklı düşünemiyordum. Zamana bırakacaktım artık her şeyi..

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 17, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kırık KalplerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin