Mafyanın Kızıymışım

~En Tepeye~

   Hatırlatma

    "Bay ve Bayanlar yeni çete liderlerimizi koltuklarına alalım" cümlesinin ardından Merina'nın elini tutarak onu peşimden koltuklara sürükledim. Ardından hemen konuşmaya başladım "Gabriella benim kadınım. Onun hakkında tek bir konuşulan şey kulağıma geldiği an bunu canınız ile ödersiniz!"

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

    Merina ile birlikte koltuklara oturmamızın ardından konuşmaya başladım "Gabriella ile birlikte büyük bir hedefimiz var ve sizlerinde yanımızda olmasını istiyoruz!" Sağ tarafta duran uzun boynu bir adam konuşmaya başladı "Ne hedefi?" bakışmalarımı Merina'ya çevirip onun gözlerinin içindeki intikam ateşine doyasıya bakarken "En tepeye" diye cevapladım. Masanın etrafındaki herkes şaşırmıştı. Bizim gibi gençlerden böyle büyük bir hedef beklemiyorlardı. Ben daha 21 yaşındaydım Merina ise 18 yaşındaydı ama bunlar sadece bendenlerimizin yaşıydı. O kadar çok şey yaşamıştık ki belkide bu odadaki herkesten daha olgunduk ikimizde.

Masanın sol tarafında bulunan bir kadın "Bu çok zor!" Diye söylenmeye başladı. Merina hemen konuşmaya başladı "Aslında zor değil. Sadece düşmanlarını tanıman yeterli o kadar!" Evet bunu ikimizde çok iyi biliyorduk. Düşmanını ne kadar iyi tanırsan o kadar kolay olurdu herşey ve biz onları çok iyi tanıyorduk.

Merina'dan

  Şuan Antonio'nun evindeydik yani aslında artık ikimizin olan evindeydik. Salonun ortasındaki sehpanın üzerine yeni aldığımız silahları çakıları muştaları sahte kimlikleri çeteler hakkındaki kısa bilgilerin bulunduğu belgeleri birkaç araba motor ve ev anahtarına balıyordum. Büyük bir oyunun içerisindeydik ve bize yapılan herşeyin hesabını sorucaktık onlara. Oturduğum çift kişilik koltuğun yanındaki tek kişilik koltukta elindeki dünyanın en iyi silahlarından bir tanesi olan Walther P99 AS'ye bakım yapıyordu. Ona uzun zamandır sormak istediğim şeyler vardı "Önceki hayatında nerede yaşıyordum?" Sorum üzerine silahta olan bakışları saniyesinde beni buldu. Minik bir tebessüm ile "Belçikada" diye cevapladı.

Masanın üzerindekilere ilgimi vermeye çalışarak onu fazla umursamıyormuş gibi yaparak "Ailen nereliydi?" Diye sordum. Ona bakmadan bile şuan sırıttığının farkındaydım. Muzip bir şekilde "Ailem Türk'tü Merina" ben söylediği şeyin saniyesinde ona şaşkınlıkla bakarken hemen türkçe konuşmaya başlayarak "Şaka mı bu?" Diye sorumu yönelttim. Bir anda kahkahalar atmaya başlayarak "Sen hayırdır Gardaş?" diyerek göz kırptı bana. Ben hala üzerimden şok etkisini atamamışken konuşmaya başladı "Belçikanın Türklerin bulunduğu bir semtte oturuyorduk. Bildiğin gibi işte 18 yıl boyunca kendimi bir Türk zannediyordum. Sonra bigün çıkıp geldiler ve şimdi bu durumdayım" ben hala ne diyeceğimi bilmiyordum.

Aklıma gelen sorular ile konuşmaya başladım "Senin gerçekleri öğrenmen nasıl oldu? Hem senin gerçek ailen kimdi peki? Ayriyeten kardeşlerin filan var mıydı?" tek solukta aklımdaki şuanlık sorularımı söylemiştim. Bana olan bakışlarını tekrar elindeki silaha çevirerek portekizce konuşmaya başladı tekrardan "Benim doğum günümdü ve gerçek ailem ile kutlama yapıyorduk. Onların tanıdıkları insanlarla filan. Daha doğrusu varlığımı bilen kişilerle çünkü seni herkese söyledikleri gibi beni söylememişlerdi. Sonra Miguel kutlamaya geldi ve gerçekleri yüzüme vurdu ve bende evden kaçtım bir daha geri dönmedi. Türk ailemin tek çocuğuydum ama gerçek ailemin benden daha küçük bir erkek çocukları daha vardı. 4 ay içerisinde aslında iyi anlaşmıştık ama hiç biri benim için birşey ifade etmiyorlar!" diye anlattı kısaca. Ben öğrendiğim şeylerin ardından "Peki önceki adın neydi?" diye sordum. Hala bana bakmadan "Burak" diye cevapladı hızlı bir şekilde beni.