Sabah, ağlamaktan şişmiş gözleriyle uyandı ve burnuna dolan kokuyla gülümsedi. Tava da pişmiş yumurta kokusunu seviyordu. Yüzünü yıkayıp mutfağa geçti.
Yumurta dolu tavayı masaya bırakan Aslı ''Günaaydııın.'' diyerek cıvıldadı. Ardından '' Yerleşeceğimiz yeni ev için sabırsızlanıyorum. Düşünsene yeni ev demek yeni ortamlar ve yeni insanlar demek.'' dedi parlayan gözlerle Elif'e bakarak. ''Yeni insanlar demek yeni yaralar demek. Bu yüzden yeni insanlar tanımak gibi bir hobim yok.'' dedi ve yemeğine devam etti.
'' Nedense gideceğimiz yerde bu söylediklerinde yanılacakmışsın gibi hissediyorum.'' dedi, yandan Elif'e bakarak. Beklediği tepki gelmeyince ''Çok açım. Yemeğimizi bir an önce yiyip yeni hayatımız için yola çıkalım.'' dedi ekmek arasına aldığı peyniri ağzına alarak. Elif ise yanılmayacağına emin bir şekilde yemeğine döndü.
Yolda, uyuyan Elif'e baktı. Son durumdan haberi yoktu. Elif'in geçmişini, bir türlü güvenemediği Esma öğrenmişti. Elif ile Esma altı yıl öncesine kadar aynı mahallede oturuyorlardı. Ve ikisi de birbirlerini kesinlikle sevmezlerdi. Anlayamadığı birinci nokta; Esma'nın her şeyi nasıl öğrenmesiydi. Eğer Esma gelip Aslı'ya her şeyi bildiğini söylemeseydi, durum çok kötü olurdu Elif için.
Anlayamadığı ikinci nokta ise Esma'nın gelip bizzat kendisine, her şeyi bildiğini ve bu gerçekleri arkadaşlarına da anlatacağını söylemesiydi. Halbuki, önce Aslı'ya anlatmayıp, okuldaki herkese duyurabilirdi. Ve böylelikle istediği gibi Elif'in de canı yanacaktı. Fakat o, gelip önce Aslı'ya anlatmıştı . 'Kesinlikle Ankara'dan gitmemiz için yaptı. İyi de neden gitmemizi istesin ki?' diye düşündü. Aklındaki bu sorularla neredeyse tüm yolu katetti.
Adana'ya tayinini istemesinin de bir nedeni vardı aslında. Yetimhanede ki yakın arkadaşı olan Cengiz'i bulacaktı. Daha bir yıl önce, sokakta tesadüfen gördüğü yetimhanedeki diğer arkadaşı Ayşe'yi görmüştü. 'Ayşe'nin beni yıllar sonra görmesini geçtim ama tanıması tamamen kaderdi.' diye düşündü.
Ayşe'nin söylediğine göre Cengiz, Adana'nın merkezinde öğretmenlik yapıyordu. Fakat hangi okulda olduğunu Ayşe'de bilmiyordu. Artık Cengiz'in hangi şehirde olduğunu biliyordu . Sadece bulmak için araması gerekecekti.
O zamanlar çok küçük olsalar da birbirlerine söz vermişlerdi ve Aslı bu sözünü tutmakta kararlıydı.
Elif, yeni hayata başlayacağı şehrin merkezine geldiğini görünce kulaklıklarını çıkarıp etrafı incelemeye başladı. Yoldan geçenlerden bazıları telefonla konuşuyor, bazıları sevgilisiyle el ele tutuşuyor, bazıları ise arkadaşlarıyla sohbet ederek yürüyorlardı.
Ardından görüş alanına çocuk parkı girince tüm dikkatiyle ve özlemiyle parka dönüp, çocuklarıyla vakit geçiren anne ve babaları izledi. Bu tablo her defasında onu, geçmişi hatırlatıp hüzünlendiriyordu ve buna rağmen kendisini izlemekten alıkoyamıyordu. Parkın önünden geçişi, birkaç saniye sürmüştü fakat ona bu saniyeler birkaç dakika gibi gelmişti. Parkı arabayla geçtikten sonra da aklında hala babası vardı. 'Seni çok özledim baba.' dedi hüzünle gözlerini kapatarak.
Direksiyon başındaki Aslı ''Bir şey mi dedin?'' diye sorunca, yakalanmış hissine kapılan Elif, ''Eve daha ne kadar var?'' diyerek sorusuna soruyla karşılık verdi.
Aslı, ''Sana söylemiştim aslında ama belli ki yine aklın başka yerlerde. İlk olarak, daha önceden irtibata geçtiğim okuluna gidip senin kaydını tamamlayacağız. Okuldan sonra da eve geçeriz.'' diyerek okulun bahçesine giriş yaptı.
''Ama gelir gelmez okula mı uğranırmış?! Beni eve bırakıp tek gelsen olmaz mı?'' diyerek dudaklarını öne doğru büzüp ikna etmeye çalıştı. Fakat Aslı, bizim kızın yanaklarından tutup ''Oooww benim küçük kardeşim mızmızlanırken ne tatlı oluyormuş meğer. Yerim ben seni Günbatımım benim. '' dedi. Ardından güldü ve sulu sulu öptü bizim kızı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YANIK SAÇLI KIZ
Teen FictionÇalan kapıyı açtı, saçı başı dağınık bir şekilde. Karşısında Andaç'ı görünce gözlerini devirip kapıya yaslandı. Ardından kollarını bağlayıp ''Neden geldin?'' diye sordu. Elif'in umursamaz davranışlarına karşı içten gülümsedi...