23 Bölümün Sonu 24 Bölümün Başı

Aşk ve Aşk Acısı

Ömer defnesine "Güvenmiyorum" diyerek o gece o sahilde sevdiği ve aşık olduğu kadını terk etmişti..

Güvenmiyorum kelimesini biraz açarsak; Ömer sevgisine güvenemiyordur yada kendisini suçlu hissettiği için kaçmak için bu sözcüklerin arkasına sığınma ihtimali olabilir. Yada korktuğu için sevgisinden aşkından onu kaybetme korkusu da olabilir. Ama bilmiyor ki böyle yaparak hem kendi canı acıyor hem de kadınının..

Sevginin olduğu bir yerde güvensizlik olamaz olmamalı. Sevgi bir imtihan türü değildir. Tam tersi imtihanlarını kazanıldığı bir yerdir.

Defne ne kadar hata yapsa da Ömerden ona güvenmesini istemesi en doğal hakkı. Bu ilişkide iki tarafta kendince haklı. Amaaa bir tık daha benim gözümde Defne haklı. Ömer zor bir adam kalın duvarları var onun gözünden bakınca defneye karşı çok fedakarlıklar yaptığını gördük. Çünkü aşık oldu ve değişti. Aşk insanı hem iyileştirir hem geliştirir. İnavosyon yani.

İlk karşılaşmaları ikiside kalbi kırık kalbine küçük bir cam parçası girer ya alamazsınız küçük bir cımbızla alınır ya onun gibiler birleşmeleri için çok küçük bir adıma ihtiyaçları var ama ikiside kibir ve gururları yüzünden sürünmeyi tercih ettiler..

"Nasılsın defne" sorusunun karşılında "sen" sorusu ve bakışlar gözler konuştu..

Gittiğinden beri kalbim perişan ölüyorum defne sensiz nefes alamıyorum. Yokluğun bana mezar oldu sanki sen gittiğinden beri ev bomboş kimseyi almadım ne evime ne hayatıma.. Asistan da kullanmıyorum artık kendi kahvemi kendi kahvaltımı kendim hazırlıyorum. Evde senden başka birini görmeye dayanamıyorum. Evin her yeri sen ve senin kokun.. Niye gittin niye bıraktın beni mutlu musun şimdi..

Evet iyiyim, sen?

Sen beni o sahilde tek başıma bırakıp gittin ya o gün bugündür benim kalbim hala orda senin geri gelmeni bekledi bekliyor ama biliyorum ki gelmiycek. Evet hata yaptım ama o son sözün beni nasıl kırdı nasıl parçaladı kelimeler yetmez sana anlatmama. Kendimi yeni toparlayabildim. Sen çoktan toparlanmışsın eski o kalın duvarları olan gelmiş yerine. Hemen toparlanmışsın iyileşmişsin ama ben daha iyileşemedim ruhum hala hasta..

Bende iyiyim çalışıyorum işte.. Çizmelerim sende kalmış Şükrü abiye ver de ondan alayım ben.. Kendin gelip alman bu kadar mı zor?

Zor o kadar zor ki sana gelip o evde misafir gibi durmak çok zor sana gelip sarılamamak arkamı dönüp gitmek çok zor.. Ben o eve en son geldiğimde evet ömer evet seninle evlenirim demek için gelmiştim şimdi ise sende kalan son eşya mı almaya dayanamam ömer?

Sencede zor değil mi?

Değil diyerek söze başlar ömer. Biz seninle o evde hayal kurduk evlenecektik ama sen gittin beni sensiz bıraktın.. Kalın duvarları ördün diyorsun ne yapmamı bekliyordun ki sen beni yıktın defne yıktın..

Ben yarın akşam evde yokum gelir alırsın..

Tamam..

Seni çok özledim tenini kokunu gitmeseydin ne olurdu haaa?

Tamam..
Seni çok özledim defnem çok..

Şu iki resimdeki hayal kırıklığı ve kalp kırılmasını ben kelimerce yazsam anlatamam..