Hayatım; çok saçma, çok sıkıcı, çok kötü ama yapacak hiç bir şeyim yok yaşam böyle sıkıcı. Ben Spike Los Angeles'da küçük bir evde oturuyorum ailem Paris'de yaşıyor ben de orada yaşıyordum. Buraya üniversite için geldim. Yerleşeli daha iki gün oldu ama buraya daha hiç alışamadım Paris mükemmel bir yerdi burası öyle değil heryerde paparazziler var her yer ünlülerle dolu burdan nefret ediyorum. Hiç arkadaşım yok ve evde tek kalmadan çok korkuyorum. Keşke bi ev arkadaşım olsaydı... Ben böyle koltuğa yatmış düşüncelere dalmışken birden kapı çaldı. Bu saatte kim olabilirdiki korka korka kapıya gittim.
"Kim o" diye seslendim
"Pizzacı" dedi kapıdaki ah nasıl unuttum pizza soylemistim ama ne kadar geç geldi böyle of burdan nefret ediyorum üç saat önce söylediğim pizza yeni geliyor! Diye kendi kendime söylenirken pizzacı çocuk tekrar kapıya vurdu ve
"Oradamısınız"
diye tekrar seslendi hemen kapıyı açtım pizzayı aldım. Koşa koşa salondaki küçük masamda yemeye başladım ah nasılda acıkmışım tabi bi pizza üç saatte geliyor burada. Ne yapıcam ben burda Parise donmek istiyorum. Ben yine kendi kendime hem soylenip hem yemek yerken saati unutmuşum yarın okulun ilk günüydü hemen yatmam lazımdı koşa koşa odama gittim zaten evde bütün gün pijamayla dolaştığım için direk yatağa yattım. Kendimi derin bir uykunun kollarına bıraktım. Sabah alarmın sesiyle uyandım kalkmak istemiyorum ama mecburum zorla kalktım banyoya gittim bi duş aldım. Tekrar odama döndüm saçlarımı kuruladım hava çok sıcaktı altıma kot şort üstümde straplez turkuaz dar bi şey geçirdim. Hemen mutfağa gittim buzdolabında ne bulduysam bi şeyler atıştırdım ve direk evden çıktım. Okul eve çok uzaktı arabama atladım direk müzik açtım son ses müzik eşliğinde okula doğru gidiyordum. Yolda bi kaç kırtasiyeye falan uğradım defterlerimi de tamamladım. Evet ve sonunda okuluma geldim harika bir yerdi. Tamam sanırım bu şehirde tek sevdiğim şey okulum olacak. Kocaman harika bi üniversiteydi ben hemen mimarlık fakültesini aramaya başladım... Bu ne ya iki saattir yürüyorum ama hayla bulamadım hangi cehennemde mimarlık bölümü binası?!?! Daha fazla dayanamadım ve ordan geçen birine sormaya karar verdim. Ama kime soracaktım şuraya bakın bi tane havalı olmayan yalnız gezen kimse yok. Ah sonunda yalnız dolaşan birisi acaba sorsam mı ? Ya ne olacak soruyorum.
"Merhaba"
dedim. Oda bana döndü ve
"Merhaba"
dedi oha inanamıyorum ne kadar yakışıklı biri kesin buda aşırı havalı biridir keşke sormasaydım derken ben bi anda yakışıklı çocuğun bana gülümseyerek
"Bir şey mi soracaktın"
demesiyle sıçradım ve
"hı hı evet şey acaba mimarlık bölümü nerede ben kayboldum da"
dedim oda yüzünde olan tebessümle bana
"Mimarlık mı okuyorsun?"
diye sordu
"Evet ama kampüs çok fazla büyük iki saattir geziniyorum ama hayla bulamadım şimdi aglicam"
dedim çok kötü bir ses tonuyla
"Tamam tamam lütfen sakin ol bende mimarlık okuyorum ıstersen seni götürebilirim."
dedi çok sevindim bu yakisikli çocukla aynı sınıfta ğlucam ah bu süper bi şey
"Gerçekten mi?"
dedim
"Ecet bende kampüs de dolaşıyordum zaten sana da eşlik etmek isterim"
dedi çok mutlu oldum ilk arkadaşım erkek oldu ama sorun değil ah tanrım çok yakışıklı. Ben böyle saçma düşüncelere dalmışken önümde koca bir bina belirdi evet bu mimarlık binasıydı.
"Bu arada ben Spike"
dedim ve elimi uzattım oda elimi tutarak
"Jack"
dedi ah masmavi gözleri çok hoş du off kendine gel Spike sen ne saçmalıyorsun.
Arkadaşlar ilk hikayem ondan böyle saçma sapan bi şey oldu :D neyse beğenirsiniz umarım