Mission Stage: 2

229 35 35
                                    

Saraya vardıklarında Prens Jinwoo yani Prenses Jin, Kral Kim'in önceden yollamış olduğu kıyafetlerle döşenmiş olan odasına geçti. Prenses rolü yaptığı için bütün kıyafetleri kız kıyafetleriydi, çamaşırları bile. Biraz rahatsız ediciydi ama sadece kısa bir süre için rol yapacaktı, değil mi? Bu yüzden bunu pek sorun etmemeyi tercih etti.

"Prenses Jin, sizin için banyoyu hazırladım."

Sarayın hizmetçilerinden birisi odaya girip haber verdiğinde üzerinde nasıl duracağına karar veremediği kadın çamaşırlarıyla bakışıyordu Jinwoo. Hizmetçiyi onaylayıp rahat olabileceğini düşündüğü bir çift çamaşırı ve saraydaki erkekleri cezbedeceğini düşündüğü bacak dekolteli bir elbiseyi yanına alarak banyoya doğru yol aldı. Fakat hesaba katmadığı bir şey vardı, banyo kapısının önünde Prens Minho'nun onu bekliyor oluşu.

Prens Minho gösterişli bir tavır takınmaya çalışarak elindeki kıyafetleri işaret etti. "Birlikte banyo yaparız diye düşündüm, birbirimizi daha iyi tanımak için."

Jinwoo karşısındakine gülerek kapıyı açtı, 'anca rüyanda' bakışı attı ve kapıyı kapatıp arkasından kilitledi. Neyini daha iyi tanıyacaktı, vücudunu mu?

Minho ise reddedilmenin verdiği üzüntü ve prensesin tavırlarının verdiği adrenalinde sırıtarak nefes verdi. Prensesin her bir hareketi âdeta Minho'yu daha da kamçılıyor, tahrik ediyordu. "Zoru oynamaya ne kadar devam edebilecek acaba? Onu tahrik etmeye çalışmalı mıyım yoksa onun bana gelmesini mi beklemeliyim?"

Kapının ardından onu dinleyen Jinwoo, esmer prensin boş hayallerine göz devirip soyunmaya başladı.

Bir erkek kendisini tahrik edemezdi, ve paşa paşa Prens Minho'nun yatağına yatıp önünde bacaklarını açarak 'Baksana, ben bir erkeğim ve hepinizi bir aptal gibi parmağımda oynatıyorum!' demeyi de düşünmüyordu.

Üzerindeki kirli kıyafetleri çıkarıp köpüklü ılık suya girerken suyun rahatlatıcı hissiyle hafifçe inledi. Kuleden düşerken kollarında ve bacaklarında birkaç sıyrık oluşmuştu, suya girdiğinde yanmaya başladı bu ufak yaralar. Fakat bu Jinwoo'yu daha da rahatlatıyordu. Ufak yaraların ufak acıları hala hayatta olduğunu hissettiriyordu Jinwoo'ya. Ve hayatta olduğunu hissettikçe de yapması gerekenler aklına geliyor, bir süre önceki rahatlık uçup gidiyordu.

"Evlilik iki gün sonraysa, önümde Prens Minho'nun hakkından nasıl geleceğimi düşünmek için de bir o kadar zamanım var demek. Fakat buna kaza süsü vermek için ne yapmalıyım? Evlilikten hemen sonra ölürse şüphe çeker, bir ay beklemeli miyim acaba?" Jinwoo kendi kendine konuşurken stresle suya vurdu, köpüklü su etrafa sıçrarken Jinwoo elini doğal durması için uzatmış olduğu ama bir kıza göre hala kısa kalan saçlarına geçirdi. Ne yapacağını bilemez haldeydi.

"Hey, banyo kapısının önünde ne yapıyorsun dostum?" Jiho'nun sesini duyunca çenesini kapatıp kimsenin onu duymamış olmasını dileyerek suya gömüldü ve dikkat kesildi konuşmalarına.

"Onu bekliyorum..."

"Sakın bana onunla birlikte banyo yapmayı teklif ettiğini söyleme!"

'Ah, evet etti.' Jinwoo kendi kendine düşünürken Minho etrafına umutsuzluk saçan bir ses tonuyla cevap verdi arkadaşına.

"Aslında tam olarak öyle yaptım..."

"Ve o da seni reddetti? Vay canına, bizim Minho'muzu reddediyorsa standartları epeyi yüksek bir prenses olmalı!" Jiho gülerken Jinwoo da eşlik etti gülüşüne.

'Standartlarım siz kaba ve sapık erkeklerden çok daha güzel kızları kapsıyor.'

"Benim yeterince iyi olmadığımı mı söylüyorsun sen!" Minho arkadaşına bağırırken Jiho'nun gülme sesleri arttı ve kapının önünden yavaşça uzaklaştılar. Bu konuşma Jinwoo'nun egosunu tatmin etmeye yetmişti, o iki genci daha çok etkisi altına almak istiyordu. Sudan çıkıp ıslak ayaklarıyla mermer zeminde ilerleyerek parfümlerin dizili olduğu rafa uzandı ve güzel kokulu bir tanesini boynuna, kollarına, bacaklarına, el ve ayak bileklerine sıktı. İyice kurulandıktan sonra kıyafetlerini üzerine geçirerek ayna karşısında saçını yapmaya başladı. Ardından yüzüne kadınsı, masum ama teşvik edici bir makyaj ekleyerek tamamladı hazırlığını. Erkekleri nasıl büyüleyeceğine dair düşünceleri arasında kaybolurken kıkırdayarak banyodan çıktı.

Mission: Rescue the Princess [Minwoo]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin