KM-1

75 3 0
                                    

Multimedya : Rengin Toprak

RENGİN TOPRAK

"Senin yüzünden değiştirdiğim kaçıncı okul sayısını unuttum,sen kavga çıkarmadan birine burnunu sokmadan duramıyormusun?
Ceylin yine her zaman olduğu gibi umursamaz bir tavırla;
"Ne var işte sende benim sayemde farklı insanlar tanımış oluyorsun, sende bu kadar asosyal olma..."
Bıkmıştım cidden bu kızdan bıkmıştım ne zaman benim başıma bela açmaktan vazgeçecekti?
Okulda sırf bir kız ona çarptı diye aklı sıra kurduğu çetesiyle kıza ders vermeye çalıştı. Tabi olan yine bana oldu. Ceylin okuldan atılınca ailemiz otomatik olarak beni onunla aynı okula alıyordu. Bu sefer de her ne kadar sabretmeye çalışsamda kendime hakim olamıyordum. Dişlerimi sıkmaktan başka yaptığım pek bişey olmadı.
"Ayyy...! acaba bu okulda yakışıklı çocuk var mi ki?"
Daha fazla bu yılışık tavırlarına sabredemiyerek;
"Kızım sen mal mısın? Beyinsiz" dedim ve elimdeki kumandayı fırlattım.
Ceylin gözlerini devirerek:
"Ayyy..! Yemin ederim kardeş mi öküz mü belli değil hayır anlamıyorum benim arkamda olman gerekirken bana kumanda fırlatıyorsun. Haaa...bu arada kumandayı kırmanda gözümden kaçmadı. Babama söyliyecem. Para mı s*çıyor bu adam bu kaçıncı kumanda hee kaçıncı? Seni asabi kız" dedi yine o sinir bozucu gevşek tavırıyla.
"ALLAH'ım sabır ver." dedim ellerimi yukarıya açarak.
Fakat Ceylin beni umursamıyor ve hâlâ telefonundan gelen mesajlarına gülümseyerek cevap veriyordu. Sonra yerimden kalktım ve giderken yine isyan eder bir tavırla;
"ALLAH'ım kerane wifisinden ilahi mi indirdim de bana böyle bir kardeş verdin?"
dedim. Ceylin söylediğime uyuz uyuz gülerek;
"Ahh... Tanrım prenses bünyem bu kadar hakârete dayanamıyacak sanırım"
Ceylin'in bu sözünden sonra elim saçlarına kendiliğinden gitti âdeta. Ceylin'in çığlık sesleri duyuyordum. Fakat benim başım dönmeye başladı ve gözüm kararıyordu. Sinirden kendimi çok kasmıştım sanırın.Bir iki adım geriye adım attım. Gözlerimi kapadım ve bir dakika falan o şekilde kaldım.Ceylin her kavgamızda genellikle ben ona bir kere vuruyorsam o üç kere vururdu,ama o da telaşlanmıştı benim için.Ceylin yerimden kalktığı gibi kolumdan tuttu.
"Rengin iyi misin? Korkutuyorsun bak beni."
Daha sonra iğrenç sırıtışıyla:
"Rengin ölüyor musun yoksa, bak kavga falan ediyoruz ama sonuçta kardeşiz. Hadi cevap ver ben ablam olmadan nasıl yaşarım, kimle dalaşırım"
"Yaa..! Kızım sen harbi malsın her defasında kardeş olduğumuzu yüzüme vurup durma. Hayat bana bu kötülüğü yapmış cidden yüzüme vurma. Ayrıca seni bir daha uyarıyorum bana abla deme 1 yaş için"diyerek işaret parmağımla kafasına hafifce dokundum.
Aslında Ceylin olmadan bende yaşayamazdım ne kadar kavda etsekte o benim kanım,canım,tek dayanağımdı. Ama bunu ona belli etmiyordum. Çünkü şımarıklığı kat ve kat artacaktı. Kendisi evin en küçüğüydü fakat benimle sadece bir yaş fark vardı.Ceylin;
"İyi bee..! Ne halin varsa gör ahmak" dedi bozulmuş tavırla. Ben odamıza geçip yatağa uzanmıştım. Kafamı yastığa koyar koymaz uyumuşum.
Zilin sesiyle birlikte uyandım. Ceylin çığlık atmıştı.
"Aman ALLAH'ım! İnanamıyorum."diyerek.
Annemler gelmişti sanırım. Her ne kadar yerimden kalkmak istemesemde merakıma yenilmiştim. Kapının önünde kucağında yavru köpeği seven bir Ceylin beklemiyordum. Nerden çıkmıştı bu köpek? Acaba uzun zamandır hayalini kurduğumuz o köpek bu köpek olabilir miydi? Yoksa hayal mi görüyordum? Annemlerin yüzünde büyük bir gülümseme vardı. Annemlere dönerek;
"ALLAH'ım yanlış mı görüyorum. Anneeee bu minikcik bizim mi?" Ceylin üzgün üzgün bana bakarak:
"Ne yazık ki 1 aylığına bizimle kalacak bir misafir. Şunun tatlılığına bi bakar mısın?" derken köpeği bana doğru uzatıyordu. Hemen köpeği kucağıma aldım ve içeriye geçtim.

***

Pazar sabahı kahvaltı yaptıktan sonra Ceylin ve ben minik misafirimizi alıp odamıza geçtik. Ceylin salak salak sırıtırken (gerçi aynı tavır bende de vardı misafirimiz çok mutlu etmişti) aynı anda köpeği severken bana;
"Renginnn"
"Efendim"
"Acaba diyorum.. Minik dostumuzu da alıp parka mı gitsek" devam ederek;
"Lütfen,kırma beni"
"Git annemgilden sen izin al o zaman"
"Haa kabul ettin yani?"
"Bir cümle daha kurarsan vazgeçeceğim" dediğim anda
"Tamam tamam sustum. İzin alayım ben" dedi ve odadan ayrıldı. Bende peşinden çıktım çünkü yapacağı konuşmayı merak etmiştim.
Kapının eşiğinde durup Ceylinin ikna etme çabalarını dinlemeye başladım.

"Sevgili anneciğim, saygıdeğer babacığım"
"Yine ne istiyorsun Ceylin?" dedi babam Ceyline.
"Hayır!hayır! Kendim için değil tamamen köpek için"
"En son kendim için değil ablam için dediğinde Renginin arkadaşının doğum günü partisine sen gitmiştin Rengin evde kalmıştı. Yine hayırdır."
"Siz beni tamamen yanlış anlamışsınız bayım..;) acaba dışarıya mı çık-" derken babam Ceylin'in sözünü kesip;
"Tamam Ceylin uzatma çıkın ama geç kalmayın" dedi. Ceylin hemen babamın iki yanaklarından da öptükten sonra yanaklarını mıncırdı adeta.

Sonra babam bana göz kırptı bende ona hafif gülümsedim.

Ceylin'in ikna kabiliyeti yüksek bir kızdı benim aksime. İstediği şeyi elde etmeden duramazdı. Belki de bu yüzdendir bu şımarıklığı. Hep kendini ön plana çıkarmaya çalışıyor.Ben hiç bir zaman öyle olmadım olamadım daha doğrusu belki de bu yüzdendir içe kapanıklığım,sessizliğim. Belki bu yüzdendir yanlızlığım...

Onun o ilgi odağı olma huyunu sevmesem de bazen çok tatlı bir kız olabiliyor. İkna ederken ki hali ne kadar da şımarıkca olsa da hoşuma gitmiyor değil...

***

Parkta Ceylin adeta erkek avına çıkmışçasına çocukları yakışıklılık radarından geçiriyordu.
"Ceylin önüne bak düşeceksin"dedim. Bir anda ben ne olduğunu anlayamadan Ceylin miniğin tasmasını elimden alıverdi. Ceylin beni koluyla dürtmeye başlamıştı ve bir kaç adım attığımda Ceylin'in olmadığını farkettim. Arkama döndüğümde Ceylin olduğu yere mıhlanmış,gözlerini tek bir noktaya kitlemiş duruyordu. Baktığı yere baktığımda karşımda görmeyi beklediğim son kişiyi gördüm. O'nu gördüm. Çocukluğumu Onun hayalini kurarak geçirdiğim,günlüğümün her sayfasında adını andığım çocukluk aşkımdı karşıda duran.

Doruk!

"Rengin baksana kalbim nasıl atıyor?"

Yoksa ondan hoşlanmışmıydı?

Neden ona bakıyordu?

Neden gözlerini ondan ayırmıyordu?

Peki Doruk neden bize doğru yürüyordu?

Tanımış mıydı beni acaba?

Peki ya neden kalbim atmayı bırakmıştı?

Kendime gelebilecek miydim?

Neden neden neden....

Peki Doruk neden Ceylin'in önüne diz çökmüştü???


Beğenenler yorum yapsın yeni bölümünü yayınlayalım! Yazar iki kişi😇

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 21, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KARANLIK MAVİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin