3-) Cool'luk dediğimiz şey, sinyallerini bir ortama girişinizden itibaren vereceğiniz bir mizaç özelliği, bir vücut dili, etrafa saçılan bir elektrik ve hayata karşı bir duruştur. Bu yüzden girdiğiniz mekan ister bakkal, ister üniversite kantini, ister bir bar ya da ofisiniz olsun, size selam verilmediği sürece kimseye selam vermeyin. Bırakın çevrenizdekiler yenilgiyi kabul etsin, ve cool'luğunuz karşısında beyaz bayrak çekerek sizi selamlasınlar. İlerleyen safhalarda bunu verilen selamı da almamaya kadar vardırabilir, böylece ismi dillerden düşmeyen "cool" bir kişi olabilirsiniz.
Ne var ki selam vermemek, yalnızca bir mekana adım attığınızda uygulayacağınız bir şey olmamalı. Söz gelimi, yolda yürürken bir okul ya da iş arkadaşınızın karşıdan size doğru geldiğini gördüğünüzde, aslında onu hiç görmemiş gibi davranmak, elinizdeki telefona ya da çevrenizdeki diğer şeylere dikkatinizi yöneltmek sizi cool yapmaya yetecek de artacaktır bile. Bırakın karşınızdaki sizi durdursun ve konuşmaya çabalasın. Bu tavrınızda tutarlı olursanız kısa süre içinde "kafası çok meşgul" ya da "karşısındakini hatırlayamayacak kadar çevresi geniş" bir kişi olarak anılacak, insanların selamınızı almak için birbirini ezişini yüzünüzde "cool" bir gülümsemeyle izleyeceksiniz.