Bazen hayattan nefret edip , bazen de iyiki yaşıyorum dediğimiz mutlu günlerimiz olur ya hani ? O bazen değil her zaman nefret ve hiçbir zaman mutluluk yaşamaksızın hayata devam eden kızlardanım .
Yaşamak benim için ölümken , Ölüm ise benim yaşamım . Asla hayatımın sonunun Mutlu Son ile bitmeyeceğini bildiğim halde yaşayarak ölüyorum.
Biricik arkadaşım Azra ve babama iyi görünmeye çalışıyorum . Yani beş yıldızlı bir oyuncuyum . Kendi kendime ne nefretler , kinler ve üzüntüler yaşadım . Ama hep Kendi Kendime ?! Hep ..
Tek güvenime sahip olan annemde , onu yiyip bitiren kanser hastalığı ile beraber melek olup gitti .
Babam küçükken anneannem öldüğünde ben ağlarken bana sarılıp " Ölen kişiler melek olup gökyüzüne uçarlar ve sevdiklerine el sallarlar ." Demişti . Çocuk mı kandırıyordu ? Belki . Ama ben öyle kabullendim ve kabulleniyorum . Benim için artık öyle . O zamanlar annem çok bitkin düşmüştü . Düşünmeden edemediğim şeyde belki o zamanlar hastalığa baş vurmuştu o güzel bedeni .Her neyse . Bunu düşünmenin bir önemi yok . Sonuç olarak şuan anne kokusuna , şefkatine hasret kalan bir kızım .
Yemeklerine , kokusuna , yumuşak ellerinin saçlarıma değişine , okşayışına ...Çok mu kolay ? Ne kadar ağlayacak durumda olsamda ağlamak istemiyorum . Güçlü kalmayı deniyorum . Ağlayıp acınılacak durumda olmak istemiyorum .
Kendimi belki zor toparlamış olabilirim ama toparlamamı sağlayan şey annemin son sözüydü .
Hayattan Bıkma , O Senin Ellerini Bırakmadı .
❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤
Erken kalkmış olup düşüncelerimi bölen o horoz sesi kulağıma geldi . Kapatmam gerek , iğrenç bir ses . Ama anca beni uyandıran alarm sesi olunca başka tabi ..
Beklemenin sadece Zaman kaybı olduğunu hatırlayınca mumya olduğum örtümden kurtularak esnedim . Sinek mağara diye girebilirdi .
Rütun işlerimi lavaboda halledip üstüme akşam seçtiğim kırmızı kısa kazak , siyah diz üstünden üç parmak yukarı kısalıkta olan etek , askeri bot ve siyah külotlu çorabımı giydim . Daha sonra telefon , kulaklık vs. İhtiyaçlarımı çantama koyduktan sonra odamı topladım . Son kez odamdaki aynaya bakınca yüzümde rumel + kremimi sürmediğimi gördüm . Hemen saçlarımı taradım ve rumel + kremimi sürdüm . Evet artık aşağıya inebilirim.
Bu arada , evet defter almadım çünkü 2.dönemin ilk günündeyiz ?.....
Sadece bir bardak süt içtikten sonra evden çıktım ve Resül abi ile arabaya geçtik. " Günaydın Ecrin'ciğim " güler yüzle bakan Resül abiye karşılık verdim . Babamın kankisi gibi birşey olsada şoför olarak çalışıyor da .
Telefonumdan Azra yani biricik arkadaşım , hep yanımda olan arkadaşıma mesaj attım.Gönderilen : Azra
Günaydın . Geliyoruzz ....
🏡🏡🏡🏡🏡🏡
Azra arabaya koşar adımlarla bindi ve " Çok geç kaldım mı ? Bu arada günaydın " dedi sevecen ve telaşlı bir sesle .
" Hayır, tam zamanında . Günaydın Azra " diyerek gülümsedim .
Azra ' da gülümsedi ve okul doğru yol aldık .
Düzenlendi √
Evet biraz kısa oldu ama hemen paylaşmak istiyorum ...
Yorumlara " yb " tarzı fikirlerle değil de ciddi o sayfa ile ilgili fikirlerle gelirseniz daha güzel olur :) Zaten her hafta yazmaya çalışıyorum .
Umarım beğenmişsinizdir ..
- Sizi seviyorum ❤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Büyük Evrim
Teen FictionSadece 17 yaşındaki bir kızın birkaç şansızlık yüzünden hayatta talihsizliklere bitmez. Hayatının aşkı onunla dalga geçer ve bunun üzerine hasta olan annesinin ölümü ile Ecrin yıkılır. Artık kimseye güvenmeyeceğine ve güçlü kalacağına yemin eder.