Sinıfa girdiğimde herkes konuşmayı kesip bana bakmaya başladı. Ben onlara boş gözlerle
bakarken içeri ufak tefek çok tatlı vir bayan girdi. Üstünde uçuş şeker pembesi bir tişörtve altına kot bir pantoln giymişti. Tam beni kafa yaa! Normal günlerde ben de hep
pantolon tişört.
"Tatlım yerine geç. Sen yeni öğrencimissin dimi? Gel sana bir yerbulalım."
"Tamam "dedim sadece ve hocanın baktığı yöne doğru bakmaya başladım. Hayııır hayıır!
"Ömer'in yanı boş. Hadi otur."
"Şey. Hocam bana başka bbir yer bulsak olmaz mı?"
"Tatlım başka bir yok ne yazık ki. Hadi geç."
Sadece kendim duyabileceğim şekilde mızmızlanarak "ÖMER"in yanına gidip oturdum.
Kilasik tanışma faslına sıra geldi.
"Adım Ebru Özsözlü. Bursalıyım. Annem vebabam vefat etti." Bunları söylerken gözlerim
doldu ve koşarak sınıftan çıktım. Koşarak ilerlerken bir kapı sesi daha geldi ama hiç
arkama bakmadan bahçeye çıktım. Hemen arka bahçeye yöneldim. Kimse yoktu. Hemen
yere çöktüm. Dizlerimi kendime çektim ve başımı dizlerime gömerek tuttuğum göz
yaşlarımı serbest bıraktım. Hıçkırarak ağlarken birinin yanıma oturduğunu hissettim
ama başımı kaldırıp bakamadım. Belimde bir el hissedince refleks olarak başımı kaldırıp
elin sahibine baktım. İnanmayacaksınız ama belimdeki elin sahibi o gıcık Ömer.
Tam ağzımı açıp git burdan diyecekken o konuşmaya başladı
"Sakın bana git deme! Çünkü gitmeyecegim"
Nerden bildi ya?
"Neden ağladığını çok iyi biliyorum"başımı öne eyip sesizce ağlamaya devam ediyordum
ama çenemden tutup ona bakmamı sağladı.
"Artık ağlama. Zaten çirkinsin dahada çirkin oluyorsun."
Bunu söylerken hafif gülümsemişti. Bunu duyunca burnumu çektim ve ona pis pis
baktım. Artık ağlamam durmuştu.
"Zaten git demiyecektim."Yalan valla yalan. Sen bi sussana. Evet bu benim benim kadar olmazsa da güzel iç sesim.
"Hııı tabi. İnandım ben de."
"Sana sarıla bilir miyim?"
Sorumu beklemediğinden bir süre öylece baktım.Valla ben de beklemiyordum.
"Ta..."
Sözünü bitirmesine izin vermeden ona sarıldım. Biraz sonra o da kollarını bana sarmıştı.
*********
Umarım beyenirsiniz