Okulun ilk günleriydi, Ankara'dan yeni gelmiştim. Doğal olarak yabancılık çektim. Hiç arkadaşım yoktu. Herkez ya grup halinde ya da ikişerli geziyordu. Bense oturmuş önümden geçenlere bakıyordum. Sonunda ders zili çalmıştı. Tabiki bu zile tanışma zili de denilebilir. Herkez sınıflarına geçmeye başladı. Bende artık yeni sıfım olan 9/B ye doğru yürümeye başladım. Ve o da ne bizim sınıf meteorlar ile dolmuştu. Ama benim diğer kızlardan tek farkım insanları güzel veya yakışıklı kavramı ile yargılamıyorum. Bu iç hesaplaşmalarımı bir kenara bırakıp
kendime uygun bir yer bulup oturacaktım ki bir kaç erkeğin bana yanlarının boş olduğunu gösterdiğini fark ettim ve birine oturdum. Yanına oturduğum çocuk arkasına döndü ve diğer beni yanına çağıran arkadaşlarına cool bir bakış atıp önüne döndü. Bana biraz garip gelmişti çünkü beni kazanmaya çalışmışlardı. Öğretmen içeri girdi ve kendini tanıttı:
"Merhaba çocuklar. Ben Serran Kayacı. Sizin hem sınıf hemde ingilizce ögretmeninizim. 29 yaşındayım. Çoğunuzla zaten tanışıyorduk ama yeni gelen arkadaşlarımız var. Sizden istediğim adınızı, soyadınızı ve nereden geldiğinizi söylemeniz. Evet Pınar senden başlayalım." Ögretmen sırasının en önünde oturan kız ayağa kalktı:
"Adım Pınar soyadım Yıldırım buralıyım." dedi ve yerine oturdu. Tatlı kıza benziyordu yeşil gözlü kahverengi kıvırcık saçları vardı. Yaklaşık bir altmış beş boylarındaydı.
Daha sonra sevgilisi olduğunu düşündüğüm çocuk ayağa kalkıp:
"Adım Burak Soyadım Bayhan buralıyım." dedi. Bir kaç kişiden sonra yanımdaki çocuk ayağa kalakarak:
"Adım Can Soyadım Balay Buralıyım" dedi. Sıra bendeydi. Bir sıcak basmıştı vücudumu. Herkez bana bakıyordu.
Ayağa kalkıp sakin olmaya çalışarak:
"Adım Berfin soyadım Karla İzmir'den geldim." dedim ve rahatlayıp yerime oturdum.Daha sonra arkamdaki çocuk kalkıp:
"Adım Mete Soyadım Güler buralıyım" dedi. Bu arada yanımdaki çocuk yani Can benimle konuşmaya çalışıyordu. Ve bende cevap vermeye çalışıyordum. Daha sonra herkez kendini tanıttı. Ve zil çaldı. Benim bir arkadaşım olmadığı için kalsammı dışarı mı çıksam diye düşünürken Can
"Dışarı çıkalım mı?" dedi. Tabiki arkadaş edinmem gerekiyordu bu yüzden "evet" dedim. Okulumuz çok büyüktü ve ferahtı. Futbol sahası, Voleybol sahası, Tenis kordu, Basketbol sahası, ve birde büyük bir çok amaçlı salonu vardı. Biz ise kantinin yan tarafında ki ağaçlık oturma alanına gittik. Neredeyse her adımda Can'ın tanıdığı biri çıkıyordu. Bu çocuk herkesi mi tanıyordu? Cidden herkezi. Biraz yürüdük ve bir banka geçtik. Benim tam karşıma geçti. Ve o an fark ettim mavi gözleri vardı. Kumraldı. Ve doğruyu söyliyeyim çok yakışıklıydı. Ama yakışıklılığin bir önemi yoktu çünkü burada herkez çok yakışılıydı. Neyseki bizim maviş konuşmaya başladı. {Mavi gözlü tanıdılarıma "maviş" derim.}
"Berfe idi değil mi ?😊😊"
"Evet. Sen de Can.☺☺"
"Haha😁😁 evet. İzmir'den mi geldin?☺☺"
"Evet."
"Güzel mi?😊😊"
"Hemde nasıl.😌😌"
"Bu okulu pek bilmiyorsun herhalde?☺☺"
"Malesef.😞😞"
"Önemli deil üzülme ben gösteririm sana. 😊😊"
"Çok teşekkürler. Sana ne kadar minnettarım bilemezsin.😊😊"
"Ne demek, şimdi başlayalım mı?😀😀"
"Olur.☺☺" dedim ve kalkıp elini uzattı, beni kaldırmak için. Bende ayıp olmasın diye tuttm elini ama kalbim çok hızlı atıyordu. Beni çekti ve kalktım. Daha sonra yavaşça elimi eninden çektim. Yürümeye başladık.
"Ankarada sevgilin var mı?☺☺"
"Vardı ama bir kaç gün önce beni aldattığını öğrendim.😧😧"
"Hmm kötü olmuş. Peki birşey sorsam kızar mısın?☺☺"
"Tabiki sorabilirsin.☺"
"Benimle ............
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavişim
Teen Fiction{DaLdIm SeNiN o MaVi GöZleRinE} {GerİsiNi Ne SeN AnlAt nE bEn} {DinLeYiM.}