Cold // Harry Styles (Türkçe)

bir

Kitabının sayfasını çevirdi,önünde ki  kahvenin buharı duman yaratıyordu.Ondan çok uzakta olmama rağmen,pembe kusurlu ve çiller serpili yanaklarını fark edebiliyordum.Tanrım,o güzeldi!

Kupayı pembe,parlatıcılı dudaklarına götürmeden önce küçük eli kupanın etrafını sardı.Gözleri ile benim gözlerimin bakışması aynı zamanda hem nefesimin kesilmesine ve  hemde kafamı çevirip başka tarafa bakmama neden oldu.Arkamdan dik dik bakmasını hissettim ve  sonra bakışları kayboldu.Gözlerimi kapadım ve solgun mavi gözlü onu hayal etmek beni yakıp kül etti.Ben meleklerin dünyada gezdiğine inanan biri değilim fakat o? Büyük ihtimalle o bizzat tanrı tarafından gönderildi.

Çoktandır aklımın uydurduğu bazı şeyler vardı.Bazıları edepsiz ve bazıları hoş,hepsi benden 6 koltuk uzakta oturan kızı kapsıyordu.Fakat onları saymıyordum.

Yalan.

"Yarın görüşürüz,Willow!" Kafe'nin sahibi neşeyle bağırdı. Ve sonra o,Willow,vanilya kokusunu ardında bırakarak,beni geçti.Eli kapının sapında ve benim oturduğum yerde bir dakikalığına bekledi.Cam kapıyı açmaya şüphe ettiğini görebiliyordum.Kısaca benle bakıştı ve benim ağzım aralandı.

Bir kez daha,ona bakarken ve onun güzelliğini takdir ederken yakalanmıştım.Yanımdaki camdan dışarı baktım.Gözlerimin köşesiyle,bana doğru yürüyüşünü görebiliyordum.

Kalp atışım artıyor ve avuç içlerim terliyorlardı.Ağzım kuruyordu ve ben sadece benle konuşmaması için dua ediyordum.Aman tanrım eğer benle konuşursa,duygular şöyle dursun daha kelimelerin var olduğunu bilmeyen bir aptal olacaktım!

Fakat,beni görmezden gelerek yanımdan geçti.Geçerken bana baktı.Kapıya doğru yürüdü ve çıktı, o sırada küçük dükkana rüzgar hücum ederken, o kitabı eliyle kavrıyordu.

Sonunda, tuttuğum nefesi serbest bırakıp,oturduğum koltuğa çöktüm.Kafamı kuşku ile sallarken yazdığım peçeteyi tutarak,cebime doğru ittirdim.

Ayağa kalkıp aceleyle ayrılırken,soğuğun Willow tarafından avlanmış düşüncelerimi dağıtmasını umut ettim.