Araştır, Sorgula

223 12 0
                                    

Tüm akşam Batu'nun söylediğini düşünmek yerine daha iyi bir iş aramaya koyuldum. Buldum mu ? Evet buldum ne sandın. Istediğim sürece herşeyi yaparım ben. Marjinal , ateizm, deizm ve bunlara benzeyen birsürü ıvır zıvırı araştırdım durdum.

Ateizm, her türlü tanrı inancına ve ruhani varlıklara olan inançları inkar eden, her şeyi akıl gerçekliği ile açıklamayı düstur edinen bir düşünce şekli, diğer deyişle tanrıtanımazlık demektir. Ateizmi savunanlar ateist denir.

Deizm, Yaratıcıya inanıp dinleri inkar eden bir düşünce şeklidir. Bu düşünceyi savunanlara ise deist denir.

Marjinal mecazi  anlamda toplum dışında kalıp toplumun kabul ettiğini reddetmek demektir.

Bu tanımları öğrendikten sonra konunun iyice içine inmek istedim. Nette gezerken bir konu başlığı buldum. Tıkladım zaman kaybetmeden.

"Neden ateist oldum ?"

" Her Türk çocuğu gibi Müslümanlığın iyi bir din, Muhammed’in de iyi bir peygamber olduğu yalanıyla büyütüldüm.Dolayısıyla çocukluk dönemimde Müslümanlık en azından “zararsız” bir inanç sistemiydi benim için.O zamanlar başını falan kapayan yoktu.Daha laik bir ortam vardı.Din kişisel bir tercih idi.Çağdaş bir çevrede büyüdüm ve iyi bir eğitim gördüm.Geceleri uyumadan önce anlamadığım Arapça bir dua eder,Ramazan’da belki 1,en fazla 3 gün oruç tutardım.Bunu Müslümanlıktan çok Tanrı’ya saygı için yapıyordum.Dine inanmasam da Tanrı’ya inanıyordum.Hiç bir zaman namaz kılmadım,camiye de gitmedim.16-17 yaşlarında Dostoyevski'nin Karamazov kardeşlerini okuduktan sonra Tanrı’nın varlığını sorgulamaya başladım.Türkiye’nin en kalbur üstü üniversitelerinden birinde oldukça zor ve kapsamlı bir teknik eğitim gördüm.Kuantum mekaniği ve elektromanyetik teorilerini gördükten sonra Tanrı olayı benim için bitti.Yani 18-19 yaşından beri ateistim.Ateist olduğumu aileme açıkça söylemedim,söylememe gerek de kalmadı.Biz ailede din konusunu tartışmazdık,daha çok bilim,felsefe,politika falan konuşulurdu.Ailede herkes özgürce düşünür,çocukların görüşlerine saygı duyulurdu. "

Şok olmuştum, böyle bir yazıyı daha önce hiç okumamıştım. Çocuk tam anlamıyla inkar ediyordu. Okumaya devam ettim.

" İlkokul 5’te iken,din dersimize imam hatipli öğretmen gelirdi.Adamlar at gibi çalışıyor.O zamanlar bize imam hatip okulunu seçmemiz yönünde propaganda falan yapardı.Bazı arkadaşlar o öğretmen yüzünden imam hatibi seçmişlerdi.Neyse,bize ne mi öğretti?Örneğin,helaya girerken sol ayakla,çıkarken sağ ayakla girmemiz gerektiğini,destur falan dememiz gerektiği, falan filan.O zamanlar 10 yaşındaydım. Bu dediklerini uygulardım.Bazen de unutur,helaya sağ ayakla girerdim. Sonra kendi kendime sorular sorardım.Yahu bu ayak benim değil mi?Ne fark eder sağ yada sol diye. Sorgulamaya başlamıştım. Ezberlediğimiz dualar Arapça idi,altında Türkçe’si vardı.Hep sorardım arkadaşlara,neden Türkçe’si varken,Arapça öğrenmek zorunda olduğumuzu.Din dersini hiç sevmezdim,çünkü din öğretmeni,bir duayı ezberleyemezseniz, fena haşlıyordu adamı.
Sonra yurt dışına taşındık,bize hep öğretilen “Müslüman Arap din kardeşlerimizle” tanıştım.
Erkeklerinin oruçluyken hırsızlık yaptıklarını,Arap kadınlarının kocalarını nasıl boynuzladıklarını gördüm.Muhammed’in 6 yaşında aisa ile evlendiğini öğrendim. "

Bu çocuk ne demeye çalışıyordu böyle ? Her müslüman aynı mı ? Heyecanla okumaya devam ettim.

" Babaanne-büyükbaba Sünni,anne Alevi ama dinlerini hayatlarının hiçbir yerinde kullanmayan bir ailede büyüdüm.Babaannemlerle yaşadığım için dinle ilgili hiçbir şey öğrenmedim (okulda da derslere girmiyordum).2-3 yılda bir anne tarafıma gidince Alevilikle ilgili bir şeyler öğreniyordum ama insan sazlı sözlü türkülü cemlerde dinlerle ilgili ne öğrenebilir ki?Çocukken ateist miydim bilmiyorum.Babaanneden kalma alışkanlık,sadece gece uyumadan önce dua ediyordum. “Allah’ım babaannemi-büyükbabamı koru.Allah’ım unuttum annemi babamı da koru.Allah’ım çok oluyorum farkındayım ama ağabey mi de koru”.Bu duaları ederken bir Allah’ın varlığına inanıyor muydum onu da bilmiyorum.Çünkü bir süre sonra bu dualar,onlar için düşünüp çözüm aramaya dönüştü. "

  Bu sabah Erva sınıftakilere anlatınca duymuştum, küçükken din adına tek yaptığı faaliyet cem evine gitmek olmuş. Yazan kişinin adına baktığımda şok olmuştum
- Erva Kücükarslan -

Aslında ardından şok olmamam gerektiğini anlamıştım. Kız basbayağı sosyal biriydi işte.   Bu konuyu araştırırken karşıma çıkma olasılığı yüksekti. Sonra birden düşündüm. Bu kız bildiğin cahildi. Basbayağı kafasını karıştırmışlardı. Bu olasılığı düşünmek bile günahken ben neyi sorgulayacaktım ki. Hem de bu kadar saçma bir şeyi. Tek sorun ailesinin Erva'ya dini öğretmemesiydi bence.  Bunu düşünürken annem kapıyı çaldı.

- Gel anne

( Annemin olduğunu biliyordum çünkü babam asla kapı çalmazdı. )

+Kızım meyve hazır

- Yemicem mother

+ Sen bilirsin

PAT.

Annem neden böyleydi. Beni sevdiğini asla hissettirmezdi. Bunu her zaman ikizimin kaçırılmasıyla ilişkilendiriyordum. Ikimiz doğduktan 1 saat sonra ikizim kaçırılmıştı. Sadece o. Beni neden almamışlardı acaba. Annemin o zaman ruh sağlığının bozulduğunu dinledim halamdan. Halamı çok seviyordum. Annemlede araları hep çalkantılı olmuştu. Her neyse halamın dediğine göre annem beni ikizimin kaçırılmasından 4 gün sonra bir cami avlusuna bırakıp gitmiş. Babam durumu farkettiğinde emniyete gitmiş. Bir teyzenin beni getirmesi sayesinde babam beni alıp eve dönmüş. Annem 5 ay hastanede tedavi görmüş ve ikizime gelecek olursak eğer  hala kayıp. Bazen düşünüyorum da  eğer kaçırılmasaydı aramız nasıl olurdu? Ve ya şu an hayatta mı ? Aynı şehirde miyiz ? Hayattaysa mutlu mu ? Neden ben değilde o ? Belkide erkek olduğu içindir. Birileri o erkek olduğu için onu kaçırdı. Babamdan intikam almak isteyen biri. Hep bunun üzerinde yoğunlaşmış polisler. Babamın mesleğinden dolayı yapmış olmalı biri. Belkide babam bi adamın çocuğunun canını yaktı ve adamda aynısını babama yapmak istedi. Ay ama yeter zihnim bulandı düşünmekten. Kardeşim yaşıyorsa eğer umarım mutludur.

Içeri geldiğimde annem ve babam odalarında uyumuşlardı. Ben de düşünüp zihnimi bulandırmaktansa TV izlemenin doğru olacağını düşünmüştüm. Kanalları sırayla gezerken, bi kanaldaki haber dikkatimi oraya yoğunlaştırdı.

" Son Dakika : Çıkan çatışmada 5 polis şehit, 2 polis yaralı. "

Alçaklar diye düşündüm içimden. Kim bilir kaç kadın kocasız kaç çocuk babasız kaldı. Hiç mi acımaları yok bunların bu millete. Her gün şehit haberlerini görüp üzülmek zorunda mıyız ? Ilk olarak aklıma hemen babam geliyor şehit haberlerini görünce. Düşünmesi bile göz yaşartırken o çocuklar babalarının ölüm haberini duyuyorlar. Kim yüzünden ? Teröristler. Tek suçlu olan onlar. Onlardan nefret ediyorum. Kendimi ağlarken buldum. Erva geldi aklıma. O paçoz da bunların aynısıydı. Ne yani şimdi o bu haberi görünce sevinecek mi yani ? Onunla asla arkadaşlık kurmayacaktım. Babam her zaman insanların düşüncesine saygılı olmam gerektiğini söylerdi de kusura bakmasın ben dinsiz bir vatan hainine saygı duyamam.

Odama gelip lambayı yaktım ve yarın giyeceklerimi hazırladım. Bayağı geç olmuştu. Haberden sonra bir korku filmi izlemiştim baya ürkütücüydü. Yatağıma geçtikten 3 saat sonra felan dalmışım işte.

Subay'ın TERÖRIST KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin