2. BÖLÜM

108 10 3
                                    

Fulya'dan

Herkes soru soran gözlerle bana bakarken , onları dahada meraklandırmadan
"Kızım hani biz gelince bir yazlıkta kalıyoruz ya. O işte."
Beste araya girerek lafımı kesti
"Pardon da o iş nasıl olacak bağyan Einstein?"
Bende ona aldırmadan devam ettim
"Zaten bizim doğalgaz sayacının içinde anahtar var. Onu alırız kalacak bir yer bulana kadar orada kalırız."
Herkesin kafasına yatmıştı bu fikir. Hepimiz eşyalarımızı toplayıp yazlığa doğru yola çıktık. Begümün iki valizini bana yükleyip sırt çantamıda sırtıma geçirdiler. İçlerinden en güçlüsü olduğumdan tüm yük bana yüklendi. Zaten Begüm en narindi. Süslü tavşan. Işıl desen fazla kıyafet sevmez zaten. Beste kendi halinde çıt çıkarmadan takılır.
"Işıl'ım sen iyimisin?"
Diye sordum. Gözlerini büyütüp bana doğru başını hafifçe aşşağı yukarı salladı. O an üstüne fazla gitmedim. Ama yalnız kaldığımızda ne yapar ne eder öğrenirdim.

***

Eve vardığımızda hava kararmıştı. Derhal anahtarı alıp içeri girdik. Koltukların üstünde beyaz,mavi ve çicek desenli çarşaflar örtülüydü. Buraya ilk defa sonbaharda geliyordum. Genelde yazın iki ay kalıp giderdik. Herkes kendine bir koltuk seçip ayaklarını uzattı. Acıkdığımız için pizza söyledik. Onu beklerken televizyon izlemeye koyulduk. Ben odama çıkıp eşyalarımı yerleştirdim. Ev iki katlıydı. Benim odam da tavan arasındaydı. Mavi renkli odama girince elime telefonumu alıp yatağıma uzandım. Ne var ne yok derken bir mesaj bildirim sesi geldi. "Camdan baksana"
Kim olduğunu az çok tahmin ediyordum. Tabikide Tolga. Şu en samimi olduğum, bana lanetlik 'Flo' ismini takan.
"Tolgaaaa"
Hemen aşşağı inip sarıldım sıkıca.
"Kız ne ara geldin bok hiç haberde vermiyorsun? Unutulduk herhalde."
"Ya Tolgaşkım, sen unutulurmusun ? Zaten kızlar hep bana 'Flo' diyerek seni hatırlatıyorlar. Sayende ayakkabı markasının yeni yüzü oldum."
"Fulya çok özlemişim seni"
Diyerek tekrar sarılıp özlem giderdi. Tolga benim çocukluk arkadaşımdı. Unutmak mümkün değildi.

***

Tolga yı içeri alıp,
"Gelsene bizimkiler seni özlemiştir."
Dedim. Ayakkabılarını çıkarıp içeriye girdi. Tolga yarıyıl tatilinde hep gelirdi yanımıza. Tolga içeriye girdiğinde kızlar gözlerine inanamadılar. Tolgadan hemen sonra pizzalar geldi Tolga sağolsun benim payımıda bitirip evine gitti.
Kalktığımda saat 1'e geliyordu. Gidip kızları uyandırdım. Hepimiz kalkınca Işıl ve ben markete gitmek için yola koyulduk. Allah tan ben buraları biliyordumda bulmamız zor olmadı.
Marketten dönerken Tolga dan mesaj geldiğini gördüm.
"Fulya kızlarada haber ver sizi bu gün arkadaşlarım ile tanıştıracağım."
Işıl'a mesajı gösterip soran gözlerle baktım
"Kahvaltı yapıp gideriz."
Dedi. Kahvaltı yaparken bu fikri diğerleriylede paylaştım. Beste başta 'daha uyuyacaktım ben' diye sızlansada ikna ettim. Kahvaltıyı bitirdikten sonra hazırlanmaya başladık. Hazırlanma işi bittikten sonra Tolga nın tarif ettiği yere gitmek için yola çıktık.
Söylediği yere vardığımızda küçük, tatlı ve şık bir cafe ile karşılaştık. Tolgayı görmek için ilerledik. Bestenin 'MGG' demesiyle bizde şaşırdık. Beste bir olaya şaşırırse veya üzülürse 'MGG' derdi. MGG (Mathew Gray Gubler ) yani onun fanı olduğu bir ünlüydü. (CRMINAL MINDS) da oynayan bir oyuncuydu. Onun kadar bizde şaşırmıştık. Bizi buraya getiren çocuklar ! Şu an Tolga nın yanında şaşkın şaşkın bize bakıyorlardı...

Kendimize geldikten sonra Tolga yada nasıl tanıştığımızı anlattık.
"Tesadüfün böylesi"
Diyerek şaşkınlığını dile getirmişti. Ardından Ege'nin koluna hafif bir yumruk geçirdi. Samimi bir gülümseme takındım yüzüme. Eş zamanlı olarak Beste de tebessüm ediyordu. Tolga vişne suyunu bitirdikten sonra ağzını benden aldığı peçete ile temizledi. Elime tekrar tutuşturduğunda
"Al lan"
Diyerek peçeteyi ağzına soktum. Peçeteyi ağzından çıkarıp iğrenerek çöpe attığında yüzünde alaylı bir gülümseme vardı. Ege kahkaha atıyordu bir köşede bende onun kahkahalarına gülerken diğerleri 'bunlar mal mı?' diye sorarmışcasına bakıyorlardı bize. İkimizde aynı anda sustuk.
"Vişne suyu dökülmüş üstüme!"
Diye cırladı Begüm. Ege cebinden mendil çıkartıp, Begüm'ün burnunun ucuna doğru tuttu. Begüm alıp, krem rengi gömleğini sildiğinde fişek gözlerle Tolgaya doğru bakış attı. Işıl
"Hadi eve gidelim"
Dediğinde onaylayıp evin yolunu tuttuk

***

"Bak kızım! Bir daha yatağımın üzerine elbiselerini atarsan kafanla poponu yer değiştiririm!"
Diye azarlamalı tehtit ettim begüm'ü.
"Valla bu kız gerizekalı. Dolap diye bir sey var değilmi ? Yatağıma benden çok senin elbiselerin yatıyor. Bıktım!"
Diye devam ettim. O da,
"Ya Flo. Ne abarttın be balım. Alt üstü on iki tane elbisem var."
Diyerek beni iyice uyuz etti. Elbiseleri Begüm'ün ellerine tutuşturup mutfağa doğru yöneldim. Beste kahvaltıyı hazırlıyordu. Ağzında' bütünkızlartoplandık,toplandık,toplandık' diye bir şarkı geveliyordu.
"Şu lanet olası sesine bir dur de Beste!"
Diye çıkıştım.
"Üstüme iyilik sağlık."
Deyince soğuk bir espiri yapıp,
"Altıma kötülük hastalık"
Cevabını verdim. Yüzünü ekşitti bana karşı.
"O kadar kötü degil."
"O kadar kötü."
Diyerek beni tersledi.
Kahvaltı masasına oturup diğerlerini beklemeye başladık. Yaklaşık beş dakika sonra begüm geldi. Işılı on dakika daha beklememize rağmen gelmemişti. Odasına çıkıp uyandıracaktım ki kapının açık olduğunu fark ettim.
"Işıl'ım uyandın mı ?"
Ses seda çıkmıyordu. Kapıyı yavaşça iteleyip yatağın boş olduğunu gördukten sonra banyoya doğru yöneldim.
"Işıl'ım burada mısın ?"
On saniye sonra cevap verdi.
"Buradayım Fulya'm"
"Ah be Işılım neden ağlıyorsun ? Bir derdin mi var ?"
"Fulya ben annemi ve Yağmur'u çok özledim. Onlara ihanet etmiş gibi hissediyorum. Gerimi dönsem acaba?"
Ağlayarak konuşuyordu benimle. Işıl'ın ağlamasına dayanamazdım.
"Güçlü kal bitter çikolatam"
Diyerek onun saçlarını okşadım.
"Tıpkı Begüm gibi konuştun"
Dedi. Yüzünde hafif bir tebessüm belirdi. Bu ortam, Beste'nin
"Giden dönmüyor. Gelsenize lan,"
Diye hayvanca bağırmasıyla son buldu. Işıl ile aşşağı inerken
"Sonunda teşrif ettiniz"
Diye yakınıyordu Begüm.
"Geldik işte abartmayın"
Cevabını verince Begüm gözlerini devirdi.
Kahvaltıyı yaptıktan sonra Beste sofrayı toplarken, bende yardımcı oluyordum. Begüm ve Işıl kanepeye yayılmış kadın programı izliyorlardı.
"Şu zırvıntıları izleyeceğinize evi temizlemeye başlayın."
Diye çıkıştım. İkiside neye uğradığını şaşırmış bir şekilde bana doğru yastık fırlattılar.
"Ulan bende Fulya'ysam yanınıza bırakmam!"
Begüm beni taklit edermişçesine
"Ulan bende Begüm'sem yanınıza bırakmam!"
Gıcıklık yapıyordu. Işıl kahkaha atarken oturma organına bir tekme savurdum. Yastıklar havada uçuşurken kapı çaldı. Koşup kapıyı açtım. Doğal olarak tüm yastıklar kapıyı çalanın üstüne uçuş yaptı.
"Yavaş!"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 08, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SAHNE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin