Altın Günü

Anneeeee!! Beni Götürmeeee!!

Eveet! Yine bir altın günü macerası... Bu sefer sıra Seher Teyze de ve benim tatlış güzel anneciğim beni de götürecek. Ahh ne harika değil mi? Tontiş tontiş teyzişlerimin yanında oturup dedikodu yapacağım... Bir de işin kötü tarafı ne biliyor musunuz? Kime gidersek gidelim misafir olsam da hizmeti ben yapıyorum. Yahu arkadaş banane yaa ben oraya misafir olarak gelmişim azıcık oturuvereyim dimi? Yok! İlla Venüs hanım çalışacak... Hayır bana ne garezleri var anlamıyorum ki? Haa bu arada ben size kendimi tanıtmayı unuttum değil mi? Ben Venüs. Venüs Altınok. 21 yaşındayım. Üniversite 3. Sınıftayım. Bilgisayar Mühendisliği okuyorum. Bu da benim 6 tane aylık, 4 tane 15'den 15'e , 2 tane akraba ve 7 tane de okumalı gezeği olan annişim Gülcan Altınok. Hepsine de gider maşşallah! Hiçbirini kaçırmaz. Arada beni de götürür. Ben bunu ne kadar istemesem de!

"Anneeeee!" ufff bir kadın bu kadar yavaş hazırlanabilir miydi? Söz konusu benim annemse evet!
"Ayy geldim geldim ne sabırsızsın evladım! Bak çarçabuk hazırlandım işte! Allah Allah!"
Evet kendini de müthiş üste çıkarırdı!
"Ne çarçabuğu anne yaa? İki saattir seni bekliyorum! Seni beklerken dizi izleyeyim dedim. Şöyle gezinirken Kanal 7 'ye çarptı gözüm. Yine dini dini diziler vardı. İki dakika izleyeyim dedim. Şurada seni beklerken dizi bitti yeminlen imana geldim! Sen neyin kafasını yaşıyorsun yaa?" Ha ha ha! Müthiş kapak!

"Zevzeklik etme kız! Hadi gidiyoruz geç kaldım zaten. Nurten'in oğluna ne olmuş öğrenemeyeceğim!" kadının aklı fikri dedikodu da. Ya Rabbim şunlara hidayete erdir!
"Duyuyorum kız! Konuşup durma!" oha! Nasıl ya? Ben içimden konuşmuştum. Yoksa konuşmamışmıydım? Off anne yaa!
"Oflama! Oflama!"
Tamam sustum.

Eveet! Varış noktamıza ulaştık ; Seher Teyzenin evi! Zaten komedi eve girer girmez başladı. Şu an ayağımda ki terliklerden bahsetmiyorum bile! Siz düşünün artık!
"Venüüüüs! Bu sen misin kııız?" yok teyzem ben Neptün! "Ayy ne kadar büyümüşsün maşşallah!" teyzeciğim 21 yaşındayım daha ne kadar büyüyeyim? Tövbe estağfurullah! "Gel gel otur bir yanıma. Ayy Gülcan! Bu kız serilip serpilmiş!" buraya gelmeseydim evet şu an koltukta serilip serpilmiş olacaktım! "Bu ne güzellik? Ayy maşşallah!! Tü tü tü! Nazar değmesin inşallah ya rabbim!" teyzem be! Gusül abdesti aldırdın bana! Bu nedir ya? "Kız ben seni benim amcamın kızının eltisinin yeğenine alayımmı?" o ne be? Öyle akrabalık bağı mı olur? "Onunla pek de yakışırsınız da! Ayy vallaa diyim de hemen gelsin Ayten! Senin gibisini zor bulu-" artık bir el atmanın vakti gelmişti ama! " Teyzem dur ne yaptın yaa! İki dakika da everdin beni! Ben daha okuyorum. Mezun olacağım daha! Dur ne evlenmesi! Ben evleneceğim zaman sana haber veririm tamam mı teyzem?" anında yüzü düştü. "Peki kızım..." Tamam ben de üzmek istemezdim ama sırf Fatoş Teyze üzülmesin diye de evlenemem yani! Yok artık!

Kadınlar büyük bir dedikodu kaynatırken ben de eve doğru kaynatmanın yollarını arıyordum. Gizlice ayağa kalktım. Parmaklarımın ucunda ilerlerken... Bommm! Gülsüm Teyzeciğime yakalandım. "Venüs nereye yavrum?" aha şimdi ... "Tu-tuvalete teyzem tuvalete..." anca bu kadar uyduruyorum ne yapayım? " Heh tamam yavrum git git yoksa prostat falan olursun Hafazanallah!" p-prostat mı? Teyzem sen beni erkek sandın herhalde! "Gülsüm Teyze o erkeklere özel bir hastalık kadınlar da olmaz. Neyse ben de gideyim artık da nolur nolmaz!" Seher Teyzenin evini bildiğimden tuvaleti de bulmak zor olmadı. Tuvalet de işim bittikten sonra çıktım. Biraz evi gezeyim dedim. Yan taraftaki Zeynep'in odasına girdim. Haa bu arada Zeynep Seher Teyze'nin büyük kızı oluyor. Benden iki yaş küçük. İçeri girdiğimde Zeynep bilgisayar masasında oturuyordu. Benim girdiğimi görünce hemen bilgisayarı kapattı. Terlemişti ve endişeliydi. Bir tuhaflık vardı ama ne? "Zeynep noldu bitanem?" evet bir şey olmuştu. "Hi-hiç bir şey olmadı Venüs. Yani ne alaka? Oradan bakıldığında bir şey varmış gibi mi duruyor?" hiç de yalan söyleyemiyor. "Emin misin?" bir an duraksadı. Sonra birden yalvarırcasına baktı. "Yaa Venüs aslında bir şey oldu ve senin yardım edebileceğin bir şey. Yani bilgisayarla ilgili. Bir bakar mısın?" sanırım durum ciddiydi. "Tabii bakarım. Ne oldu anlat şimdi." "Ya ben Twitter' a girmiştim. Birden çocuğun biri laf atmaya başladı. Anlamadım ne olduğunu. Sonra hesabımı hackledi. Galiba durum ciddi." Hacker mı? Yandın sen Zeynep! "Tamam bakalım çocuk ne demiş?"

"Ya sen kimsin ya?"
"Pardon?"
"Ne pardon ne? Seni var ya öldüreceğim! Bittin sen kızım!"
"Beyefendi sizi tanımıyorum. Rica etsem kendinizi tanıtırmısınız? Yoksa resmi yollara başvuracağım."
"Ha bir de tanımıyor hanımefendi! Kızım sen beni elaleme rezil ettin dur sen ben sana neler yapıyorum!"
"Beyefendi anlamıyorum sizi lütfen artık şu mesajlaşmaya son verebilir miyiz?"
"Seni herkese rezil edeceğim! Pislik seni! Görürsün sen!"
"Anlamadım özür dilerim galiba birisiyle karıştırıyorsunuz beni. İyi günler."
"Eğer birisine söylersen... Ölürsün!"
"Ne! Beyefendi siz ne dediğinizin farkındasınızdır umarım? Bu bir şakaysa lütfen sonlansın."
"Beyefendi?"

"İşte sonra da hesabım hacklendi kimseye mesaj yollayamıyorum" Zeynep büyük bir bataklığın içine düşmüştü. Ne yapacaktık şimdi? "Zeynepçiğim dur telaşlanma mutla-" Bilgisayar ekranında birden bir yazı belirdi ve bu hiç de iyi ye işaret değildi... Yazıysa şu şekildeydi;

"SENİ KİMSEYE SÖYLEMEMEN KONUSUN DA UYARMIŞTIM! ŞİMDİ İKİNİZİ DE ÖLDÜRMEK ZORUNDA KALACAĞIM!!!"