Hani hep duyarız büyüklerimizden, televizyondan, kitaplardan.. Hani hep adını biliriz de ne zamanını ne de feyzinin büyüklüğünü anlamaya yetmez aklımız.. İşte O’nun adına “Kadir” denir.. Azametlidir.. Şereflidir.. Bin aydan daha hayırlıdır.. Evet O geldi.. O gece.. O gece öyle bir gece ki, Işığımız, Rabbimizin Kelamına haiz Kuran-ı Kerim’de açıkça müjdesi vardır.. O gece ki, Rabbimizin, Ümmet-i Muhammed’e hediyesidir;
“Bismillâhirrahmânirrahîm// İnnê enzelnâhü fî leyletilkadri// Ve mê edrâke mê leyletülkadri// Leyletülkadri hayrun min elfi şehrin// Enezzelülmelêiketü verrûhu fîhê biizni rabbihim min külli emrin// Elêmün hiye hattê matla’ıl fecri.”
“Biz onu (Kur’ân’ı) Kadir gecesinde indirdik// Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin?// Kadir gecesi, bin aydan hayırlıdır// O gecede, Rablerinin izniyle melekler ve Rûh (Cebrâil), her iş için iner dururlar// O gece, esenlik doludur// Tâ fecrin doğuşuna kadar.”
(el-Kadr, 1-5).
O mübarek geceyi arayan Peygamberlerin Gülü (s.a.v) e selam olsun.. O gece ki Ramazan-ı Şerif’in ilk gününden itibaren aranmasına ve bilhassa 20. geceden sonraki tek gecelerde vukuu bulacağına inanılır.. Hz. Aişe Annemizin (r.a) bu konuda, Peygambelerin Gülü Efendimizin (s.a.v) Ramazanın son on gününde Îtikâf buyurduğunu söylemesi, bizim için bir yoldur.. bir umuttur.. Îtikâf ki, minarelerin gölgesinde Rabbime, kimsesiz ruhunu açmaktır..
O geceki, seksen üç seneden daha hayırlıdır.. O gece ki, vaktinin bilinmeyişinde bile bir keramet vardır.. Hadîs-i şerîflerimizde Kadir gecesi, Ramazan’ın son onundaki tek gecelerde ve bilhassa yirmi yedinci gecesinde aranması gerektiğine işaret etmesine rağmen, o gecenin kat’î olarak bu günler içinde bulunduğu mânâsına da gelmediği din alimlerince dile getirilmiştir. Bu konuda, İmâm-ı Âzam ve Muhyiddîn-i Arabî Hazretleri, “Kadir gecesinin sene içinde deverân ettiğini ve mutlak sûrette Ramazan’a mahsus olmadığını”, İmâm Şârânî Hazretleri; “Kanaatime göre Kadir gecesi her sene devreder (zamanı değişir). Çünkü ben, onu Şâban’da, Rebî ayında ve Ramazan’da, (muhtelif zamanlarda) gördüm. Fakat en fazla gördüğüm, Ramazan ayı ve bunun son günleridir.”, İbn-i Mes’ûd -radıyallâhu anh-:“Kim, bütün seneyi ihyâ ederse Kadir gecesine erer.” şeklinde dile getirmişlerdir..
Öyle ki, bir huşu ile Kadir gecesini arayan Salih mü’minler’in hayat düsturu; “Her gördüğünü Hızır, her geceni Kadir bil” olmuştur..
Mevlâmın Mevlânası, Bu Mübarek geceyi şu beyit ile biz garip ve gönlü aç Müminlere;
“Bedenin kadir gecesidir. Onun yüzünden nice devletler elde edilir. Canın da dolunaydır. Karanlıklar onun yüzünden yarılıp yok olur. Hak Kadir gecesidir. Can, yani insan bütün geceleri sınasın diye geceler içinde gizlidir. Bütün geceler Kadir gecesi değildir. Ancak her gecenin Kadir gecesi olma ihtimali de yok değildir” sözleri ile ikâzda bulunmuştur..
Ey Kadri bilinmesi gereken “GECE”.. Ben, sana nasıl gelmeliyim ki sana varmalıyım? Ben, seni nasıl bilmeliyim ki sana ermeliyim? Gönlümüzün böyle dertlendiği bir anda yine imdadımıza Peygamberler Gülü efendimiz (s.a.v) koşuyor..
Bir Hadis-i Şerifeleri’nde; “Ne mutlu bu İslâmî güzelliklerle Ramazân-ı Şerîf’i ihyâ edip ilâhî af fermânını almış olarak hakîkî bayrama erişebilenlere!.. Ne mutlu her gecesini Kadir, her gördüğünü Hızır bilip bu ebedî kazanç fırsatlarını değerlendirebilenlere!..”buyurmuşlardır.. Bir diğer Hadis-i Şerifesi’nde ise; “Kadir gecesini, fazîlet ve kudsiyyetine inanarak ve sevâbını yalnız Allah’tan bekleyerek ibadet ve tâatle geçiren kimsenin –kul hakkı hâriç- geçmiş günahları bağışlanır” (Müslim, Müsâfirîn, 175/760) buyurmuşlardır..
Bu gecenin feyzinden faydalanabilmenin yollarına dem vuran, Peygamberlerin Gülü (s.a.v) sevdalısı, Mevlâmın Mevlânası, Uyuma Diyor.. Uyuma..
“Ey kardeşim bir gececik de uyumasan ne olur?
….
Geceleyin yürü ki, yollar geceleyin alınır; menzillere geceleyin varılır.
….
Ömürden bir geceyi eksik say da, diri ol; uyuma.
….
Geceleri uyumaktan da münezzeh olan o Sevgili için uyuma;
Uyuma da gönlünü ona teslim et.
Yüce Allah’ın ‘Dostlar gece uyumazlar’ sözünden utan da bir gececik uyuma.”
Ne güzel de söylüyor Bu gece, Rabbimin Habib için uyuma.. Ellerini semâya aç.. Gönlünü Rabbime.. Şefkatlilerin en şefkatlisine.. Güllerin Efendisi de buyurmuyor mu ki “Cebrâîl (a.s.) bana göründü ve; «Ramazana erişip de günahları affedilmeyen kimse rahmetten uzak olsun!» dedi. Ben de «Âmîn!» dedim…” (Hâkim, IV, 170/7256; Tirmizî, Deavât, 100/3545)” diye.. Uyuma Kardeşim.. Uyuma.. “Her gördüğünü Hızır, Her Geceni Kadir bil”, uyuma…
İşte birkaç kelam ile titredi ürkek gönüllerimiz.. Kuş misali uçsa uçamaz.. kalsa kalamaz.. Gecenin bu kör vakti kulaklarımızda,“Hu deyip serden geçilir, Aleme rahmet saçılır, Allah’a doğru açılır, Yollar Kadir Gecesinde”, gönlümüzde “affedilme” acziyeti.. Kelamımızda bir kusur varsa affola.. O vakit “Yolarımızın” Alemlerin Rabbi’ne çıkması umudumuz ile.. Uyumadan, alnımız secdede ve Unutmadan; “Essalatu Hayrun Minen Nevm”..
Hayırlı Kandillerimiz olsun..
YEmen...