Selinden...
Bugün okula gittim ve sınıfa girdiğimde Ali ve yanındaki esmer kız konuşuyorlardı. Gerçi kız Ali'ye asılıyodu desem daha doğru. Sırama otururken Ali beni farketmiş olacakki "Günaydın Selin" dedi. Açıkçası şaşırdım ama bir o kadarda sevindim. Nedenini bende bilmiyorum ama bu çocukta beni etkileyen bişey var. Alinin bana günaydın demesine yanındaki kız aşırı bozuldu ve bende memnun bir şekilde gülümseyip " Günaydın Ali " dedim. Daha sonra ders başladı. Sıkıcı 40 dakikanın ardından tenefüs zili çaldı. Sıramda telefonumla uğraşırken yanıma Ali'nin dibinden ayrılmayan kız geldi ve :
- " Merhaba ben Didem " dedi aşırı soğuk bir tavırla.
- " Merhaba ben de Selin " dedim aynı şekilde soğuk bir tavırla.
- " Bizim burda yeni gelen kızlarla teke tek voleybol maçı yaparız ki kimin ne olduğu belli olsun."dedi bana meydan okurcasına.
- " Eeee " dedim anlamamış gibi yapıp.
- "Yani bu akşam üzeri sahildeki sahaya bekliyorum bütün okul orda olur."
- "Benim işim olmaz öle şeylerle kendimi göstermeyi sevmem ee senide üzmek istemem."
- "Voleybolda birinci olduğumu sölemek istemiyodum ama sen çok istedin. Eğer korkmuyosan gelirsin 18.30 'da." dedi itici bir şekilde ve bütün sınıftan "ooooo" sesleri yükseldi. Didem yanımdan ayrılınca bütün sınıf dağıldı. Sonra Ali yanıma geldi. Gayet samimi bir şekilde;
- "Gitmek zorunda değilsin sen takma onu." dedi. Gülümseyerek cevapladım;
- "Çok istiyosa yaparız bi maç nolcak canım." dedim ve onunda gülümsemesine sebep oldum. Daha sonra devam ederek;
- " Sen onu bırak da kimi tutuyosun onu söyle."
- "Sence kimi tutmalıyım? "
- " İzmir'in voleybol takımında kaptandım desem."
- "Owww Didem çok üzülcek desene."
- "Ee ben ona söledim ama çok ısrar etti napıyım."
- "Neyse akşam görüşürüz o zaman."
- "Görüşürüz." dedikten sonra yanımdan uzaklaştı. Ben de son derse girip çıktıktan sonra eve gittim. Akşam için biraz dinlendim. Saate baktığımda 5'ti. İlk önce duşa girdim. Çıktıktan sonra altıma dar ve ayak bileğime kadar olan taytımı giydim çünkü hava çok soğuk olmasada serindi. Üzerime sporcu atletimi giydim ve üzerine salaş ama bir o kadar da şık olan hırkamı giydim. Saçımı topuz yaptıktan sonra ayağıma spor ayakkabılarımı geçirdim. Anneme haber verdikten sonra ikizimle birlikte arabama binip sahildeki sahaya gittik. Gittiğimizde neredeyse herkes toplanmıştı.
- "Bir an korkup gelmiyeceğini sanmıştım cesur kızmışsın."dedi o itici sesiyle DİDEM!
- "Senden korkan senin gibi olsun." dedim ona meydan okuyarak. Bizim sınıftan Cenk adında bir çocuk hemen lafa atladı:
- "Hadi başlayın gençler. " diye. Yerde duran topu elime aldım ve Didem'e doğru fırlattım ;
- "Başla bakalım!" dedim kendimden emin bir şekilde.******** ( Maç biter ve Selin büyük bir farkla yener )*******
Son setide ben aldıktan sonra maç bitti. Ve tabii ki kazanan benim. Herkes yanıma geldi ve Didem'i şuana kadar kimsenin yenemediğini söliyip tebrik ettiler. Herkes dağıldı Didem de sinirlenip sahayı terketti. Nazlı, ben, Ali, Tuğçe ve Emre kaldık.
- "Hadi gençler kutlamaya gidelim." dedi Emre.
- " Süper fikir." diye onayladı Tuğçe. Bencede iyi fikirdi.
- " Bana uyar." dedim ve Ali'ye bakdım. Ali de onayladı fakat benim huysuz ikizim itiraz edince bende ona arabamın anahtarını verdim ve gitti. Ben Ali'nin arabasıyla, Tuğçe ve Emre de Emre'nin arabasıyla yola çıktık...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavinin En Güzel Tonu
FanfictionTanıtım Selin Yılmaz: Çok güzel bir kız. Babası o küçükken hayatını kaybetmiş. Lise son sınıf öğrencisi. Annesi , ikizi ve 5 yaşındaki küçük erkek kardeşiyle birlikte annesinin iş nedeni yüzünden Izmir'den Istanbul'a taşınıyorlar. Annesinin ünlü b...